çocukluk döneminde, bilişsel
ve bedensel olarak serpilmesi
için çocuğun bu güvene
ihtiyacı var. Büyüdüğünde acı
gerçekleri zaten kavrayacak.
Günümüz çocuklarının algıları
çok açık ve hemen her şeyi hızlı
bir şekilde öğreniyorlar. Bu anlamda
televizyon izlemeden çok neyi, ne kadar
izlediğinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu anlamda gerek dışarıdan aldığımıza gerekse
kendi üretimimiz olan yapımlarda her şeyden önce işin
pedagojik tarafını gözetiyoruz. Uzman pedagoglar ve
akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulumuz ile çizgi
filmlerle çocukların eğlenirken öğrenmelerini amaçlıyoruz.
Düşyeri ekibi olarak bu zamana kadar oluşturduğumuz
tüm karakterlerde çocukları eğlendirirken eğitmeyi
amaçladık. Bu nedenle ebeveynlerden de destek aldık.
Planet Çocuk TV’de yayınlanacak diğer çizgi filmlerin de
aynı öğeleri içermesi önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Bu anlamda çizgi filmlerimizle; çocuklara fayda sağlamayı,
ebeveynlerin onayını almayı, çocuğun duygusal, düşünsel
ve davranışsal gelişimini desteklemeyi ve sosyal hayata
katılımını kolaylaştıracak önerilerde bulunabilmeyi
hedefliyoruz.
Türkiye’deki çizgi animasyon yapımının altyapısı ve
insan kaynağını düşünürsek şayet Düşyeri Çizgi Film ve
Animasyon Stüdyosu’nu kurarken zorluklar yaşadınız mı?
Nasıl bir ekibe sahipsiniz?
Düşyeri Türkiye'de yerel çizgi film kahramanları
oluşturmak, düşlerimizdeki çizgi filmlere ulaşmak,
Türkiye'de de çizgi film yapılır diyebilmek için kurduğumuz,
iki kişi başlayıp şu an tüm departmanları ile 80 kişiyi
aşkın ekibi ile büyük bir çizgi film stüdyosu. Eskişehir ve
İstanbul olmak üzere iki şehirde ciddi yatırımlar yaptık.
Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi Tekno Parkı’nda
AR-GE departmanımız var. Çizgi filmin canlandırmaları
da burada yapılıyor. Diğer tüm ekipler ise İstanbul'da.
Düşyeri'nde uzun zamandır çocuk içeriği üretiyoruz ve
bir TV kanalımızın olması en büyük düşlerimizdendi.
Planet Çocuk ile yollarımız 1,5 sene önce kesişti. Yüzde
100 yerli sermaye ile kurulmuş bir çocuk kanalı Planet
Çocuk. Bir seyirci olarak izlerken bu kanalın sahipleri
ile tanışmam gerektiğini hissettim. Onlara güçlü içerik
gerekiyordu, bize de yayın gücü yüksek bir kanal. 2015
yılı itibarı ile güçlerimizi birleştirdik. Planet Çocuk şu an
her şeyi ile bana teslim edildi. Büyük bir sorumluluk. Bana
güvenenlerin yüzünü kara çıkarmamak için gece gündüz
çalışıyorum.
Çizgi filmlerimizde
çocuklara fayda sağlamayı,
ebeveynlerin onayını almayı,
çocuğun duygusal, düşünsel
ve davranışsal gelişimini
desteklemeyi ve sosyal hayata
katılımını kolaylaştıracak
önerilerde bulunabilmeyi
hedefliyoruz.
Ancak yetişmiş insan gücünün
olmamasından, bir sektör altyapısının
bulunmamasına kadar birçok farklı
zorluğu göğüslüyoruz. Diğer taraftan
çocuk sektöründe çalışmanın ayrı
yükleri, yükümlülükleri var. Çok körpe
ve verdiğiniz her şeyden etkilenme
oranı çok yüksek bir kitle çocuklar. Çocuk
sektöründe iş yapan herkesin şu soruyu
kendisine sorması gerektiğini düşünüyorum.
“Biz, çocuklar üzerinden mi iş yapıyoruz yoksa
çocuklar için mi?” Biz ilk günden beri hep çocuğu odak
alarak, onların faydasını gözeterek, çocuklar için işler
yaptık, yapıyoruz. Onların hislerini, düşünce şekillerini ve
ihtiyaçlarını biliyoruz. Birlikte düşler kuruyoruz. Bir çocuk
ona karşı samimi olup olmadığınızı çok net anlıyor.
Çok tatlı iki çocuk sahibisiniz. Baba Kıraç efsane bir
sanatçı, anne çocukların kahramanının kahramanı…
Çocuklarınızla nasıl vakit geçiriyorsunuz? Aile içinde
iletişimi sağlamadaki doğrularınız nelerdir?
Kıraç ile beraber aynı stüdyoda çalıştığımız için her an
yanımda, yakınlarımda olması bana müthiş huzur veri-
yor... Elif Iraz ve Çağrı Manas da çok uzağımızda olmuyor.
Böyle olunca her fırsatta birbirimizi görebiliyoruz. İş
saatlerimizi düzene soktuk. Ekip olarak çok geç saatlere
kadar çalışmamaya, hafta sonlarımızı sevdiklerimize
ayırmaya başladık.
Yeşilay’ın bağımlılıklardan uzak, sağlıklı yaşamı misyon
edinen kişi ve kurumları ödüllendirdiği Zümrüdüanka
Ödülleri’nde “En Yeşilaycı Program Yapımcısı” olarak
ödüllendirildiniz. Yeşilay’ın çocuk ve gençlerin sağlıklı,
değerlerine bağlı ve bağımlılıklardan uzak çalışma ve
mücadele alanı düşünüldüğünde bu ödül sizin için ne
anlam ifade ediyor?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tütün, alkol ve
uyuşturucu madde kullanım oranları artıyor, maddeye
başlama yaşları gittikçe düşüyor. Bağımlılıklar; psikolojik,
sosyolojik ve ekonomik zararlara yol açarak, kişinin
bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını da olumsuz etkiliyor.
Bağımlılıklara karşı savaş açan ve bu anlamda toplumu
bilinçlendirerek halk sağlığı için çalışmalar yürüten
Yeşilay’ı, gerçekleştirdiği tüm çalışmalar için destekliyor
ve oldukça önemli bir misyonu gerçekleştirdiğini
düşünüyorum. Bu anlamda Yeşilay tarafından ödül
almanın mutluluğunu yaşıyorum. Gerçekleştirdiğimiz
tüm çalışmalarımızda çocukların gelişimine katkı
sağlayabilmek ve onlara örnek olabilecek davranışlar
sunabilmek için çalışıyoruz. Bu vizyon ile Yeşilay’ın
ödülünü kazanmak bizler için çok değerli.
yesilay.org.tr
33
YEŞiLAY
•
NİSAN 2015