

dosya
OYUN BAĞIMLILIĞINA
GÖTÜRÜYOR
E-sporun aslında gölgelenmiş ve
maskeli bir biçimde bazı gençleri
internet oyun bağımlılığına
götürdüğüne vurgu yapan Prof. Dr.
Tolga Arıcak, “Hepsini değil. Böyle
bir iddiada bulunursak yanlış olur.
Çünkü bağımlılık bir hastalık ve
biz 30 milyon genç içinden, e-spor
nedeniyle risk taşıyanların bağımlı
olma ihtimalini artırmış olacağız.
E-spor bağımlılık riskini artıracak.
‘Her e-spor oynayan kişi bağımlı
olacak.’ diye bir şey söz konusu değil.
Biz e-sporun herkeste bağımlılık
yapacağını iddia etmiyoruz. Her
alkol, sigara içen de bağımlı değil.
Ama, “Ben sigara içmeye başlasam
da bağımlı olmam.” diyemezsiniz.
Kimseye de şunu söylemezsiniz;
“Sigara iç, bağımlı olmazsın.” Aynı
şey e-spor için de geçerli. “E-spor
oyna, bağımlı olmazsın.” diyemeyiz.
Kişi nasıl sigarayı ağzına koyduğunda
bağımlı olma riski taşıyorsa, e-spor
oynamaya başladığında da bağımlı
olma riski taşıyor demektir.” diyor.
E-SPOR ŞİDDET İÇERİYOR
E-sporun dijital oyunlardan çok
büyük bir farkı olmadığını dile getiren
Prof. Dr. Arıcak, dijital oyunların
aslında e-sporda kullanılan oyunlar
olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arıcak
diyor: “Profesyonel ligde ise 17
yaşından itibaren oynanabiliyor.
Hatta yurt dışında 15 yaşındaki bir
genç de lisanslı e-sporcu olabiliyor.
Youtube’da e-spor karşılaşmaları
canlı olarak, büyük bir ilgiyle
izleniyor. Fenerbahçe-Beşiktaş’ın
oynadığı e-spor oyununu aynı
anda 60 bin kişi seyredebiliyor.
Ama yurt dışında ya da büyük
liglerde oynanan oyunları aynı
anda 1 milyon kişi izliyor. Ve dünya
şampiyonasında ödül 20 milyon
doları buluyor.”
PAZAR, 1 MİLYAR DOLARIN
ÜZERİNDE
Bilgisayar oyunu oynama
bağımlılığının, kumar bağımlılığına
giden yolda kolaylaştırıcı bir etkiye
sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr.
Tolga Arıcak, “Normal bilgisayar
oyunlarında parayla malzeme
alınabiliyor. Çocuk bilgisayar
oyunlarına para yatırmaya
başladıkça online şans getiren
oyunlara da para yatırma risk ve
olasılığı artıyor.” diyor. E-sporun
ülke ekonomisine katkı da
sağladığını dile getiren Arıcak şöyle
devam ediyor: “Gençlerin oynadığı
bilgisayar oyunlarının Türkiye’deki
yıllık pazarı 500 milyon dolar.
şöyle devam ediyor: “Mesela LoL,
CS:Go, Zula… Bunlar aslında
çocukların evde oynadığı bilgisayar
oyunları. Bu oyunların ligi oluşmuş
durumda. Büyük kısmı da şiddet
içeriyor. İşin hareketsiz kalma gibi
fiziksel yönü bir tarafa, diğer riski
de şu; çocuğunuz günde minimum
8-9 saat şiddet içerikli bir oyun
oynuyor. Sürekli öldürüyor,
parçalıyor ve bu bir video
oyunu! Bir bilgisayar oyununun
e-spor oyunu olabilmesi için
en önemli koşul şu; adil olmalı,
yani herkes aynı koşullar altında
yarışabilmeli. Bazen parayla bir şey
satın alarak oyunda avantajlı bir
duruma geçebiliyorsunuz. E-spor
oyunlarında bu yok. Yani siz kendi
paranızla değil sadece becerinizle,
hızınızla, stratejinizle avantajlı
duruma geçebiliyorsunuz. Oyunda
herkes eşit yarışıyor.”
1 MİLYON KİŞİ AYNI ANDA
İZLİYOR
E-spora en çok genç kesimin ilgi
gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr.
Arıcak, oyun oynamaya başlama
yaşının ise 9-10 olduğunu söylüyor.
E-sporcu olmak için 13-30 yaş
arasında olunması gerektiğini
kaydeden Prof. Dr. Arıcak şöyle
+IRpPIVMR S]REHØĴØ FMPKMWE]EV S]YRPEVØRØR
8VOM]I¸HIOM ]ØPPØO TE^EVØ
QMP]SR HSPEV
) WTSV MĽMR MpMRI KMVHMĴMRHI HR]E KIRIPMRHI
QMP]EV HSPEVØR WXRHI FMV TE^EV W}^ OSRYWY
E-SPORUNARTILARI
Ülke ekonomisine katkı
sağlıyor.
Ülke tanıtımına katkı sağlıyor.
Kişilere para kazandırıyor.
E-SPORUNEKSİLERİ
Teknoloji, oyun ve kumar
bağımlılığını tetikliyor.
Kişilerin akademik başarısını
düşürüyor.
Göz hastalıklarına, duruş
bozukluklarına neden oluyor.
Hareketsiz yaşama
yönlendiriyor.
Gençleri şiddete yönlendiriyor.
Zihinsel gelişimi olumsuz
etkiliyor, duygudurum
bozukluklarına neden oluyor.
Yeşilay
18
i%ĉ+ĉ5"- 0:6/u /"4*- i& 4103u 0-%6