Yeşilay Dergisi-Temmuz-2013-954.Sayı-Bağımlılıklarla Mücadelede Çocuk Becerilerinin Geliştirilmesi - page 19

17
ğini de keşfeder. Belirli ortalarda duygularını ifa-
de etmek yerine, diğerlerine göstermemek gerek-
tiğini, bazı duyguların özel olduğunu öğrenir.
Duygular bilişsel süreçleri etkiler
Hemen her bir duygu dıştan (örn. bir koku, ses)
ya da içten gelen (örn. karın ağrısı, bir sonra-
ki günkü sınavı hatırlama) uyaranlarla tetikle-
nir. Duyguların fark edilmesinde bilişsel işlev-
ler rol alır. Diğer bir deyişle, üzüntünün farkı-
na varmak üzüntü duygusunun şiddetini artı-
racağı gibi, bilinçli bir yaklaşımla bu duygunun
şiddeti azaltılabilir. Ayrıca, duyguların biliş-
sel süreçleri etkilemesi ve aynı zamanda da bi-
lişsel süreçlerin duyguları etkilemesi mümkün
olur. Duyguların farkına varabilme ve kontrol
etme becerisi günlük yaşama uyum için gerek-
lidir ve birçok modern psikoterapi yaklaşımı-
nın çekirdeğini oluşturmaktadır.
Duygular genellikle kısa sürelidir ve en faz-
la birkaç saniye sürer. Duygularla ilişkili yüz
ifadelerinin çoğu da kısa sürer. Bir duygu sı-
rasında oluşan fiziksel değişiklik (örn. kan ba-
sıncının artması, solunumun hızlanması), duy-
gusal ifadeden uzun sürebilse de genellikle bir-
kaç dakikadan uzun sürmez. Bazen belirli duy-
gular bir saat veya daha fazla sürdüğünde,
duygudurum (keyif durumu) haline gelir. Duy-
gudurumların yüz ifadeleri yoktur. Belirli bir
duygunun kısa bir süre içinde defalarca orta-
ya çıkması, biyokimyasal değişiklikler sonucu
duygudurumun kalıcı olmasına neden olabilir.
Bir duygunun uyandırdığı içsel hisler tamamen
bastırılamaz. Örneğin, yüz ifadesi değişimi bastı-
rılsa da bir insanın gerçek hisleri sesinden anlaşı-
labilir. Örneğin, bir kişi hayatındaki stresli bir olay-
1...,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18 20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,...68
Powered by FlippingBook