Background Image
Previous Page  43 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 43 / 84 Next Page
Page Background

değişim- dönüşüm süreçleri…

Birincisinde önümüzde iki

tane ciddi referans var. Bir,

Kuran-ı Kerim’de çok ayrıntısına

girilmese de Hz. Adem

Aleyhisselam’ın iki oğlunu

Allah’a kurban takdim etmeleri.

İkincisi ise Hz. İbrahim’in

Kuran-ı Kerim’deki kayıtlara

göre oğlu İsmail’i, Tevrat’taki

kayıtlara göre oğlu İshak’ı

kurban etme kaydı. Burada

bizi daha çok bağlayan kısmı,

Hz. Peygamber’in bir hadis-i

şerifine binaen Zeyd Bin Erkam,

‘‘Ya Resulullah bu kurban

kesme ibadeti nedir?’ diye

sorduğunda Hz. Peygamberin

‘Atanız İbrahim’den kalma bir

gelenek’ diye cevap vermesi.

Burada İsmail Aleyhisselam’ın

yerine sembolik olarak

bir koçun kefaret olarak

gönderilmiş olmasına dair

kıssa ise Allah’ın merhametini

ve rahmetini gösteriyor. Tüm

bu ibadetleri bir zorunluluk

olmaktan çıkartıp bir rahmetle

görmemiz gerektiğine dair

yeterli bir referans bu bence.”

Sosyolog Mehmet Kara, tam bu

noktada takva konusuna dikkat

çekiyor: “Bir de ‘Kurbanların

etleri ve kanları değil sadece

takvanız Allah katına ulaşır’

ayetinde refere edildiği üzere,

bir kan dökme ya da et yeme

meselesinin dışında toplumsal

faydaya kafa yormaya bizi

zorluyor bu konu. Habil - Kabil

kıssasında Habil, hayvancılıkla

ve göçebe bir yaşam tarzıyla

vakit geçirirken Kabil ise

yerleşik hayata geçip tarımsal

üretimden inşaata kadar şu

anda insanoğlunun pratiği

olan sektörlerde kafa yormuş

ve emek harcamış birisidir.

Mülkiyet tartışmaları ilk burada

görülür... Kabil, mülkiyetin

Allah’a değil, kendisine ait

olduğunu iddia eden bir

anlayış sergiler. Zaten imtihan

da bu noktadadır... Habil ise

göçebelikle ve tevekkülle malul

bir hayat yaşarken, tüm bu

varlığın hepsinin Allah’a ait

olduğunun bilinciyle sahip

olduklarının gerekiyorsa

hepsini paylaşabilecek bir

yüce gönüllülükle kurban

meselesine girişmiştir. Zaten

bana kalırsa kurbanın sosyolojik

ve antropolojik kısmı, modern

iktisatta da refere edildiği üzere

tam da oradan başlatılmalıdır.”

NEFS MESELESİ…

Kurbandan muradın sadece et

yemek ve yedirmek olmadığının

dini anlamı üzerinde duran

Mehmet Kara, konuyu alimlerin

sözleriyle açıklıyor: “Burada

meşhur bir sosyoloğun sorusunu

anmak isterim. Der ki, ‘Senin

İsmail’in kim?’ Şeyhülekber

İbn Arabi Hazretleri diyor

ki, kurbandan kasıt nefsini

kurban etmektir. Mevlana’nın

Mesnevi’sinde nefsin kurban

edilmesi aracılığıyla Allah’la

bir yakınlığın olacağı ayrıntılı

anlatılır. Yine aşk-ı ilahiyle,

aşkı Muhammedi’yle büyük

üstad Fuzuli der ki: ‘Alem

halkı yılda bir kere Kurban

bayramında kurban keserler,

ben ise her an sana kurban

olarak yaşıyorum.’ Yani kendi

nefsini kurban edebilmek

ve kendi nefsini kurban

edebilmenin dışa yansıması

olarak da toplumsal yaşamda

özel mülkiyete abartılı bir

anlam atfetmeden başkalarının

paylarının ve haklarının

olduğunu kabul etmekten

bahsettiğimiz anda sosyolojiye

%MPI F‚]‚OPIVMRM ]ØPHE FMV OI^ HI SPWE LEXØVPEQE]Ø

O‚p‚QWIQIHIR OØ]QIX FMPMT pSĴEPXQEO PE^ØQ

+}VIFMPHMĴMQM^ OEHEVØ]PE EVXØO ]EFERGØWØ

SPHYĴYQY^ FMV H‚R]EHE ]EĽØ]SVY^ &YVEHE

MRWERPEVØ WYpPEQEOXER HELE pSO FY K‚^IPPMOPIVM ]IRMHIR K‚RHIPMO

]EĽEQØR MpMRHI IXI OIQMĴI F‚V‚RH‚V‚T ]EĽERØPEFMPMV TVEXMOPIV

LEPMRI H}R‚ĽX‚VQIQM^ KIVIOM]SV

AĞUSTOS 2019 43