Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  33 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 84 Next Page
Page Background

çocukluk döneminde, bilişsel

ve bedensel olarak serpilmesi

için çocuğun bu güvene

ihtiyacı var. Büyüdüğünde acı

gerçekleri zaten kavrayacak.

Günümüz çocuklarının algıları

çok açık ve hemen her şeyi hızlı

bir şekilde öğreniyorlar. Bu anlamda

televizyon izlemeden çok neyi, ne kadar

izlediğinin önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu anlamda gerek dışarıdan aldığımıza gerekse

kendi üretimimiz olan yapımlarda her şeyden önce işin

pedagojik tarafını gözetiyoruz. Uzman pedagoglar ve

akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulumuz ile çizgi

filmlerle çocukların eğlenirken öğrenmelerini amaçlıyoruz.

Düşyeri ekibi olarak bu zamana kadar oluşturduğumuz

tüm karakterlerde çocukları eğlendirirken eğitmeyi

amaçladık. Bu nedenle ebeveynlerden de destek aldık.

Planet Çocuk TV’de yayınlanacak diğer çizgi filmlerin de

aynı öğeleri içermesi önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Bu anlamda çizgi filmlerimizle; çocuklara fayda sağlamayı,

ebeveynlerin onayını almayı, çocuğun duygusal, düşünsel

ve davranışsal gelişimini desteklemeyi ve sosyal hayata

katılımını kolaylaştıracak önerilerde bulunabilmeyi

hedefliyoruz.

Türkiye’deki çizgi animasyon yapımının altyapısı ve

insan kaynağını düşünürsek şayet Düşyeri Çizgi Film ve

Animasyon Stüdyosu’nu kurarken zorluklar yaşadınız mı?

Nasıl bir ekibe sahipsiniz?

Düşyeri Türkiye'de yerel çizgi film kahramanları

oluşturmak, düşlerimizdeki çizgi filmlere ulaşmak,

Türkiye'de de çizgi film yapılır diyebilmek için kurduğumuz,

iki kişi başlayıp şu an tüm departmanları ile 80 kişiyi

aşkın ekibi ile büyük bir çizgi film stüdyosu. Eskişehir ve

İstanbul olmak üzere iki şehirde ciddi yatırımlar yaptık.

Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi Tekno Parkı’nda

AR-GE departmanımız var. Çizgi filmin canlandırmaları

da burada yapılıyor. Diğer tüm ekipler ise İstanbul'da.

Düşyeri'nde uzun zamandır çocuk içeriği üretiyoruz ve

bir TV kanalımızın olması en büyük düşlerimizdendi.

Planet Çocuk ile yollarımız 1,5 sene önce kesişti. Yüzde

100 yerli sermaye ile kurulmuş bir çocuk kanalı Planet

Çocuk. Bir seyirci olarak izlerken bu kanalın sahipleri

ile tanışmam gerektiğini hissettim. Onlara güçlü içerik

gerekiyordu, bize de yayın gücü yüksek bir kanal. 2015

yılı itibarı ile güçlerimizi birleştirdik. Planet Çocuk şu an

her şeyi ile bana teslim edildi. Büyük bir sorumluluk. Bana

güvenenlerin yüzünü kara çıkarmamak için gece gündüz

çalışıyorum.

Çizgi filmlerimizde

çocuklara fayda sağlamayı,

ebeveynlerin onayını almayı,

çocuğun duygusal, düşünsel

ve davranışsal gelişimini

desteklemeyi ve sosyal hayata

katılımını kolaylaştıracak

önerilerde bulunabilmeyi

hedefliyoruz.

Ancak yetişmiş insan gücünün

olmamasından, bir sektör altyapısının

bulunmamasına kadar birçok farklı

zorluğu göğüslüyoruz. Diğer taraftan

çocuk sektöründe çalışmanın ayrı

yükleri, yükümlülükleri var. Çok körpe

ve verdiğiniz her şeyden etkilenme

oranı çok yüksek bir kitle çocuklar. Çocuk

sektöründe iş yapan herkesin şu soruyu

kendisine sorması gerektiğini düşünüyorum.

“Biz, çocuklar üzerinden mi iş yapıyoruz yoksa

çocuklar için mi?” Biz ilk günden beri hep çocuğu odak

alarak, onların faydasını gözeterek, çocuklar için işler

yaptık, yapıyoruz. Onların hislerini, düşünce şekillerini ve

ihtiyaçlarını biliyoruz. Birlikte düşler kuruyoruz. Bir çocuk

ona karşı samimi olup olmadığınızı çok net anlıyor.

Çok tatlı iki çocuk sahibisiniz. Baba Kıraç efsane bir

sanatçı, anne çocukların kahramanının kahramanı…

Çocuklarınızla nasıl vakit geçiriyorsunuz? Aile içinde

iletişimi sağlamadaki doğrularınız nelerdir?

Kıraç ile beraber aynı stüdyoda çalıştığımız için her an

yanımda, yakınlarımda olması bana müthiş huzur veri-

yor... Elif Iraz ve Çağrı Manas da çok uzağımızda olmuyor.

Böyle olunca her fırsatta birbirimizi görebiliyoruz. İş

saatlerimizi düzene soktuk. Ekip olarak çok geç saatlere

kadar çalışmamaya, hafta sonlarımızı sevdiklerimize

ayırmaya başladık.

Yeşilay’ın bağımlılıklardan uzak, sağlıklı yaşamı misyon

edinen kişi ve kurumları ödüllendirdiği Zümrüdüanka

Ödülleri’nde “En Yeşilaycı Program Yapımcısı” olarak

ödüllendirildiniz. Yeşilay’ın çocuk ve gençlerin sağlıklı,

değerlerine bağlı ve bağımlılıklardan uzak çalışma ve

mücadele alanı düşünüldüğünde bu ödül sizin için ne

anlam ifade ediyor?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tütün, alkol ve

uyuşturucu madde kullanım oranları artıyor, maddeye

başlama yaşları gittikçe düşüyor. Bağımlılıklar; psikolojik,

sosyolojik ve ekonomik zararlara yol açarak, kişinin

bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını da olumsuz etkiliyor.

Bağımlılıklara karşı savaş açan ve bu anlamda toplumu

bilinçlendirerek halk sağlığı için çalışmalar yürüten

Yeşilay’ı, gerçekleştirdiği tüm çalışmalar için destekliyor

ve oldukça önemli bir misyonu gerçekleştirdiğini

düşünüyorum. Bu anlamda Yeşilay tarafından ödül

almanın mutluluğunu yaşıyorum. Gerçekleştirdiğimiz

tüm çalışmalarımızda çocukların gelişimine katkı

sağlayabilmek ve onlara örnek olabilecek davranışlar

sunabilmek için çalışıyoruz. Bu vizyon ile Yeşilay’ın

ödülünü kazanmak bizler için çok değerli.

yesilay.org.tr

33

YEŞiLAY

NİSAN 2015