

çocukların, medyadaki mesajlara
ulaşma, bunları çözümleme,
gerçekle kurguyu ayırt edebilme
ve eleştirel bakabilme yetisini
medya okuryazarlığı dersiyle
kazanmaları hedeflendi. Medya
okuryazarlığı aslında 40 yılı
aşkın süredir Kanada, ABD,
İngiltere, Avustralya ve daha
sonraki yıllarda tüm Avrupa
ülkelerinde gittikçe önem
kazanan ve okullarda zorunlu
ders olarak okutulan bir konu
olarak biliniyor.
Bu konudaki ilk adımı ise
1920’lerde başlattığı eğitim
seferberliğiyle İngiltere
atıyor. 1930’lar ve 1940’ların
başlarında Kuzey Amerika’da
yapılan çalışmalar kitle
iletişim araçlarının etkileri
üzerine yoğunlaşıyor. Kanadalı
araştırmacı Harold Laswell’in
hipodermik iğne adını verdiği
teoriye göre insanlar, medyanın
sürekli bir biçimde enjekte ettiği
savunmasız bireyler olarak
görülüyor. 1970’lerden itibaren
medya okuryazarlığı bir eğitim
sorunu olarak ele alınmaya
başlanıyor. 1980’lere kadar
medya okuryazarlığı eğitimi
Avrupa ülkelerinde de yaygın
hale geliyor.
ÜLKEMİZDEMEDYA
OKURYAZARLIĞI SEÇMELİ
DERS
Türkiye’de ise ilk olarak,
1990’lı yıllarda özel radyo ve
televizyonlar yayına geçtikten
sonra medya okuryazarlığı
konusu tartışılmaya başlanıyor.
Ülkemizde, bu konudaki ilk
önemli çalışma Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu’nun
(RTÜK) organizasyonuyla, Basın-
Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğü ve TRT'nin de
katkılarıyla 20-21 Şubat 2003
tarihinde Ankara'da düzenlenen
iletişim şurası ile gündeme geliyor.
Şura sonrasında RTÜK konuyu
gündemine alıyor, 2004 yılında
Devlet Bakanlığı bünyesinde
kurulan, ülkemizin önde gelen
kamu kurumlarının, sivil toplum
örgütlerinin ve üniversitelerinin
temsil edildiği ‘şiddeti önleme
platformu’nda, ilk kez ilköğretim
okullarında medya okuryazarlığı
derslerinin okutulması öneriliyor.
2004–2006 yılları arasında
çeşitli ülkelerdeki programlar ve
çalışmaların neticeleri araştırılıp,
inceleniyor. 2006 yılında RTÜK
tarafından gerçekleştirilen
‘İlköğretim çağındaki çocukların
televizyon izleme alışkanlıkları
kamuoyu araştırması’, öğrencilerin
günde üç saate yakın televizyon
izlediklerini gösteriyor. Aynı
araştırma, öğrencilerin internet
kullanma ve radyo dinleme
alışkanlıkları hakkında da önemli
bulgular ortaya koyuyor ve
medya okuryazarlığı dersinin
ne kadar gerekli olduğu açıkça
görülüyor. Yapılan ön hazırlık
çalışmaları sonucunda, medya
okuryazarlığı konusundaki
çalışmaları yürütmek üzere
bir komisyon oluşturuluyor ve
komisyon çalışmalarında, özellikle
ABD ve Avrupa’daki örnekler
incelenip, konuya ilişkin yurt içi
ve yurt dışı kaynaklı makaleler
ve diğer çalışmalar detaylı bir
biçimde değerlendiriliyor. Bu
noktada RTÜK ile Millî Eğitim
Bakanlığı Talim ve Terbiye
Kurulu Başkanlığı, ortak bir
irade göstererek, orta öğretim
kurumlarına medya okuryazarlığı
dersi konulmasına dair işbirliği
Çocuk ve genç izleyicinin zararlı
yayınlardan korunmasını hedefleyen, medya
okuryazarlığı hareketi dünyada bir sivil
toplum hareketi olarak başladı.
2007-2008 eğitim-öğretim
yılından itibaren de ülke
genelinde ilköğretim
okullarının 6. 7. ve 8.
sınıflarında seçmeli ders
olarak okutuluyor.
HAZİRAN 2019 19