Küçümsenen Büyük Tehlike: Kumar ve Şans Oyunları - page 40

Cemil Şahinöz:
1981 yılında Almanya´nın Halle/Westf. şeh-
rinde doğdu. Bielefeld Üniversitesi'nde Sosyoloji ve Psikoloji
okudu ve aynı zamanda üniversitede İstatistik Öğretmenliği
yaptı. İki dönem TC. Münster Konsolosluğu Tercümanı olarak
çalıştı. Risale-i Nur´un Almanca tercümelerinde görev aldı.
2006 senesinde yazdığı "Avrupa‘da Türk Aile Yapısı" makalesi
Almanya‘da, Diyanet tarafından "Yılın Makalesi" seçildi. Halen
öğretmen, gazeteci, eğitimci ve proje menejeri olarak çalışıyor.
Etnik olarak olaya bakarsak hemen göze çarpan grup
Türk gençleri. Verilere göre Türk gençlerinde kumar
bağımlılığı her yıl fazlalaşıyor. Bağımlılık yaşı da düşü-
yor. Sadece Aşağı-Saksonya eyaletinde 14 yaşlarında
yaklaşık 15 bin Türk genci kumar bağımlısı. Bunların
büyük bir çoğunluğu yine internetteki kumar oyunları
ve spor bahisleri bağımlısı olarak gözüküyor.
Avrupa´daki birinci kuşak Türkler daha fazla kahvelerde
kart oyunları, okay vs. oynuyorlar. İkinci nesil daha fazla
bahis lokallerinde, oyun salonlarında, kumarhanelerde
otomatiklerde oynuyorlar. Çok ilginçtir; Almanya´da
kumarhanelerde yazılar Almanca, Ingilizce ve Türkçe‘dir.
Almanya´damilyonlarca Türk yaşamasına rağmen bu
sadece kumarhanelerde böyledir. Diğer yerlerde Türk-
çe‘ye neredeyse hiç rastlamazsınız. Demek ki kumar-
hanelerde rağbet çok. Üçüncü nesil ise hemotomatları
oynuyor hemde internette kumar oyunlarını oynuyor.
Avrupa’daki Türkler bağımlı olduklarını kabul
etmiyor
Bağımlılık sebebiyle aşırı sosyal ve ruhsal sorunlar
yaşanır. Onun için konuyu ciddi almak gerekir. Mutlaka
terapiye başvurmak gerekir. Bağımlı olmaktan daha
kötü bir durum, bu bağımlılığı kabul etmeyip yardım
aramamakta yatıyor. Araştırmalara göre Avrupa´da
Türk erkekleri genellikle bağımlı olduklarını kabul et-
miyorlar ve profesyonel yardıma ihtiyaç duymuyorlar.
Özellikle Türk gençleri spor bahisleri oyunlarını kumar
olarak dahi görmüyorlar. Gerçekten de psikologlara
veya psikiyatristlere başvuranların neredeyse büyük
bir çoğunluğu genelde bayanlar, anneler veya bağımlı-
ların eşleri. Halbuki kumar bağımlılığını çözebilmek için
profesyonel bir toplu terapi almak şart.
İlk hatalardan bir tanesi de böyle bir problem yokmuş
gibi davranmak. Yani “sakın kimse duymasın” mantı-
ğıyla örtbas etmek çözüm değil. Ailenin içinde sorunu
çözmek ise çok zor, çünkü ister istemez ailevi bağlar
nedeniyle duygusallık ön plana çıkıyor. Bu nedenle
profesyonel yardıma başvurmak gerekir.
Avrupa’daki kumar bağımlılığınıda en büyük sorun ise
çok az sayıda Türk kumar terapistinin olması. Haliyle
yabancı dil bilmeyenler diğer terapistlere gidemiyor.
Hatta yaşadıkları ülkelerin dillerini bilen bağımlılar
dahi kendi kültürlerinden gelen bir terapisti tercih
ediyorlar, çünkü böyle bir terapist bağımlıyı daha iyi
anlayabilecektir. Dolayısıyla Türk kumar uzmanlarının
yok denilecek kadar az olması bu konuda en büyük
sorunlardan bir tanesi.
Avrupa´da kumar bağımlılarının ailelerinin çok sık yap-
tığı hatalardan bir tanesi de bağımlının borçlarını ka-
patmak. Yapabileceğiniz en büyük hatalardan birisidir
bu. Borcu kapattığınız zaman bağımlı kişiye oynaması
için yeni sebepler vermiş olursunuz.
Bunun dışında “zaten para kazanmıyorsun, bırak bu
oyunu, günahtır” gibi nasihatlar çok faydasız. Bağımlı
olan kişinin kendisi de para kazanmadığını veya dindar
ise günah işlediğini biliyor zaten. Onun oynama sebepleri
farklı. Hatta böyle nasihatlar bazen ters tepki verebiliyor.
Terapi için öncelikle kumar bağımlısını ikna etmek ge-
rekir. Eğer kişi bağımlı olduğunu kabul ediyorsa diğer
adımlar daha kolay atılır. Çünkü bağımlılıktan kurtu-
labilmek için gereken ilk şart, bağımlının hastalığını ve
yardım almayı kabul etmesi.
Eğer kabul etmiyorsa farkındalık oluşturulmalı. Yani
hayatının zor durumda olduğunu, hayatını riske attığını
farkına varması gerekiyor. Sadece kendisinin değil,
birlikte yaşadığı insanların da hayatını tehlikeye attığını
fark ettirmek gerekiyor. Yani farkındalık düzeyini arttır-
mak gerekiyor.
Farkındalık oluştuktan sonra, değişim için motive et-
mek gerekir. Değişmek için bağımlının aldığı kararların
uygulamasında destek vermek gerekir. Yani başkala-
rının hedeflerini örnek göstermek yerine kişinin aldığı
hedeflere saygı gösterip desteklemek gerekir. Psiko-
lojik tedavide bu şekilde hareket ediyoruz: Farkındalık
– Değişme isteği – Değişebileceğine inanç - Motive
– Değişim.
Avrupa’da kendi kültürlerini bulamayan, dil
bilmeyen Türkler kendilerini yalnız hissedip depresyona
girebiliyor.
Avrupa’da tedavi vermek amaçlı Türk kumar
uzmanlarının yok denilecek kadar az olması
bağımlı sayısının artmasında en büyük etken.
DOSYA
1...,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39 41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,...100
Powered by FlippingBook