“Evlerine kapanan
insanlar çok uzun süre
aslında birçok şeye
ihtiyaç duymadan da
yaşanabileceğini
tecrübe ettiler. Bu
deneyimin günümüz
tüketim toplumlarında
ihtiyacı olmayan
eşyaları zevk için alan
ve bunu ihtiyaç
zanneden insanlar için
yeni bir tecrübe
olduğunu
düşünüyorum.”
oranlarını arttırmak için felaket
haberlerini ya da örnekleri daha
fazla kullanır. Bu da tabii ki özellikle
tedavi için ya da hijyen açısından
yanlış bilgilendirir. Kendimizi
koruduğumuzu zannederken
korunmamamıza hemde kafa
karışıklığı içinde yoğun korku ve
çaresizlik hissine yol açar.
Yaşanan kaygılar fiziksel
hastalıkları da ortaya çıkarır mı?
Ne yazık ki hayır diyemeyeceğim.
Kaygı stres hormonlarının
salgılanmasına yol açar.
Tansiyonunuzdan kan şekerinize,
bağışıklık sisteminize kadar yüksek
kaygı fiziksel sağlığa zararlı ve
dengeyi bozucu etkiye sahiptir.
EBEVEYNİNKAYGISI ÇOCUĞA
GEÇER
Çocuklar bu sürecin olumsuz
etkilerini en çok hisseden kitle
oldu. Okullar tatil edildi ve
evlerinde karantinaya girdiler.
Sokağa çıkmaları kanunen
yasaklandı. Çocuklar bu süreci
nasıl yaşıyor ve süreci ruhen en
hasarsız şekilde atlatmaları için
neler yapılmalı?
Çocuklar neyden ne kadar
korkacaklarını ya da olaylara nasıl
tepki vereceklerini ebeveynlerini
seyrederek taklit yolu ile öğrenirler.
Eğer ebeveyn çok kaygılı bir yapıya
sahipse sürekli dışarıdan gelecek
birtakım risklere karşı çocuğunu
uyarıyorsa ya da mikrop bulaşacak
gibi bir takıntı ile sürekli temizlik
yapıyorsa tabii ki ebeveyn ile beraber
çocuklar da geçmişten öğrendikleri
şekilde aşırı korku tepkisi vererek
bu olayı karşılarlar. Bu sebeple
çocuklarımıza makul bir şekilde
yaşına uygun olarak neden dışarı
çıkamayacaklarını anlatmalıyız.
Anlatırken de mutlaka biz sakin
olmalıyız.
Ailelerin çocuklarıyla birlikte
koşuşturma olmadan geçirecekleri
zaman, evde ortak bir yaşam
oluşturma, birlikte yemek yapma,
bulaşık yıkama, sorumlulukları
paylaşma vs. çocukları ebeveynlere
yakınlaştırır ve birbirlerini daha
iyi tanıma ve anlamalarını sağlar.
Çocuklar bu süreyi keyif alacakları
hobileri yapmak, kitap okuma
alışkanlıklarını geliştirmek ve
ebeveynleri ile sıcak ve yakın ilişki
kurmak için kullanabilirlerse bu
altın değerinde bir hediye olur.
KAYNAKLAR İHTİYAÇLAR
İÇİNHARCANABİLİR
Koronavirüs bir noktada etkisini
kaybedecek fakat yaşanan
“koronofobi”nin sonraki süreçte
insanlar ve toplumlar üzerindeki
etkileri neler olacak?
Bu salgından önce dünya
gündeminde sürekli insan eli ile
oluşturulmuş felaket haberleri
duyuyorduk. Savaşlar, açlık, terör
saldırıları…Dünyanın kirlenmesi,
hayvan ve bitki örtüsünün yok
oluşu…Tümdünyanın bir anda
durmasını sağlayan bu kocaman
mola hayatın ne kadar değerli
olduğunu bize hatırlattı. Başka
ülkelerdeki can kayıplarına üzüldük.
İyi dileklerde bulunduk, dua ettik
ve de yardım eli uzattık. Bu süre
zarfında duran sanayi sebebi ile hava
kirliliği azaldı. Sular temizlenmeye,
doğa kendisini tamir etmeye başladı.
Tüm bunların yanında evlerine
kapanan insanlar çok uzun
süre aslında birçok şeye ihtiyaç
duymadan da yaşanabileceğini
tecrübe ettiler. Bu deneyimin
günümüz tüketim toplumlarında
ihtiyacı olmayan eşyaları zevk için
alan ve bunu ihtiyaç zanneden
insanlar için yeni bir tecrübe
olduğunu düşünüyorum. İnşallah
bu deneyim bilgiye dönüşür ve
tüketimhızı azalarak kaynaklarımızı
daha gerekli şeylere, ihtiyacı olan
insanlara aktarmakta kullanabiliriz.
Toplumsal olarak, tüm insanların
aslında birbirine değil ortak
düşmanlara (açlık ve hastalıklar gibi)
karşı birlikte hareket etmesi gerektiği
politika yapıcılar tarafından da daha
iyi anlaşılır umarım.
MAYIS 2020 19