Background Image
Previous Page  19 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 19 / 84 Next Page
Page Background

E-spor işin içine girdiğinde dünya

genelinde 1 milyar doların üstünde

bir pazar söz konusu. Dünyada ligde

20 milyon dolar ödül alabiliyorsunuz.

Bu ödülü Türk takımının kazanması

halinde bu para Türkiye’ye gelecek.

Artı Türk oyuncu yurt dışındaki

bir takıma transfer olursa onlar

için ödenen bonservis ücretleri var.

Giderek büyüyen bir pazar. Tüm

bunların ötesindeki değer ise ülkenin

tanınırlığı ve bilinirliğinin artması.

İki ay önce İngiltere’nin iki takımı

İstanbul’da oyun oynadı. Bir sürü

insan geldi, İstanbul da Türkiye de

tanındı. Dünya şampiyonasında bir

Türk takımı oynadığında 1 milyon

izleyicinin Türkiye ve İstanbul ismini

görmesi ülkemize bir reklam değeri

katacaktır. Tanıtım, turizm amacıyla

da kullanılabilecek ve dolaylı olarak

ekonomiye katkı sağlayabilecek bir

katma değeri var bu tür oyunların.”

RİSKLERİ OLUMLU YANLARA

GÖRE DAHA FAZLA

Prof. Dr. Tolga Arıcak, eğitim

psikolojisi uzmanı olarak e-spora

olumlu ve olumsuz yanlarıyla

baktığında, gençler için oluşturduğu,

barındırdığı riskin, olumlu yanlarına

göre daha fazla olduğunu söylüyor.

Prof. Dr. Arıcak, “Devlet eliyle de

bunun özendirilmesinin, teşvik

edilmesinin bu riskleri artıracağını

düşünüyorum. Ciddi bir genç

nüfusumuz var ve e-sporun bağımlılık

yapma riski çok yüksek. Bu riskler

göz önüne alınarak çalışmalar

yapılmalı. E-spor özendirilmemeli,

ders olarak okutulmamalı. Zararlı

olduğunu düşündüğümüz, en azından

şüpheli olan bir şeyi okullara sokup

ders olarak okutursak, milyonlarca

genç öğrencimizi riske atmış oluruz.

‘Tamam; e-spor dünyada popüler,

biz de yapalım.’ denecek bir şey

değil. Bakanlık bu konuda ön ayak

olmamalı. Böyle bir şey yapılmasını

istiyorsa da; lisanslı futbolcu olma

koşullarını zorlaştırmalı. Bununla

ilgili ön eleme ve denetimler

yapılmalı. Nasıl ki her futbolcu,

basketbolcu birinci ligde profesyonel

olamazsa, aynı şekilde e-sporda da

olamamalı. Gençlere boşu boşuna

Gençlik ve Spor Bakanlığı diyecek

ki; “Biz her yıl 50 kişilik e-spor

takımı oluşturacağız ve bunun

için belirli kriterler koyacağız.

Öncelikle liseden mezun

olunmalı, bu da 18 yaşı işaret

eder. Mevcut durumda 13 yaşında

lisans alınabiliyor. Ayrıca e-spor

okullarda olmamalı. Akademik

olarak belli bir başarı aranmalı.

Çünkü bu oyunlar akademik

başarıyı da düşürüyor. O zaman

genç diyecek ki; ‘Ben okulda

da başarılı olmak zorundayım.’

‘E-sporcu olmak istiyorsan okula

gitme, otur evde oyun oyna.’

durumu olmamalı. Çocuklar,

Atatürk’ün; ‘Ben sporcunun zeki,

çevik ve aynı zamanda ahlaklısını

severim.’ sözündeki gibi olmalı.

Temel Türkçe, Matematik

becerileri yoksa e-sporcu

olmamalı. Çocukları okuldan

uzaklaşmaya özendirmeyelim.

Bu tür önlemler alındığı takdirde

tabii ki Türkiye’de de e-spor yerini

alsın. Ama 7-8 milyon genci

bu yola sokup, ‘Bunlar içinden

50-100 tanesini alacağız, kalanlar

ne olursa olsun’ denirse, maddi-

manevi yıkım olur. Akademik

yönden gelişmemiş, işsiz gençler

boşlukta kalıp ‘Biz ne olacağız?

Ne yapacağız?’ demesinler. Bu o

gençlerin bağımlı olma riskini de

artırır.”

umut verip insanların psikolojik

anlamda telef olmasına yol

açılmamalı. Bunun faturasını ülke

olarak yine biz ödeyeceğiz. İnsan

kaynağımızı heba edip riskli bir

yola sokmuş olacağız.” diyor.

LİSANS ALMA ŞARTLARI

AĞIRLAŞTIRILMALI

Prof. Dr. Tolga Arıcak sözlerini

şöyle tamamlıyor: “Örneğin;

Prof. Dr. Tolga Arıcak 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü’nden mezun oldu.

Yüksek lisans ve doktorasını Marmara Üniversitesi’nde tamamladı.

1994-1999 yılları arasında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Eğitimde Psikolojik Hizmetler programında araştırma görevlisi olan

Arıcak, 1999 yılında aynı programda yardımcı doçent olarak çalışmaya

başladı. 2006-2007 yılları arasında Indiana Üniversitesi Bloomington

PsikolojikDanışma veEğitimPsikolojisi Bölümü’nde konukaraştırmacı,

2007-2008 yılları arasında ise Tulane Üniversitesi New Orleans

Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Amerika Birleşik

Devletleri’nde lisans ve lisansüstü düzeyde iki dönem halinde dersler

verdi. 2008 yılında tekrar Trakya Üniversitesi’ne dönen Arıcak, 2010

yılında Eğitim Psikolojisi alanında doçent oldu. 2013-2014 akademik

yılında Harvard Üniversitesi Berkman Center for Internet and Society

Gençlik ve Medya Laboratuvarı’nda araştırmacı olarak çalışan Arıcak,

halenHasanKalyoncuÜniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretimüyesi

olarak çalışmaktadır.

PROF. DR. TOLGAARICAKKİMDİR?

iąBNQJZPOMBS MJHJOEF

PZOBZBO CJS PZVODV

BZEB NJOJNVN

CJO MJSB LB[BO‘ZPS

CJO MJSB LB[BOBO EB

WBS #V BJMFMFSJ

Ú[FOEJSFCJMJZPS w

ARALIK 2019 19