Tütün Kontolü, Politikaları ve Gençlik - Mayıs-964.Sayı - page 67

ihtimam gözlerinden anlaşılıyordu doğrusu. Oyun hakkında
değineceğim tek olumsuz husus, +3 yaşa hitap etmesi
durumu. Fikrimce 6 yaş altı çocukların oyuna odaklanma-
ları ve oyundan bir şeyler alabilmeleri çok mümkün değil.
Bu düşüncemi doğrulayan şey ise salondaki miniklerin
oyuna ilgi gösterip de izlememiş olmalarının yanında bir de
fazlaca gürültü yapmaları oldu. Gürültü oyunun son yirmi
dakikasında o kadar yoğunlaştı ki eğer ön sıralarda bir yere
sahip olmasaydık, oyundan hiçbir şey anlayamayacaktık
muhtemelen. Neyse, geçen ay da belirttiğim gibi, fırsatını
bulun ve bu güzel oyuna yanınıza alabildiğiniz kadar çocuk
alarak gidin; keyifli dakikalar geçirin.
“Ne çabuk bitti” diyeceğiniz güzel bir oyun:
İstanbul Efendisi
Gelelim ikinci güzel oyunumuza… Musahipzade Celâl’in
yazdığı, Engin Alkan’ın yönettiği ve ilk olarak 2008 yılında
seyirci karşısına çıkmış bir müzikli oyun olan İstanbul
Efendisi, üç saate yakın sürmesine rağmen seyircisinde
“ne çabuk bitti” hissiyatı uyandıran eğlenceli bir oyun
olmuş. Oyun bundan altı yıl önce sahneye çıktığında büyük
ilgi görmüş ve “kapalı gişe” oynayan oyunlardan birisi
olmuş. Bu sene tekrar seyirci karşısına çıkarken her biri
birbirinden kaliteli oyuncularının birçoğu değişmiş ve yerle-
rine genç kuşaktan oyuncular gelmiş. Bu durum insanın
kafasına ister istemez bir “acaba” sorusu ekliyor doğrusu.
“Acaba yeni oyuncular oyunu kaldırabilecekler mi?” diye
düşünüyorsunuz. Oyun bittiğindeyse bu sorunuzun yer-
sizliğini anlıyor ve şu çıkarımı yapıyorsunuz: “Engin Alkan
kesinlikle boş işlere imza atmıyor ve Türk seyircisini de
çok iyi çözümlemiş.”
Oyunun hikâyesi son derece basit ve klişe olsa da işleyişi
itibariyle hikâyenin basitliği çok da gözünüze batmıyor.
Barış Dinçel imzalı sahne tasarımından Duygu Türkekul
imzalı kostüm tasarımına, orkestrasından şarkı seçimle-
rine kadar her şeyin son derece renkli ve uyumlu olduğu
oyunda; oyuncuların da bu güzel ortama uygun olarak
gösterdikleri harikulade performansların görülmeye
değer olduğunu düşünüyorum. Fikrimce oyundaki tek
olumsuzluk bel altı esprilerin bazı yerlerde fazlalaşması
olmuş. Bence bir tiyatro oyununda, argo ve bel altı espri-
ler kullanarak seyirciyi güldürmek gibi ucuz hareketlere
hiç gerek yok. Ama maalesef seyircinin neredeyse ta-
mamı bu esprilere kahkahalarla gülüp bir de dakikalarca
alkışlayınca, yönetmenlerin bu çirkinlikleri kullanmaları
kaçınılmaz oluyor. Tek tesellimiz, bu oyundaki kullanı-
mın Lüküs Hayat oyunundaki gibi seviyesiz boyutlara
ulaşmamış olması. Bu dipnotu düştükten sonra oyunun
İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sezonun en kaliteli oyun-
larından birisi olduğu kanaatimi belirtip, “Eğlenceli bir
oyun arayanlara tavsiyemdir.” diyerek yazımı bitireyim.
Anlamlı tebessümler temennisiyle…
yesilay.org.tr
65
YESiLAY
MAYIS
2014
1...,57,58,59,60,61,62,63,64,65,66 68,69,70,71,72,73,74,75,76,77,...104
Powered by FlippingBook