Background Image
Previous Page  72 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

72

bulurlarsa alıp yukarıdan aşağıya

kaymanın keyfini çıkaran

insanlara özenip bir anda

soluğu orada alıveriyorsunuz.

Hoplaya zıplaya, düşe kalka, bir

o yana bir bu yana savrularak

siz de kayanlar kervanına dahil

oluyorsunuz. Fırsat bu fırsat

diyenler de şehir hayatında

kolay kolay rastlayamayacakları

bu mutlu anları, güzellikleri

ölümsüzleştirmenin peşine

düşüyor, fotoğraf makinelerinin

deklanşörleri durmak bilmiyor.

YAYLADA HAYAT ERKEN

BAŞLAR…

Yöre insanı tahmin edebileceğiniz

gibi güne çok erken başlıyor.

Tatilciler zaman açısından biraz

daha torpilli olsalar da yatakta

keyif yapmanın burada pek bir

anlamı olmadığından biyolojik

saat ister istemez kendini

kolayca adapte edebiliyor erken

uyanmaya. Zaten mis gibi havada

çekeceğiniz deliksiz uykunun

ve dışarıda sizi bekleyen yeni

yaşamın motivasyonu her şeye

yetiyor. Yaylada olmanın en

güzel anlarından biri kahvaltı

zamanları. Biraz önce sağılmış

sütü içmek, bahçeden gelen

meyveyi, sebzeyi yemek, bol

tereyağlı muhlamaya ekmek

banmak, başlı başına bir

mutluluk kaynağı. Sonrasında

alın çayınızı elinize, etrafınızdaki

manzaraları içinize sindire

sindire yudumlayın.

Yayla turlarında programlar hayli

yoğun; firmalar ve rehberleriniz,

bu güzel coğrafyadan payınıza

düşeni almanız için fazlasıyla

gayret gösteriyor. Her firmanın

tur programı, ufak farklılıklar

içerse de genel olarak benzer

seçeneklere yer veriyor. Her tur

için bölgede olmazsa olmazlar

var. Çevredeki şelaleleri, dereleri

görmek, doğa parkurlarında bol

bol yürüyüş yapmak, komşu

yaylaları, köyleri ziyaret etmek

gibi. Olmazsa olmazlara gelince:

Çamlıhemşin, Çinçiva gibi

özgün ilçeler, Gelintülü, Palovit

Şelaleleri gibi doğa harikaları

gördüğünde biraz şaşırıyor,

hatta biraz da kıskanıyor

diyebiliriz. Ancak iki günde

alışıyorsunuz bu tabloya ve

siz de buradaki yaşamın bir

parçası oluyorsunuz. Bunca

kara, bunca soğuğa rağmen

tulum eşliğinde neredeyse

kristalleşmiş bir kar tabakasının

üstünde neşeyle horon vuran

insanları gördüğünüzde ise

gülümsüyorsunuz. Kanınızı

kaynatan tulum sesi, hiç

tereddüt etmeden horon

grubuna dahil olmanızı sağlıyor

hemen. Üstünde yürümekte

zorlandığınız bir zeminde

saatlerce coşkuyla horon

vurmanın verdiği mutluluk bir

başka oluyor doğrusu.

Daha tulumun ve horonun

etkisinden sıyrılamamışken

gözleriniz Yukarı Ambarlık

mevkiinden aşağı doğru süzülen

insanlarla buluşuyor. Kamyon

lastiği, şambriyel veya naylon, ne

doyasıya kar görmekse Ayder

tam size göre bir yer. Yaylaya

adım attığınızda karşılaştığınız

manzara, size kendinizi beyaz

bir çölün ortasına düşmüşsünüz

gibi hissettiriyor. Sonsuzmuş

gibi görünen kardan bir yayla,

masmavi bir gökyüzü… Birbiri

ardına sıralanmış dağ silsileleri,

Ayder’in çevresini bembeyaz

kalelere çevirmiş. Bölgeye özgü

evler, oteller, pansiyonlar, kafeler,

restoranlar, gündelik hayatına

devam eden insanlar ve sokak

köpekleri, beyazın hâkimiyetini

bir nebze olsun kırıyor.

SOĞUK HAVAYI VE KARI

EĞLENCEYE DÖNÜŞTÜRÜN

Soğuğun da bir kokusu

var ve bunu Ayder’de çok

net hissediyorsunuz. İnsan

saçaklardan sarkan sarkıtları,

çatılara yığılan karı, yolları

kaplayan kalın buz tabakasını

ve bu şartlarda yaşayan, iklimi

kanıksamış mutlu insanları

=E]PE XYVPEVØRHE

TVSKVEQPEV LE]PM ]SĴYR

ÁVQEPEV ZI VILFIVPIVMRM^

FY K‚^IP GSĴVEJ]EHER

TE]ØRØ^E H‚ĽIRM EPQERØ^ MpMR JE^PEWØ]PE

KE]VIX K}WXIVM]SV

:BZMBEB PMNBO‘O FO Hà[FM

BOMBS‘OEBO CJSJ LBIWBMU‘

[BNBOMBS‘