

sigara ya da alkol içildiğini; hangi
sorunlarla karşılaştığımızda, hangi
ortamlarda bunları tüketeceğimizi
filmlerden görüp öğreniyoruz.
Tütün ve alkol endüstrisi de
özellikle sinema filmlerinde ve
televizyon dizilerinde bu maddeleri
teşvik edici senaryolara destek
oluyor.
Müzik dünyası da korunaksız bir
alan…
Müzik alanında da albümler ve
klipler gençler tarafından yoğun
şekilde takip ediliyor. Eskiden
sadece TV varken, denetim
vardı, şimdi internette ne ararsan
denetimsiz şekilde ulaşılabiliyor.
Dolayısıyla madde kullanımını
teşvik eden çok sayıda müzik
videosu var. İzlenme sayıları dehşet
verici. Madde kullanımını teşvik
ettiği için tutuklanan şarkıcılar
bile var. Sonsuz eğlence ve haz
kural tanımıyor. Özellikle Rap, Hip
Hop gibi müziklerde bu zararlı
alışkanlıklara sıkça yer veriliyor.
Kültür çatışması yaşayanlar ve
tutunamayanlar zararlı içerikleri
tercih edebiliyor. Karanlık
işler var, toplumsal kurallar
yok… Youtube en büyük dijital
ortam, buraya RTÜK müdahale
edemiyor. Popüler müzik
ürünlerinde ciddi bir tehlike
var. Bunlara birkaç milyon kişi
birden ulaşıyor. Youtube gibi
başka bir sürü platform var.
Peki ne yapmalı?
Birincisi herkesi bilinçlendirmeli.
Yeşilay’ın Türkiye Bağımlılıkla
Mücadele Eğitim Programı
çalışması çok önemli. İlkokuldan
başlayarak çocukları ve gençleri
bilinçlendirmek gerekiyor.
İkincisi ebeveyn eğitimi.
Toplumun en temel kesimini
eğitmek yani. Aileler duyarlı
olacak, bu yolla çalışmalara
destek olacaklar. Aileler bu
konularda ne yapabileceklerini
öğrenmeli. Her aile çocuğunun
uyuşturucu kullanmasından
korkar, ama korkuyu gidermek
konusunda istekli değildir.
Bilinçlenerek, bağımlılığın ne
olduğunu, nasıl semptomlar
gösterdiğini bilirsek çocukları
daha iyi koruruz. Yeşilay’ın
“Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek”
yarışması çok önemli. Yarışmada
ibret verici örnekler var.
Yarışmaya katılanlardan biri
dedi ki, “Ben sigara içiyordum,
artık içmeyeceğim.” Öbürü dedi
ki, “Ben artık Yeşilay gönüllüsü
olacağım.” Toplam 185 bin eserin
katıldığı bu yarışma, Türkiye’nin
en büyük ulusal yarışması.
Öğrenciler yıl boyunca
hazırlanırken bağımlılıklar
konusunda bilgi sahibi oluyorlar.
Bu konularda şiir, makale, video
çekip erken yaşta farkındalık
oluşturuyorlar. Farkındalık
çocukları ömür boyu korur.
Yapılan araştırmalar herhangi
bir maddeye bağımlı olanların
başka maddelere de bağımlı
olabileceğini gösteriyor. Sigara
konusunda Türkiye’de yasal
düzenlemeler mesafe kat etti.
Tanımlanmış alanlarda sigara
içilebiliyor sadece. Erişilebilir
olmaktan çıktı, yaş sınırı geldi.
Yakında sigara paketleri logosuz
satılacak. Özendirici tasarımlar
ve renkler de olmayacak. Son
15 yılda bu konuda çok yol
kat edildi. Ayrıca STK’ların ve
medyanın bu konularda duyarlı
olması gerekli. Herkes katkı
vermeli. Herkesin elinde cep
telefonu, bilgisayar, tablet var.
Herkes kendi kendini kontrol
edebilmeli. Herkes medya
okuryazarı olmalı. Herkes
medyayı bilinçli kullanmayı
öğrenmeli. Aksi takdirde
çocukları korumak imkansız.
Çocukları ölüme götürebilen
bilgisayar oyunları var.
Direnemeyenler korunamıyor,
bilinçli olanlar korunabiliyor.
Yani birincisi, bilinç düzeyini
yükselten eğitim gerekli, ikincisi
çocuklar ve gençler medya
okuryazarı olmalı. İlkokullarda
medya okuryazarlığı seçmeli
okutuluyor, ama zorunlu olmalı.
Gelişmiş ülkelerde medya
okuryazarlığı zorunlu derstir.
Dijitalleşen bir dünyada, her
tür medya içeriğine her an
ulaşılabilen bir dünyada, hiçbir
kurum evdeki çocuğu medyanın
zararlı etkilerinden koruma
gücüne sahip değil. Bu nedenle,
kendi kendimizi korumayı
öğrenmemiz ve öğretmemiz
gerekiyor.
Yakın zaman önce bazı maddelerin isimleri
bilinmiyordu. Medyada çok haber yapıldığı için
Bonzai gibi hapların isim bilinirliği arttı, hatta
popüler maddeler haline geldi. Bu ifadelerin
kullanımı, durumu normalleştiriyor.
HAZİRAN 2019 25