Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  45 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 45 / 84 Next Page
Page Background

TEMMUZ 2019 45

Kötü kitaplar hayata dair kolay formüller öne

sürerler. O kolay formülleri bir tehlike anında

namluya sürdüğünüzde hepsi elinizde patlar.

yanımızda gelen bir hediye hatta bir

haktır. Bizi mutsuz edebilecek olay

ve durumların ise bu doğal akışı

bozduğuna inanırız. Oysa gerçek

böyle değildir. Her on yetişkinden

birinin intihar teşebbüsünde

bulunması, her beş kişiden birinin

majör depresyona yakalanması,

gerçekte mutluluğun varlığımızın

dokunulmaz bir parçası olmadığının

en önemli göstergeleridir.

Benim fikrime göre mutluluğa

ulaşabilmenin daha iyi bir yolu,

değerlerinizle uyum içinde yaşayan

ve daha çok kendini onaylayan,

doğrulayan ve değerlere dayalı

geçmişinizin bugüne yansımalarını

daha açık ve kabullenici bir

şekilde düşünmenizdir. Yunanlılar

mutluluğa ödömoni derlerdi ki

bence fena bir tanımdeğil. Ayrıca

bence mutluluğun bu tanımı insan

hayatını güçlendiren bir şeydir.

Bir uzman olarakmutlu olma hali

ve bu hale ulaşma, halde kalma

nasıl gerçekleşir ? Sizin kendi

kişisel bir formülünüz var mı ?

Mutmain bir hayat bir reçeteden

devşirilemez. “Mutlu olmak

için nasıl yaşamalıyız?” sorusu

beyhudedir zira sosyal adaletsizlik,

salgın hastalıklar veya kıtlık gibi

insan mutsuzluk ve sefaletinin

yaygın nedenleri ortadan kaldırılsa

bile mutsuzluk pek çoğumuzu

avlamaya devam ediyor. O

halde soruyu başka bir biçimde

sormalıyız. Bu dünyada neyi

yapıyor veya neyi yapmaktan geri

duruyoruz ki hâlâ mutsuzuz?

Mutmain insan evvel emirde

mutluluk yarışından kendisini

alıkoyabilen kişidir. Hayatın

çağıltısına katılır ve onun anlam ve

gayesini kendi içinden devşirebilir.

Eğlence, rahatlık, güç ve şöhret

gibi dışarıdan gelecek ödüllere

bağımlı değildir onun iyilik hissi,

daha bağımsız ve özerktir, dışarının

tehdit ve ödüllerine kolayca gönül

indirmez. Mutsuz olmak için

binlerce yol vardır evet ama ruhu

sükûna erdirmek için bir yol varsa,

o da mutluluğu kovalamaktan

vazgeçmektir. Kendine yardım

kitaplarının, pozitif düşünce

gurularının söylediğinin aksine

daima mutlu olmak zorunda

değiliz, zaten buna imkân da yok.

Dur durak dinlemeden hep en

neşeli halleri ve en keyifli anları

çağırmak ve onlar gelmediğinde

hüzünlenmek, dağın tepesine

bir kaya parçasını yuvarlamaya

çalışmak gibi.

Psikoloji araştırmaları pozitif

düşünmenin kendisinin bazen

mutsuzluğu davet ettiğini

gösteriyor.

başarının tek ölçüsü haline gelirse

insan giderek zalimleşir ve birbirine

yardım elini uzatan hiç kimse

kalmaz. Hayatta itminan ve sükûn;

başka insanların hayatına ne kadar

dokunabildiğiniz, başka insanların

hayatını ne kadar değiştirebildiğiniz

ve kendi hayatımızı ne kadar

olgunlaştırabildiğimiz, kendi kör

noktalarımızı ne kadar görünür

kılabildiğimizle alâkalı.

Biz dünyayı ele geçirsek bile, kendi

nefsimize boyun eğerek köle kalmaya

devam ediyorsak, metafizik planda

hiçbir başarı elde etmiş olamayız. Bir

başarı arayacaksak eğer, bu bizim

yola çıkmadan önce ruhsal olarak

durduğumuz yer ile vardığımız menzil

arasındaki mesafeden ölçülmesi

gereken bir şey.

Mutlu insan değil, ıstırap çeken insan

bu dünyanın vicdanıdır. Eğer bilinci

yapmış olduğu şeyin yanlış olduğunu

fısıldamıyorsa bir işkenceci de mutlu

olabilir. Meselemiz mutlu insanı

aramak değil, dertli ve mutmain

insanı aramak olmalı. Alkışa ram

olmamış ruhlar... Soru soran, kendini

ve içinde yaşadığı toplumu, dünyanın

adaletsizliğini ve insanın zalimliğini

sorgulayan, nerede bir susamış varsa

oraya su taşımak isteyen insanlar

iyiliğin gizli soylularıdır. Bu insanlar

mevcut mutluluk endüstrisine, o

yanılsamalı mutluluk çarkına da

çomak sokar. Onlar ‘bir derdim

var, bin dermana değişmem’ der ve

kendileri güzelleştikleri gibi, dünyayı

da imar ederler.

Bireyin ne pahasına olursa olsun

önündeki insanları ezip geçmesini,

önünde engel tanımamasını,

kimseyle uyum içinde yaşamak

zorunda olmadığını, önemli

olanın kendi içimizdeki şeyi

gerçekleştirmek olduğunu üstüne

basa basa söylüyorlar. Ayrıca

mutluluğumutlaka arayıp

durmamız gerektiğini söylüyorlar…

Acaba böylemi?

Mutluluk hakkında yanlış bildiğimiz

şeylerden biri, insanların doğal olarak

mutlu olduğu düşüncesidir. Mutlu

olmak için hiçbir şey yapmamıza

gerek yoktu, mutlu olmak bizim

için bir var oluş biçimidir; doğuştan