

yanıltıcı olduğunu söyleyebiliriz.
E-spor bazı spor bilimciler
tarafından spor olarak tanımlansa
da felsefesi ve sonuçları itibarıyla
sporun sağladığı faydayı yaratmıyor.
İsminin spor olması başka bir şey,
fiziksel aktiviteli sporların sağladığı
olumlu sonuçları yaratması başka
bir şey. Vücut sağlığı açısından
olumlu sonuçlar değil riskler
barındırıyor.”
E-SPOR, DSÖ KRİTERLERİNE
GÖRE İNTERNET VE OYUN
BAĞIMLILIĞINA GİDEN YOLU
KOLAYLAŞTIRIYOR
Prof. Dr. Arıcak, e-sporun bilinen
internet oyun bağımlılığının
zararlarını içerip içermediğiyle
ilgili şunları söylüyor: “Öncelikle,
bir kişiye oyun bağımlısı
diyebilmemiz için Dünya Sağlık
Örgütü’nün belirlediği üç kriteri
karşılaması gerekiyor. Bunlardan
ilki; kişinin hayatında öncelikli hal
alması. Ailesinden, okulundan,
işinden kısacası her şeyden
önce gelmesi. İkincisi ise, kişide
kontrol kaybı gelişmesi. Kişi
artık durdurmak istese de oyun
oynamayı durduramıyor, tıpkı
sigara ve alkol bağımlılığı gibi;
‘Tamam, ben oynamayacağım,
okuluma gideceğim.’ diye karar
alıyor ama ertesi gün kalkıyor,
tekrar oynamaya devam ediyor.
Oyun bağımlılığının üçüncü
koşulu ise fiziksel, ekonomik,
sosyal, psikolojik tüm olumsuz
sonuçlarına rağmen oynamaya
devam etmek. Bu üç kriter
karşılanıyorsa biz artık o kişiye
‘oyun bağımlısı’ diyoruz. E-sporda
da bu üç kriteri karşılayan
özellikler tanımlanmaya
başlanmışsa, bağımlılığın yarattığı
zararlara paralel sıkıntılar
beklenmesi kaçınılmaz.”
SADECE 2 BİNİ LİSANSLI
OYUNCU
Türkiye’de 7-8 milyon e-sporcu
olduğunu dile getiren Prof. Dr.
Tolga Arıcak, bunun sadece 2
bininin lisanslı olduğunu söylüyor.
Lisanslı sporcu olmanın çok basit
olduğunun altını çizen Prof. Dr.
Arıcak, “T.C. kimlik numarası
beyanı, sağlık raporu, doldurulmuş
tescil fişi, 2 adet vesikalık fotoğrafa
sahip olmak yeterli. Bu evraklarla,
internet üzerinden Gençlik ve
Spor Bakanlığı'na başvuruda
bulunuyorsunuz. Bunlara bakılıyor
ve bakanlık size lisans veriyor. Ve
siz ‘Artık e-sporcuyum.’ diyorsunuz.
İlle de bir takımda, kulüpte olmanız
gerekmiyor, bireysel de olabiliyor.
Düşünün; 15 yaşındaki oğlunuz/
kızınız ‘Ben e-sporcu olacağım.’
diyerek bu lisansı çıkartıyor, oturup
gününün 8-9 saatini internet başında
oyun oynayarak geçiriyor, okula
bile gitmiyor. Bu arada, Milli Eğitim
Bakanlığı ile protokol de imzalandı,
e-sporun okullarda ders olarak
okutulması için. Maalesef şu anda
çok ciddi bir risk altında gençlerimiz.
Devlet eliyle gençler bir anlamda
özendiriliyor, yönlendiriliyor.” diyor.
TOPLUMUN YÜZDE 36’SI
OYUN OYNUYOR
Bakanlıkların, işin Türkiye’yi temsil
ve uluslararası camiada tanınma
yönüyle e-spora destek verdiğine
vurgu yapan Prof. Dr. Arıcak şöyle
devam ediyor: “Amaç; uluslararası
camiada var olmak. E-sporun artık
ligleri, şampiyonlar ligi var. Gençler
ciddi para kazanıyor. Şampiyonlar
liginde oynayan bir oyuncu ayda
minimum 15-20 bin lira kazanıyor.
50 bin lira kazanan da var. Bu,
aileleri özendirebiliyor. Türkiye’de
30 milyon genç bilgisayar oyunu
oynuyor ki bu da nüfusun yüzde
36’sı demek. 7-8 milyon olan
e-sporcu sayısının hızla artacağını
tahmin ediyoruz. Bu çocuklar
gerçek anlamda ‘E-sporcu
olmak istiyorum.’ dediklerinde,
günlerinin 8-9 saatini bilgisayar
başında geçirmek zorundalar.
Bağımlı olmasalar bile başarılı
olmak için bunu yapacaklar. Okula
gitmeyecekler ve ders başarıları,
akademik başarıları düşecek.
Birçoğu ergenlik döneminde.
Yani tam gelişim çağındayken
çocuğunuzun 8-9 saat koltukta
oturduğunu düşünün. Bunun
neresinin sağlıklı olduğunu
savunabilirsiniz? Bu yüzden
de e-sporun devlet eliyle de
özendiriliyor olması çok üzücü.”
) WTSV FE^Ø WTSV FMPMQGMPIV XEVEJØRHER WTSV SPEVEO
XERØQPERWE HE JIPWIJIWM ZI WSRYpPEVØ MXMFEVØ]PE WTSVYR
WEĴPEHØĴØ JE]HE]Ø ]EVEXQØ]SV őWQMRMR WTSV SPQEWØ
FEĽOE FMV ĽI] Á^MOWIP EOXMZMXIPM WTSVPEVØR WEĴPEHØĴØ
SPYQPY WSRYpPEVØ ]EVEXQEWØ FEĽOE :GYX WEĴPØĴØ EpØWØRHER SPYQPY
WSRYpPEV HIĴMP VMWOPIV FEVØRHØVØ]SV
ARALIK 2019 17