Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  49 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 49 / 84 Next Page
Page Background

çok uzun süre bağırsakta

kalmasını ve zararlı bileşenlerin

geri emilmesini engelliyor. Ayrıca

bağırsaktan yağın da geri emilimini

engelleyerek kolesterol seviyesinin

düşürülmesine yardımcı oluyor.

Dut da içerdiği posalar yani

lif sayesinde kötü kolesterolü

düşürerek kalp ve damar sağlığının

korunmasına yardımcı oluyor.

KANSERE VE YAŞLANMAYA

KARŞI KORUYUCU ETKİYE

SAHİP

Dutun, antosiyaninden zengin iyi

bir antioksidan kaynağı olduğu için

anti-inflamatuar etkisiyle ağrıyı

azaltıcı ve iyileştirici olabileceği

tahmin ediliyor. Antioksidandan

bu kadar zengin bir meyve olan

dutun aynı zamanda, serbest

radikallerle savaşan kansere ve

yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye

de sahip olduğu biliniyor. Dut

içerdiği demir sayesinde, kırmızı

Atasözlerinde, deyimlerde,

şiir ve şarkılarda adını

sıkça duyduğumuz dutun,

ana vatanının Orta Asya ve

Çin olduğu tahmin ediliyor.

Sağlık deposu olduğu

bilinen dut, ülkemiz

topraklarına 17. yüzyılda

Çin’den gelmiş. Binlerce

yıllık geçmişi olan dut

ağacı, ipek ticaretiyle Orta

Asya ve Çin’den dünyaya

yayılıyor.

kan hücrelerinin oluşumunu

artırıyor. Kırmızı kan hücreleri ise

doku ve organların oksitlenmesini

artırarak metabolizmanın

hızlanmasını sağlıyor. Bu sayede,

kansızlık ve demir eksikliğinin

de önlenmesine destek oluyor.

Uzmanlar, dutun içeriğindeki

resveratrolün kan basıncını

düşürdüğü ve kalp hastalığı

riskini azaltabildiğini söylüyor.

Antioksidandan bu kadar zengin

olan dutun, aynı zamanda serbest

radikallerle savaşan kansere

ve yaşlanmaya karşı koruyucu

etkiye sahip olduğu biliniyor. Çok

yüksek oranda C vitamini kaynağı

olan dut, bağışıklık sistemini

kuvvetlendirip hasarlı dokuları da

onarabiliyor.

KIRMIZI DUTYORGUNLUĞA

BİREBİR

Son yıllarda konuşulan süper

besinlerden biri olduğu şüphe

götürmeyen dut, rengine göre

farklılık gösteriyor. Yirmiye yakın

türü olan dutun en bilinen türleri

kırmızı ve beyaz olanları. Aslında

hepsi besin değeri açısından benzer

olmakla birlikte içeriklerindeki

etkinmaddeler farklılık gösteriyor.

Beyaz dutun kanda yüksek mikrop

oranının düşürülmesine yardımcı

olduğu biliniyor. Kırmızı dut ise

yorgunluğa çok iyi geliyor. Bu kadar

çok faydası olan dutu yemek, ondan

daha çok faydalanabilmek için

çok fazla zamanımız yok aslında.

Çünkü dutunmevsimi kısacık. Taze

dut yıkanmadan buzdolabında bir

veya iki gün bekleyebiliyor. Ancak,

dut derin dondurucuda daha uzun

süreli saklanabiliyor. Hatta duttan

pekmez yapmak ve dut meyvesini

kurutmak da mümkün. Kuru

dut haliyle de serin bir yerde veya

tercihen buzdolabında bir yıla

kadar muhafaza edilebiliyor.

ŞEKERVE BÖBREK

HASTALARI DİKKATLİ

TÜKETMELİ

Birçok hastalığa karşı koruyucu

etki gösteren dutun lezzetine kanıp,

ölçüyü aşmamak gerekiyor. Çünkü

bir çay bardağı dutun bir porsiyon

meyveye eşdeğer olduğu biliniyor.

Taze dutun bir porsiyonu ortalama

yarım su bardağıyken, kuru

dutun bir porsiyonu ise bir çorba

kaşığına denk geliyor. Uzmanlara

göre, herhangi bir hastalık ve kilo

problemi olmayanlar günde bir su

bardağı taze dut veya bir avuç kuru

dut tüketebilir. Glisemik indeksi

yüksek olduğu ve kan şekerini

hızla yükseltme etkisi olduğu

için özellikle şeker hastalarının

kontrollü tüketmesi gerekiyor.

Miktarı fazla kaçırıldığında karın

bölgesinde yağlanma problemi

yaratabiliyor. Böbrek hastalarının

da özellikle kuru dutu potasyum

içeriğinden ötürü kontrollü

tüketmelerinde fayda var.

EFSANELEREKONUOLMUŞ

Zeytin ve incir gibi kökleri

çok eskilere dayanan dutun

mitoloji ve efsanelerde de yeri

var. Aileleri istemediği için gizli

gizli buluşan Tispe ve Piremus,

bir gece ormanda bir ağacın

altında buluşmayı kararlaştırıyor.

Tispe, ağaca Piremus'tan önce

varınca avını yeni yemiş ağzı kanlı

kocaman bir aslanla karşılaşıyor.

Korkarak kaçarken boynundaki

eşarbı düşürüyor. Piremus randevu

yerine geldiğinde şalı, ağzı kanlı

aslanın önünde görünce sevgilisini

yediğini sanarak, hançerini çıkarıp

göğsüne saplıyor. Akan kanı

ağacın köklerine kadar iniyor ve

beyaz dut karadut oluyor. Tispe

geri döndüğünde sevgilisini

ağacın altında göğsünde hançerle

görünce, o da aynı silahla canına

kıyıyor. İşte o günden bugüne

o büyük sevda karadut ağacına

adını vermiş. Onun meyvelerinin

Piremus’un kanını, yapraklarının

ise Tispe’nin gözyaşlarını taşıdığına

inanılıyor. Ayrıca, Antik Yunan'da

bilgelik tanrıçası Athena’ya hediye

edilen dut ağacının, hayat verme

gücü olduğuna inanılırken, Eski

Romalı doğa bilgini ve filozof

Plinius’un da dut ağacı için

ağaçların en bilgesi tanımını

yaptığı rivayetler arasında.

TEMMUZ 2019 49