

çok uzun süre bağırsakta
kalmasını ve zararlı bileşenlerin
geri emilmesini engelliyor. Ayrıca
bağırsaktan yağın da geri emilimini
engelleyerek kolesterol seviyesinin
düşürülmesine yardımcı oluyor.
Dut da içerdiği posalar yani
lif sayesinde kötü kolesterolü
düşürerek kalp ve damar sağlığının
korunmasına yardımcı oluyor.
KANSERE VE YAŞLANMAYA
KARŞI KORUYUCU ETKİYE
SAHİP
Dutun, antosiyaninden zengin iyi
bir antioksidan kaynağı olduğu için
anti-inflamatuar etkisiyle ağrıyı
azaltıcı ve iyileştirici olabileceği
tahmin ediliyor. Antioksidandan
bu kadar zengin bir meyve olan
dutun aynı zamanda, serbest
radikallerle savaşan kansere ve
yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye
de sahip olduğu biliniyor. Dut
içerdiği demir sayesinde, kırmızı
Atasözlerinde, deyimlerde,
şiir ve şarkılarda adını
sıkça duyduğumuz dutun,
ana vatanının Orta Asya ve
Çin olduğu tahmin ediliyor.
Sağlık deposu olduğu
bilinen dut, ülkemiz
topraklarına 17. yüzyılda
Çin’den gelmiş. Binlerce
yıllık geçmişi olan dut
ağacı, ipek ticaretiyle Orta
Asya ve Çin’den dünyaya
yayılıyor.
kan hücrelerinin oluşumunu
artırıyor. Kırmızı kan hücreleri ise
doku ve organların oksitlenmesini
artırarak metabolizmanın
hızlanmasını sağlıyor. Bu sayede,
kansızlık ve demir eksikliğinin
de önlenmesine destek oluyor.
Uzmanlar, dutun içeriğindeki
resveratrolün kan basıncını
düşürdüğü ve kalp hastalığı
riskini azaltabildiğini söylüyor.
Antioksidandan bu kadar zengin
olan dutun, aynı zamanda serbest
radikallerle savaşan kansere
ve yaşlanmaya karşı koruyucu
etkiye sahip olduğu biliniyor. Çok
yüksek oranda C vitamini kaynağı
olan dut, bağışıklık sistemini
kuvvetlendirip hasarlı dokuları da
onarabiliyor.
KIRMIZI DUTYORGUNLUĞA
BİREBİR
Son yıllarda konuşulan süper
besinlerden biri olduğu şüphe
götürmeyen dut, rengine göre
farklılık gösteriyor. Yirmiye yakın
türü olan dutun en bilinen türleri
kırmızı ve beyaz olanları. Aslında
hepsi besin değeri açısından benzer
olmakla birlikte içeriklerindeki
etkinmaddeler farklılık gösteriyor.
Beyaz dutun kanda yüksek mikrop
oranının düşürülmesine yardımcı
olduğu biliniyor. Kırmızı dut ise
yorgunluğa çok iyi geliyor. Bu kadar
çok faydası olan dutu yemek, ondan
daha çok faydalanabilmek için
çok fazla zamanımız yok aslında.
Çünkü dutunmevsimi kısacık. Taze
dut yıkanmadan buzdolabında bir
veya iki gün bekleyebiliyor. Ancak,
dut derin dondurucuda daha uzun
süreli saklanabiliyor. Hatta duttan
pekmez yapmak ve dut meyvesini
kurutmak da mümkün. Kuru
dut haliyle de serin bir yerde veya
tercihen buzdolabında bir yıla
kadar muhafaza edilebiliyor.
ŞEKERVE BÖBREK
HASTALARI DİKKATLİ
TÜKETMELİ
Birçok hastalığa karşı koruyucu
etki gösteren dutun lezzetine kanıp,
ölçüyü aşmamak gerekiyor. Çünkü
bir çay bardağı dutun bir porsiyon
meyveye eşdeğer olduğu biliniyor.
Taze dutun bir porsiyonu ortalama
yarım su bardağıyken, kuru
dutun bir porsiyonu ise bir çorba
kaşığına denk geliyor. Uzmanlara
göre, herhangi bir hastalık ve kilo
problemi olmayanlar günde bir su
bardağı taze dut veya bir avuç kuru
dut tüketebilir. Glisemik indeksi
yüksek olduğu ve kan şekerini
hızla yükseltme etkisi olduğu
için özellikle şeker hastalarının
kontrollü tüketmesi gerekiyor.
Miktarı fazla kaçırıldığında karın
bölgesinde yağlanma problemi
yaratabiliyor. Böbrek hastalarının
da özellikle kuru dutu potasyum
içeriğinden ötürü kontrollü
tüketmelerinde fayda var.
EFSANELEREKONUOLMUŞ
Zeytin ve incir gibi kökleri
çok eskilere dayanan dutun
mitoloji ve efsanelerde de yeri
var. Aileleri istemediği için gizli
gizli buluşan Tispe ve Piremus,
bir gece ormanda bir ağacın
altında buluşmayı kararlaştırıyor.
Tispe, ağaca Piremus'tan önce
varınca avını yeni yemiş ağzı kanlı
kocaman bir aslanla karşılaşıyor.
Korkarak kaçarken boynundaki
eşarbı düşürüyor. Piremus randevu
yerine geldiğinde şalı, ağzı kanlı
aslanın önünde görünce sevgilisini
yediğini sanarak, hançerini çıkarıp
göğsüne saplıyor. Akan kanı
ağacın köklerine kadar iniyor ve
beyaz dut karadut oluyor. Tispe
geri döndüğünde sevgilisini
ağacın altında göğsünde hançerle
görünce, o da aynı silahla canına
kıyıyor. İşte o günden bugüne
o büyük sevda karadut ağacına
adını vermiş. Onun meyvelerinin
Piremus’un kanını, yapraklarının
ise Tispe’nin gözyaşlarını taşıdığına
inanılıyor. Ayrıca, Antik Yunan'da
bilgelik tanrıçası Athena’ya hediye
edilen dut ağacının, hayat verme
gücü olduğuna inanılırken, Eski
Romalı doğa bilgini ve filozof
Plinius’un da dut ağacı için
ağaçların en bilgesi tanımını
yaptığı rivayetler arasında.
TEMMUZ 2019 49