Yeşilay Dergisi-Haziran-2013-953.Sayı-Maddenin Esiri Olmadan Özgürce Yaşayın - page 24

daha önemli şart da, “kozmik” arşivleri-
nin kamuoyuna açılmasıymış. Şimdi in-
ternetten bu arşivlere girince bu tekelle-
rin insanlığa yaptığı tüm ayıplara ve suç-
lara ulaşıyorsunuz. Örneğin, Türkiye’de
yağmacı hükümetlere verdikleri rüşvet
belgeleri ve kimleri, nasıl satın aldıkları-
na kadar olan tüm belgeler burada. Sav-
cılar buralara baksınlar, zaman aşımı ol-
madıysa, çok malzeme var.
Türkiye’deki sonuçlar
Bugün Türkiye’de sigara yasağı ve vergi
artışları sonucunda sigara satışları yüz-
de 15-20 düşmüştür. Aynı durum Doğu
Avrupa’da da söz konusudur. Sigara te-
kelleri bunun üzerine hükümetleri ka-
çakçılıkla tehdit edip fabrika kapatıyor-
lar. BAT, iki yıl önce, İzmir tesislerini ka-
patırken, Philip Morris, Romanya’da yü-
rürlüğe giren maktu vergideki yüksek
artışın sigara kaçakçılığını getirdiğini id-
dia ederek Romanya üretimini durdur-
muştur. Demek ki sigara tekelleri benzer
bir stratejiyi dünyada yürürlüğe koydu.
Sigara endüstrisi artık, kriminal bir
sektör olarak, demokrasinin olmadı-
ğı, piyasa mekanizmasının, tekellerin ve
yağmacı devletin elinde olduğu azgeliş-
miş ülkelerde kendine yer bulmaya çalı-
şıyor. Türkiye burada da bir sınav veri-
yor. Geçen hafta Meclis’ten geçen alkol
ve tütün ürünleriinin satışına, pazarla-
masına ve reklamına yeni kısıtlar getiren
yasa olumlu bir adımdır ama bizce yeter-
li değildir. Ancak, yukarıda da söyledeği-
miz gibi, bu kısıtlar yalnız tütün ve alkol
konusunda olmamakta, toplum sağlığı-
nı tehdit eden tümmaddeler bu düzenle-
melerin konusu olmaktadır; örneğin tuz.
Dünya Türkiye’nin şimdi yaptığı-
nı çoktan yapmaya başladı: Bir örnek
New-York’un tuz kısıtı New York Bele-
diye Başkanı Michael Bloomberg, bun-
dan iki yıl önce, çok ilginç ve tartışı-
lan bir uygulamaya imza atmıştı. Beledi-
ye Başkanı Bloomberg, tuzu bir numara-
lı halk düşmanı ilan ederek, lokantaların
yemeklerde daha az kullanmasını teş-
vik edecek bir kampanyayı başlatmıştı.
Şimdilerde New York’taki çoğu lokanta-
da masalarda tuzluk yok. Bloomberg’in
halk sağlığını bu kadar düşünmesi tabii
ki eleştiri konusu olmuştu. New Yorklu-
ların bir kısmı bunun özel hayata müda-
hale olduğunu, tuz yemek hakkının bi-
reysel bir tercih olduğundan yola çıka-
rak Belediye Başkanı’nı Stalin’e ben-
zettiler o zaman. Ama Bloomberg “Ne
yani çocuğunuzun gittiği okulda asbes-
tos varsa, yerimizde durmamızı ister
miydiniz? Belediye sorumlu kamu ku-
rumu olarak gereğini yapıyor, yapacak
da” diyerek bu eleştirileri yanıtlamış-
tı. Bloomberg’in planının adı “Ulusal Tuz
Azaltma Girişimi” idi; bu plan, paketlen-
miş ya da restoranlarda servis yapılan
gıdalardaki tuz miktarını, beş yıl içinde
yüzde 25 oranında azaltmayı hedefledi
ve önemli bir başarı da yakaladı. Aslın-
da obeziteye bağlı kalp ve damar hasta-
lıklarından artan ölüm oranını göz önü-
ne alırsak Bloomberg gerçekten sorumlu
bir kamu yöneticisi gibi davranıyor.
Şimdi bu konuyla bağlantılı iki güncel
gelişmeye vurgu yapmak istiyorum. Bi-
rincisi, şimdi bizde de uygulanmaya baş-
layan ve son olarak Meclis’den geçerek
genişleyen sigara içme kısıtı ve sigaranın
pazarlanmasının, reklamının zorlaştırıl-
ması… Aslında sigara “yasağı” uygula-
ması yalnız halk sağlığı boyutuna indir-
genecek bir konu değil. Tütün endüstri-
si, bugün silah, ilaç endüstrileriyle birlik-
te kamusal denetime alınması ve küresel
yaptırımlarla regüle edilmesi gereken bir
sektördür. Tuz denetimi yapılsın, çün-
kü kalp-damar hastalıklarının nedenle-
rinden birisi gereksiz ve bilinçsiz tuz tü-
ketimidir diyen Belediye Başkanına “Sta-
lin” yakıştırması yapan Amerikalılar ol-
duğu gibi, sigara yasağından sonra içki-
yi de yasaklayacaklar, “şeriat” geliyor di-
yen onların Türk versiyonunları da ola-
cak tabii. Ama bunların bilimsel gerçek-
ler yanında hiç bir önemi yok.
Eyvah! Zeytinyağı yasağı…
Geçen gün BBC’de bir haber gördüm;
Avrupa Komisyonu, lokanta ve ben-
22
1...,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23 25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,...76
Powered by FlippingBook