Küçümsenen Büyük Tehlike: Kumar ve Şans Oyunları - page 35

ları aktifleştiğinde söz konusu oluyor. Kişi hep kendini
engellenmiş ve bir şeyleri kaçırmış gibi hissediyor.
Bunun için de bir şeyleri telafi etmenin, tamamlamanın
kaygısı içine giriyor. Eğer iyi bir sosyal destek, güçlü bir
maneviyat, iyi bir aile, iyi bir ilişki ve iyi bir mesleki ha-
yat varsa bu boşluk dolar. Aksi takdirde kişi kumar gibi
bağımlılık unsurlarına yönelir ve bağımlı olur. Kumarı
kaybettiklerini ya da elde edemediklerini kazanabile-
ceği bir unsur olarak görmeye başlar. İşin ilginç tarafı
orada da kaybetmeye başlar. Günden güne tamam-
laması gereken eksiklik derinleşir ve kişi dipsiz bir
kuyunun içinde kaybolur gider.
Kumara başlamanın en önemli sebeplerinden biri de
insanların kısa yoldan zengin olma hayali bir bakıma…
Doğru. Çünkü sistem bize “hayatını kontrol altına al,
geleceğini garantile, yarının ne olacağı bilinmez, açlık-
tan ölürsün, yalnız kalırsın” şeklinde kaygı ve endişe
empoze ediyor. Bu, kapitalist düzenin ve tüketim
endeksli sistemin bir provokasyonudur. Sizi sürekli
yoklukla korkutan, ümitlerinizi yok eden, inançlarını-
zı karartan, kanaat, şükür ve tevekkül duygularınızı
bloke eden, sosyal ve manevi bağlarınızdan kopa-
rarak yalnızlaştıran kapitalist düzenin çok bilindik bir
oyunudur bu. Her din, ırk, sosyokültürel ve sosyoeko-
nomik seviyeden insanı avlayan ve tuzağa düşüren bir
oyundur bu.
“Hayatımızı ipotek altına alıyoruz.”
Bu sistem yalnızlaştırdığı ve ayrımlaştırdığı insanı bir
taraftan gelecek endişesiyle korkutuyor diğer taraf-
tan paradoksal olarak sürekli tüketime sevk ediyor.
İşte bu mantalite içinde kumar bağımlılığı kolayca
gelişebiliyor. Aslında bu sistem hayatımızı bir kumar
arenasına dönüştürüyor. Örneğin parası olmadığı
halde ev, araba vs. alan kişiler “nasıl olsa gelecekte
kazanacağım” kandırmacasıyla alıyor. Bunun bilindik
kumar mantığından bir farkı var mı sizce? Krediler,
kredi kartları hep boş bir umudu kamçılayan ve insanın
geleceğini ipotek altına alan tuzaklar değil mi? Sonuç-
ta bu tuzaklara düşmeyen kaç insan vardır toplumda?
Dünyadaki krizlerin arka planını incelediğinizde karşılığı
olmayan harcamaların, hayali satın almaların olduğunu
görürsünüz. Peki, bizi bu tuzağa kimler itiyor? İşte bi-
raz önce bahsettiğim kültür emperyalistleri ve kültür
endüstrisinin patronları. O yüzden sadece kumar
oynayanların değil sıradan insanların da bu “kumarvari
hayatın” bir parçası olduklarını bilmek gerekir.  
Toplumumuzda kumardan en çok maalesef aileler et-
kileniyor. Kumar bağımlısı olan bir kişi aile içinde nasıl
anlaşılır? Ailenin tavrı nasıl olmalıdır?
Kumar bağımlısı bir süre sonra borçlarını ödeyemez,
eve para getiremez hale geliyor. Aile genelde bir kredi
kartı veya kredi borcuyla öğreniyor durumu. Kişi
kumar oynadığı bütün kaynakları tükettiği ve borç-
lardan dolayı köşeye sıkıştığı anda  aileyle paylaşmak
zorunda kalıyor. Ortaya çıktıktan sonra aile ve yakın
çevre büyük bir şok ve hayal kırıklığı yaşıyor. Büyük
tepkiler, kavgalar, çatışmalar oluyor. Sonra aileden biri
kişiyi koruma altına alıyor. Bu genelde ya baba ya da
anne oluyor. Kişi yemin ediyor, bir daha yapmayacağı-
na söz veriyor. Bunun üzerine borçlar ödeniyor. Ancak
bu, amansız bir sürecin başlangıcı oluyor. Aynı senaryo
defalarca yaşanıyor.
Kumar bağımlılığı bir ahlaki, vicdani eksiklikten
ziyade beyindeki bir bozukluktan kaynaklanır.
Toplum kumar bağımlılarını ahlaktan yoksun, işe
yaramaz, bir baltaya sap olamayan, tembel insanlar
olarak görür. Böyle bir önyargı vardır. İşte bir kumar
bağımlısının sonraki sürecini belirleyen en önemli
kırılma noktası burada yaşanır. Eğer aile bunun bir
beyin hastalığı olduğunu bilir ve kişinin geçmiş pro-
filini göz önüne alabilirse kumarbazın hayatında çok
şey değişebilir. Çünkü kumar bağımlılarının kumar
oynamadan önceki profillerine baktığımızda genelde
düzgün, ahlaklı, işine gücüne giden, sorumluluk sa-
hibi insanlar olduklarını görürsünüz. Psikopat ruhlu,
kişilik sorunu olan kumar bağımlıları bu bahsetti-
ğimiz profile göre azınlıkta kalır. Şu soruyu sormak
farkındalık açısından yerinde olur: "Acaba kumardan
önceki profil mi gerçek kumardan sonraki profil mi?"
Tabi ki kumardan önceki profil gerçektir. Kişiyi bu
hale getiren şey şahsiyetinin ve ahlakının bozulması
değil, bir sebeple beyin kimyasının bozulmasıdır. Bu
kişiyi kumarbaz yapan şey beyindeki dürtü kontrol
sisteminin sekteye uğramasıdır. O zaman özetler-
Kumar bağımlılığı tedavisinde beynin kendi yöntemi,
uyanıkken terapi ortamında kullanılıyor. Travmatik anı-
ları işleyerek onların esaretinden, tutsaklığından insan-
ların beyni kurtarılıyor.
Türkiye’de aile desteği, aile entegrasyonu
olmadığı içinmaalesef madde-alkol bağımlıları
da dahil bağımlıların çoğu tedavi olmuyor.
yesilay.org.tr
33
YEŞiLAY
AĞUSTOS 2014
1...,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34 36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,...100
Powered by FlippingBook