

TEMMUZ 2019 45
Kötü kitaplar hayata dair kolay formüller öne
sürerler. O kolay formülleri bir tehlike anında
namluya sürdüğünüzde hepsi elinizde patlar.
yanımızda gelen bir hediye hatta bir
haktır. Bizi mutsuz edebilecek olay
ve durumların ise bu doğal akışı
bozduğuna inanırız. Oysa gerçek
böyle değildir. Her on yetişkinden
birinin intihar teşebbüsünde
bulunması, her beş kişiden birinin
majör depresyona yakalanması,
gerçekte mutluluğun varlığımızın
dokunulmaz bir parçası olmadığının
en önemli göstergeleridir.
Benim fikrime göre mutluluğa
ulaşabilmenin daha iyi bir yolu,
değerlerinizle uyum içinde yaşayan
ve daha çok kendini onaylayan,
doğrulayan ve değerlere dayalı
geçmişinizin bugüne yansımalarını
daha açık ve kabullenici bir
şekilde düşünmenizdir. Yunanlılar
mutluluğa ödömoni derlerdi ki
bence fena bir tanımdeğil. Ayrıca
bence mutluluğun bu tanımı insan
hayatını güçlendiren bir şeydir.
Bir uzman olarakmutlu olma hali
ve bu hale ulaşma, halde kalma
nasıl gerçekleşir ? Sizin kendi
kişisel bir formülünüz var mı ?
Mutmain bir hayat bir reçeteden
devşirilemez. “Mutlu olmak
için nasıl yaşamalıyız?” sorusu
beyhudedir zira sosyal adaletsizlik,
salgın hastalıklar veya kıtlık gibi
insan mutsuzluk ve sefaletinin
yaygın nedenleri ortadan kaldırılsa
bile mutsuzluk pek çoğumuzu
avlamaya devam ediyor. O
halde soruyu başka bir biçimde
sormalıyız. Bu dünyada neyi
yapıyor veya neyi yapmaktan geri
duruyoruz ki hâlâ mutsuzuz?
Mutmain insan evvel emirde
mutluluk yarışından kendisini
alıkoyabilen kişidir. Hayatın
çağıltısına katılır ve onun anlam ve
gayesini kendi içinden devşirebilir.
Eğlence, rahatlık, güç ve şöhret
gibi dışarıdan gelecek ödüllere
bağımlı değildir onun iyilik hissi,
daha bağımsız ve özerktir, dışarının
tehdit ve ödüllerine kolayca gönül
indirmez. Mutsuz olmak için
binlerce yol vardır evet ama ruhu
sükûna erdirmek için bir yol varsa,
o da mutluluğu kovalamaktan
vazgeçmektir. Kendine yardım
kitaplarının, pozitif düşünce
gurularının söylediğinin aksine
daima mutlu olmak zorunda
değiliz, zaten buna imkân da yok.
Dur durak dinlemeden hep en
neşeli halleri ve en keyifli anları
çağırmak ve onlar gelmediğinde
hüzünlenmek, dağın tepesine
bir kaya parçasını yuvarlamaya
çalışmak gibi.
Psikoloji araştırmaları pozitif
düşünmenin kendisinin bazen
mutsuzluğu davet ettiğini
gösteriyor.
başarının tek ölçüsü haline gelirse
insan giderek zalimleşir ve birbirine
yardım elini uzatan hiç kimse
kalmaz. Hayatta itminan ve sükûn;
başka insanların hayatına ne kadar
dokunabildiğiniz, başka insanların
hayatını ne kadar değiştirebildiğiniz
ve kendi hayatımızı ne kadar
olgunlaştırabildiğimiz, kendi kör
noktalarımızı ne kadar görünür
kılabildiğimizle alâkalı.
Biz dünyayı ele geçirsek bile, kendi
nefsimize boyun eğerek köle kalmaya
devam ediyorsak, metafizik planda
hiçbir başarı elde etmiş olamayız. Bir
başarı arayacaksak eğer, bu bizim
yola çıkmadan önce ruhsal olarak
durduğumuz yer ile vardığımız menzil
arasındaki mesafeden ölçülmesi
gereken bir şey.
Mutlu insan değil, ıstırap çeken insan
bu dünyanın vicdanıdır. Eğer bilinci
yapmış olduğu şeyin yanlış olduğunu
fısıldamıyorsa bir işkenceci de mutlu
olabilir. Meselemiz mutlu insanı
aramak değil, dertli ve mutmain
insanı aramak olmalı. Alkışa ram
olmamış ruhlar... Soru soran, kendini
ve içinde yaşadığı toplumu, dünyanın
adaletsizliğini ve insanın zalimliğini
sorgulayan, nerede bir susamış varsa
oraya su taşımak isteyen insanlar
iyiliğin gizli soylularıdır. Bu insanlar
mevcut mutluluk endüstrisine, o
yanılsamalı mutluluk çarkına da
çomak sokar. Onlar ‘bir derdim
var, bin dermana değişmem’ der ve
kendileri güzelleştikleri gibi, dünyayı
da imar ederler.
Bireyin ne pahasına olursa olsun
önündeki insanları ezip geçmesini,
önünde engel tanımamasını,
kimseyle uyum içinde yaşamak
zorunda olmadığını, önemli
olanın kendi içimizdeki şeyi
gerçekleştirmek olduğunu üstüne
basa basa söylüyorlar. Ayrıca
mutluluğumutlaka arayıp
durmamız gerektiğini söylüyorlar…
Acaba böylemi?
Mutluluk hakkında yanlış bildiğimiz
şeylerden biri, insanların doğal olarak
mutlu olduğu düşüncesidir. Mutlu
olmak için hiçbir şey yapmamıza
gerek yoktu, mutlu olmak bizim
için bir var oluş biçimidir; doğuştan