

dosya
önemli görevin alanında uzman
kişilerin gerçekleştirdiği araştırmalar
ile ortaya çıkan verilerin ve denetim
kurumlarımızın elindeki bilgilerin
sürekli olarak değerlendirilmesi ve
ilgili kişi ve kurumlarla sürekli olarak
fikir alışverişi yaparak olabilen en
iyi düzenlemelerin hayata geçmesini
sağlamaları olacaktır. Buradaki
tüm yükü politika yapıcılara da
bırakmamanın da bu alanda
çalışan tüm kişi ve kurumların
ortak sorumluluğunda olduğunu
düşünüyorum. Çocuklarımız ve
onların geleceği için bu alanda
çalışan herkesin yapıcı şekilde katkı
sunması çok önemli.
Reklamın “iyisi – kötüsü” olur mu?
Evet. Kesinlikle bir reklamın iyisi ve
kötüsü olur. Reklamcılık alanında
çalışan herkesin ortak hedefi de
birlikte çalıştıkları işletmeler ve
markalar için “iyi” ve amaca hizmet
eden reklamlar üretmektir. Hayata
geçirilen iyi bir reklamın ise hizmet
ettiği işletme ya da markaya gerek
tüketicilerle doğru iletişim kurması
gerekse satış hedeflerini yerine
getirmesi anlamında mutlaka
katma değer sağlaması gerekir.
Ancak reklamne kadar iyi olsa da
işletmenin reklamdışındaki birçok
konuda da işleri “iyi” yapması
gerekmektedir. Yani iyi reklamın,
bir makinedeki dişlilerden sadece
birisi olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte iyi reklamın, önceki
sorularınız üzerinde durduğumuz
gibi, etik değerlere hassasiyet
gösterilerek hazırlanmasının da çok
kıymetli olduğunu düşünüyorum.
İletişim fakültelerinde kuramsal
ve akademik dünya ile iş
hayatı arasındaki bağlantı ve
bağlantısızlıklardan söz edebilir
misiniz?
İletişim fakülteleri, eğitimini
verdikleri akademik çalışma alanları
itibarıyla iş hayatı ile çok yakından
ilişkisi olan fakülteler. Gazetecilik,
halkla ilişkiler, reklamcılık, radyo,
televizyon ve sinema gibi alanlar
kamu kurumlarında da olmakla
birlikte ağırlıklı olarak özel sektör
etkili olabilir. Bu anlamda, medya
ve reklam sektöründe yer alan
profesyonellerin sivil topluma
yönelik sosyal sorumluluk
çalışmalarına daha fazla destek
vermelerini, bilgi ve birikimlerini
topluma katkı sunulması
anlamında kullanmalarını
temenni ediyorum. Kötü etkilerin
azaltılmasında ise özellikle
bağımlılık yapan maddelerin
kullanımını özendiren ya da
cazip hale getiren ifadelerden ve
görüntülerden uzak durulması
kritik. İnsanın ruhsal ve bedensel
sağlığını tehdit eden bağımlılık
yapıcı maddelere karşı medyanın
tüm paydaşlarının aynı hassasiyet
içinde olmasında büyük fayda
var. Sanırım bu konuda çalışan
hekimlerden ve psikologlardan
bilgi almak daha ayrıntılı ve
aydınlatıcı da olacaktır. Ancak,
sadece medyanın değil, hepimizin
üstüne büyük görevler düştüğünü,
bağımlılık yapıcı maddelerle
mücadele konusunda her zaman
görev almaktan kaçmamamızın
çok önemli olduğu kanısındayım.
çalışmaları kapsamında yürütülüyor.
Bu anlamda doğrudan bağlantılı
olması gerektiğini söyleyebilirim.
Reklamların, televizyonun ve
tümkitle iletişimaraçlarının
“bağımlılığa yöneltme” ya da
“bağımlılıktan uzak tutma”
boyutundaki etkileri nelerdir?
Reklamların, televizyonun ve tüm
kitle iletişim araçlarının sadece
iyi ya da sadece kötü yanları yok.
Bizim üzerine odaklanmamız
gereken insanlara iyi ve faydalı
olan davranışların aktarılmasında
da aracı olunmasıdır. İnsanlarla
iletişim kurmayı kolaylaştırıcı
ve onları ikna etmeyi sağlayan
birer vasıta olmaları sebebiyle
kitle iletişim araçları önemli
bir güç. Özellikle “Dumansız
Hava Sahası” kampanyasının ne
kadar başarılı olduğunu hepimiz
yakından izledik ve gördük. Doğru
kullanıldığında kitle iletişim
araçları ve reklam, toplumun
doğru olarak bilgilenmesinde,
farkındalık oluşturulmasında
ve harekete geçirilmesinde çok
Medya ve reklam
sektöründe yer alan
profesyonellerin sivil
topluma yönelik sosyal
sorumluluk çalışmalarına
daha fazla destek
vermelerini, bilgi ve
birikimlerini topluma
katkı sunulması
anlamında kullanmalarını
temenni ediyorum.
Kitle iletişim araçlarının sadece iyi ya da kötü
yanları yok. Bizim üzerine odaklanmamız
gereken, insanlara iyi ve faydalı olan
davranışların aktarılmasına aracı olunmasıdır.
Yeşilay
26
ÇOCUKLAR REKLAMLARDAN NE ANLIYOR?