

çerçevesinde dikkate alınmalı
bu konu. 1. Medya, bu madde
isimlerini kullanmamalı.
2. Madde bağımlılığını hatta
bazen dalga geçilebilecek ölçüde
bunalım, kriz görüntüleri
eşliğinde vermemeli. 3. Gençleri
özendirici etki oluşturulmamalı.
4. Madde bağımlılığı çeşitli
sorunlarla ilişkilendirilmemeli.
Boşanmalar, aile travmaları
gibi sebeplere karşı formül gibi
sunulması özendirici olabiliyor.
5. Uyuşturucu tacirleri garip
bir unvanla anılmamalı; yani
kraliçe, baron, imparator gibi
unvanlar yakıştırılmamalı 6.
Uyuşturucuyla ilgili enjektör,
plastik şerit, hap gibi maddenin
kendisinin tanıtımını yapan
malzemeler gösterilmemeli 7.
Ünlülerle bağımlılık konusu
özdeşleştirilmemeli. Şöhretli
kişiler üzerinden bu konunun
verilmesi de özendirici olabilir.
Dizilerden, filmlerden tanınan
isimlerin, popüler kişilerin
görüntüleri de teşvik edici
bağlamda olabiliyor. Gençler
herkesin bu maddeleri
kullanabileceğini, hatta ünlülerin
bu maddeleri kullanarak şöhret
elde ettiklerini düşünebiliyor.
Bu maddeyi kullanmadan şarkı
yapamayacakları argümanı
yaygınlaştırılıyor. Madde
kullanan kişilerin emniyet
-sorgu gibi her adımlarında
haber haline gelmeleri konuyu
normalleştirici hale getirebiliyor.
Burada doğal bir süreç de
var. Narkotik medyaya haber
veriyor, medya servis ediyor.
Bu haberler de çok satıyor. O
yüzden gazeteler özendirici
olmamalı. Bunlar gibi 5 - 10
maddelik ilkeler var. Yeşilay
medya profesyonelleriyle iletişim
halinde. Basın Yayın Genel
Müdürlüğü ile Yeşilay eğitim
faaliyetlerini sürdürüyor. Yeterli
mi bunlar? Hayır. Sabırla, inatla
çocukları, aileleri ve medyayı
bilinçlendirmeye çalışmak
toplumsal sorumluluktur. Medya
toplumda yanlış algılanacak
içerikler konusunda dikkat
etmeli, kendini frenlemeli. Çok
satıyor diye uyuşturucu madde
haberlerine gelişigüzel yer
vermemeli.
Televizyon dizileri ve müzik
kliplerine gelirsek…
Medya içeriğinin haberler
dışında da olumsuz etkileri
var. TV dizileri ve müzik
video klipler… Televizyon
dizilerinde kaçakçıları
koruyanlar, mafya, uyuşturucu
ticareti gibi her türlü yanlış
işle iştigal eden kahramanlar
var. Mafya tipi örgütlenmeler
Televizyon dizilerinde
kaçakçıları koruyanlar, mafya,
uyuşturucu ticareti gibi her türlü
yanlış işle iştigal edenler var.
Mafya tipi örgütlenmeler görüyoruz. Kendini bir
yere ait hissetmek isteyen gençler böyle gruplara
mensup olmaya heveslenebiliyorlar.
“Sonsuz eğlence ve haz
kural tanımıyor. Özellikle
Rap, Hip Hop gibi
müziklerde bu zararlı
temalara yer veriliyor.
Kültür çatışması
yaşayanlar ve
tutunamayanlar zararlı
içerikleri tercih edebiliyor.
Karanlık işler var,
toplumsal kurallar yok…”
25.12.1961 tarihinde Ankara’da doğdu.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden
1986 yılında mezun oldu. 1987 yılında
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde
araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.
1988 yılında YÖK Başkanlığı Yurtdışı
Lisansüstü Eğitim Bursu ile Amerika
Birleşik Devletleri’ne gitti ve 1990 yılında
İletişim Sanatları alanında University of
West Florida’dan yüksek lisans derecesini aldı. 1994 yılında, 9 Eylül
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları
programını tamamlayarak sinema-televizyon alanında doktora
unvanını kazandı. 1996 yılında doçentlik, 2004 yılında da profesörlük
unvanı aldı. Değişik üniversitelerde bölüm başkanı, dekan ve rektör
yardımcısı olarak idari görevler üstlenen Çelikcan, İstanbul Şehir
Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürütüyor. Aynı zamanda Yeşilay
BilimKurulu Başkanlığı’nı sürdürüyor.
PROF. DR. PEYAMİ ÇELİKCANKİMDİR?
HAZİRAN 2019 23