Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  39 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 39 / 84 Next Page
Page Background

G

Günümüzde en yaygın şikayetlerin başında bel ve boyun

ağrıları geliyor. Öyle ki duruş bozuklukları, hareketsizlik ve

fazla kilolar nedeniyle artık genç yaşlarda da kapımızı çalar

hale gelen ağrılar, hareketleri kısıtlıyor, en basit işleri bile

yapmamızı güçleştirebiliyor. Kişinin yaşamkalitesini düşüren

ağrılarda önceliği boyun, sırt ve bel ağrıları alıyor. El, diz, bilek,

dirsek ağrıları derken liste uzuyor. Üç aydan uzun süren

ağrıların ‘kronik ağrı’ olarak nitelendirildiğini belirten anestezi

ve reanimasyon uzmanı Dr. Halil Algan, ülkemizde de çok

yaygın bir şikayet olan kronik ağrılar nedeniyle ABD’de her

yıl milyarlarca dolar iş gücü kaybı oluştuğunu söylüyor. Bu

maliyetlerin azaltılması amacıyla hastaların ağrı kaynaklarının

‘ameliyatsız’ tedavi edilmesinin ön plana çıkarıldığını

vurguluyor.

BEL, SIRT VE BOYUN

AĞRILARI BAŞI ÇEKİYOR

En fazla şikayetin bel, sırt ve boyun

ağrılarından olduğunu, hastanın ağrı

öyküsü ve günlük yaşamında ağrı

nedeniyle zorlandığı hareketlerin

belirlenerek doğru teşhis

konulmasının kritik önem taşıdığını

belirten Dr. Algan “Örneğin

yatağını düzeltebiliyor mu; yüzünü

rahat yıkayabiliyor mu; ayakkabısını

giyebiliyor mu; alışverişe gidebiliyor mu;

hatta rahatça kıyafetlerini giyebiliyor mu?

Kapsamlı bir muayene ve tetkik yapılmadan,

‘Senin belinde fıtık var; ameliyat ol. Hepsi geçer’

denilemez. Üstelik tek başınaMR sonuçları da yanıltıcı

olabilmektedir. Hastada eğer bel fıtığı teşhis edildiyse ve

bacağında ağrı duymuyorsa, kuvvet kaybı yoksa, sadeceMR

sonucuna bakarak ameliyat kararı vermek doğru değildir”

diyor. Dr. Algan ülkemizde her yıl on binlerce hastanın,

doğru seçilmiş ağrı tedavisi yöntemleri ile ağrısız bir yaşama

kavuşabileceğini vurguluyor.

HAREKET ŞART,

YERE EĞİLİRKEN DİKKAT!

Hastanın varsa fazla kilolarını vermesi, yürüyüş yapması,

yüzmesi ve günlük yaşamında bel ve omurgasını yanlış

kullanmaması kritik önem taşıyor. Peki günlük yaşantımızda

hangi yanlışlar omurgamıza zarar veriyor, bel, boyun ve sırt

derken ağrılarımızı artırıyor?

1-

Hareketsiz yaşam tarzı:

Gelişen teknolojinin de etkisiyle

yediden 70’e hareketsiz yaşam tarzı gittikçe yaygınlaşıyor.

Hareketsiz yaşam tarzı omurgayı tamanlamıyla vuruyor!

Dr. Halil Algan, 90 yaşında bir hastasından örnek vererek

düzenli tempolu yürüyüşün önemini vurguluyor: “Hayatı

boyunca düzenli tempolu yürüyüş yapmış olan 90 yaşındaki

bu hastamın omurga radyolojik görüntüleri, kendisinin yarı

yaşındaki kişilerden çok daha iyi durumdaydı.”

2-

Fazla kilo:

Fazla kilo omurgadaki disklerin basıncını ve

yükünü artırırken, tedaviyi de güçleştiriyor. Fazla kilolardan

kurtulmak ve düzenli yürüyüş yapmak, omurgaya binen

yükü yok denecek kadar azaltıyor.

3-

Yumuşak yatak:

Kimi zaman televizyon karşısında

yumuşak bir koltuğa uzanıyor saatlerce aynı pozisyonda

kalıyoruz. Ama yanlış yapıyoruz. Zira gerek oturmak gerekse

yatmak için yumuşak yatak omurga sağlığı açısından son

derece zararlı. Doğru yatak seçimi ağrılarlamücadelede

en iyi tedavilerden biri. Dizlerin arasına ve altına

yastık koymak da baskıyı azaltarak kişiyi

rahatlatıyor.

4-

Uzun süre ayakta kalmak:

Ayakta sabit durulduğunda omurga

disklerindeki basınç normalin

dört-beş kat üzerine çıkıyor. Hele

de uzun süre aynı pozisyonda

ve ayakta durmayı gerektiren

mesleklerde, omurgadaki diskler

daha çabuk yıpranıyor. Bel ve boyun

kaynaklı ağrılar daha sık görülüyor.

Ütü yaparken bile ağırlık verdiğimiz

bacağımızı sırasıyla değiştirmek gerekiyor.

5-

Dizi kırmadan öne eğilmek:

Yapılan

en büyük yanlışlardan biri de dizlerimizi kırmadan

öne doğru eğilmek. Çünkü bu durumda bel ve boyun

omurgamızdaki disklerin basıncı altı-yedi kat artıyor. Yerden

bir şey almamız gerektiğinde dizimizi kırarak eğilmek çok

önemli.

6-

Uzun süre aynı pozisyonda oturmak:

İnsan vücudu

sürekli olarak hareket etmeye göre yapılandığı için en

yüksek disk içi basınç, sürekli oturanlarda görülüyor yani ofis

çalışanlarında. Bu nedenle ofis çalışanlarının 20-30 dakikada

bir masa başından kalkıp dolaşması gerekiyor. Omurga

kaynaklı uzun süren ağrılar (kronik ağrılar) çoğunluklamasa

başı çalışanlarda görülüyor.

7-

Çok yüksek topuklu ayakkabı:

Çeşit çeşit modelleri ve

renkleriyle cezbeden yüksek topuklu ayakkabılar, sürekli

giyildiğinde omurga sağlığı açısından son derece zararlı.

Ayakların rahat bir konumda olması ve öne doğru baskı

yaşanmaması gerekiyor. Otururken de ayaklar yere tabanın

tümüyle basılmalı. Aksi halde bel, kalça ve dizlerde yapısal

bozulmalar ve kronik ağrılar başlıyor.

yesilay.org.tr

39

YEŞiLAY

NİSAN 2015