

kültür
Yeşilay
64
İ
stanbul Cezeri Müzesi’nin
Yönetim Kurulu Başkanı A.
Selami Çalışkan ve Küratörü
Mehmed Ali Çalışkan tıpkı Cezeri
gibi makine mühendisi. Üniversite
yıllarında bu dâhi mühendise
hayran olmuşlar. Bizden bir
dâhinin hikayesinin herkese ilham
vereceğini düşünmüşler. Çalışkan,
“Rahmetli babam Durmuş
Çalışkan Cezeri hayranıydı,
uzun yıllar onun mühendisliğini
çalışarak makinelerini gün yüzüne
çıkardı. Bu ülkeye hizmetimiz
olacaksa bunu hem Cezeri’ye
hem rahmetli babamıza vefa
borcumuzu ödeyecek şekilde
müze fikriyle hayata geçirdik.”
diyor.
Kitaptan müzeye dönüşüm
Cezeri’nin makineleri kısa adı
Kitab’ül Hiyel olan mühendislik
Mürsel ÇAVUŞ
Fotoğraflar: Şeref YILMAZ
kadar dünyanın çeşitli şehirlerinde
bulunuyor.
Çalışkan, kitabın hikayesini şöyle
özetliyor: “Kitapla serüvenimiz
25 sene önce İTÜ’de, ağabeyim
Selami Çalışkan ile sergi yapma
isteğimizle başladı. Serginin amacı
kendi coğrafyamızda bilimin
izini sürüp kilometre taşlarını ve
kahramanlarımızı sergilemekti.
Cezeri’nin kitabını Türkçeye
kazandırmak istedik. İhsan
Fazlıoğlu ve eşi Şükran Hanım
sıkı bir çalışmayla kitabı çevirdi.
Donald Hill’in İngilizce çeviride
kullandığı teknik notlarını yetersiz
şaheserinde çıkıyor karşımıza.
Bu kitap Cezeri tarafından 1206
yılında Diyarbakır’daki Artuklu
Sarayı’nda, sarayın başmühendisi
Sultan Nasüriddîn Mahmud’un
isteği üzerine kaleme alınmış. Eser
altı kategoriye ayrılmış ve içinde
50 adet düzenek var.
Kitab’ül Hiyel’in müellif nüshası
günümüze ulaşmamış ama en
eskisi 1200’lü yılların ilk yarısına
tarihlenmiş 15 el yazma nüshası
ve iki adet çeviri nüshası dünyanın
çeşitli kütüphanelerinde mevcut.
Bunlardan beşi İstanbul’da,
diğerleri Oxford’dan Leiden’a
BİRORTAÇAĞDÂHİSİ: CEZERİ
Cezeri, OrtaÇağ’ındâhilerindenbiri. 800 yıl öncegeliştirdiği düzenekler halen insanları şaşırtıyor.
İstanbul Cezeri Müzesi mekanik tarihininmerkezinde yer alan, birikimiylemoderndünyanın
yaratılmasına katkı sağlayanCezeri’ye vefa borcunuödüyor ve yeni nesillere ilhamveriyor.
Cezeri bizim suretimizde makineleri, bizim
fonksiyonlarımızı kısıtlı olsa da yerine
getirecek şekilde aramıza sokmuş. Bu çabası
kendi ayakları üzerinde duran, insan biçimli,
mekanizmasının tüm aksamı beden içinde gizlenmiş formlarda
makineler yani android robotların ilk atalarını üretebilmiş.