Background Image
Previous Page  51 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 51 / 84 Next Page
Page Background

Antik Yunan da ayakkabı

konusunda epey yol almıştı.

Bağcıklı sandaletler, tabanı olmayan

aba ayakkabılar, çok yüksek bir

mantar tabanı bulunan ve tiyatroda

trajedi oyuncularınca giyilen

kothornos’lar akla ilk gelenler…

Tahmin edebileceğiniz gibi bu kısa

özet dönüşerek yavaş yavaş dünyayı

dolaştı. Ayakkabının yolculuğu

zaman ilerledikçe önüne yeni

coğrafyalar ve yeni biçimler katarak

devam etti.

TOPUKLARTIRMANIYOR…

Ortaçağ’a kadar modeller genel

olarak çok basit bir tasarımdan

ibaretti. Devir değiştikçe

ayakkabılara tokalar, bantlar,

tabanlar eklendi. Deriye alternatif

olarak da kumaşlar, kadifeler

çıktı. İnsanlık tarih boyunca

hep sandaletlerle, düz tabanlarla

dolaşmadı elbette. Zamanın akışıyla

birlikte ayakkabıların görüntüsü

değişmeye, topuklar da yükselmeye

erkekler için de yavaş yavaş bir

arzu nesnesine dönüşmeye başlasa

da onların ayakkabıyla ilişkilerine

tutkularını çok az karıştırdıkları bir

gerçek. Tarihte de ayakkabı ve tutku

konusu hep kadınlarla anılmış. Ta

Mısır’a, Roma’ya kadar uzanıyor bu

ilişki.

İlk ayakkabıyı kimin ne zaman

giydiğini bilmiyoruz tabii, ama

dünyanın taşına, dikenine karşın

mağara devri insanlarının bile

yapraklardan, ağaç kabuklarından,

giderek hayvan derilerinden

ürettikleri çözümlerle ayaklarını

korumaya çalıştıkları kayıtlarda var.

Bu ilk üretimler için ayakkabının

ataları diyebiliriz. Zamanla değişime

uğrayan ilk ayakkabılar, Mısır’da,

Antik Yunan’da, Roma’da karşımıza

hayli gelişmiş örnekler olarak

çıkıyor. Islatılmış kumda ayaklarının

kalıbını çıkarıp ellerindeki ham

deriyi bu kalıba uyarlayanMısırlılar

bu konuda oldukça ustalaşmışlardı.

Mısır’da Tutankhamu’nun hazinesini

ziyaret etme şansınız olursa, orada

gördüğünüz sandaletlerin, bugünün

moda dünyasına ilham verecek

kadar şık bir tasarımla üretildiğine

tanıklık edersiniz. Altın varaklı,

işlemeli, epeyce süslü bu sandaletler,

günümüz dünyasındaki kadınların

kalbini çalacak kadar ayrıcalıklı

görünüyorlar.

Zaten o yıllarda ayakkabıları

statüden ve ayrıcalıktan bağımsız

düşünmek pek mümkün değildi.

Kadınlar mücevherlerle süsledikleri

ayaklarını sergilemeye, erkekler

ise deri kayışlara ender bulunan

değerli taşlar takmaya başlayarak

bir nevi mensubu oldukları asil

sınıfın gücünü ifade ediyorlardı.

Roma İmparatorluğu’nun altın

tabanlı sandaletleri de ayakkabı

ve statü ilişkisinin bir diğer zirve

noktasıydı. Romalılar, ayakkabı

loncaları kurup sağ ve sol ayağa

göre kalıplanmış ayakkabılar

geliştirerek ayakkabıcılığı birkaç

adım ileri taşımış, böylece ayakkabı

çeşitliliği giderek zenginleşmeye

başlamıştı. Öyle ki ayakkabılar

cinsiyetlere ve sosyal statüye göre

farklılaşabiliyordu…

başladı. İlk topuklu ayakkabılar

konusunda bilgimiz net değil, ancak

anlatılanlar bizi 1500’lü yıllara

götürüyor ve karşımıza Leonardo

da Vinci ismi çıkıyor. En yaygın

bilinen hikâye ise 1533 yılının

İtalya’sına işaret ediyor. Rivayete

göre Floransa’nın ünlü ailelerinden

olanMedici’lerin kızı Catherine

de Medici bir dükle evlenecektir.

Catherine, ufak tefek bir kızdır,

fakat tören oldukça görkemli

olacaktır. Aile bir çözüm bulmak

için birçok kişiye başvurur. Aranan

çözüm ise Leonardo da Vinci’den

gelir. Bu topuklu bir ayakkabıdır.

Törende kadınlar Catherine’nin

görünüşünden o kadar etkilenirler

ki, topuklu ayakkabı trendi

yayılmaya başlar ve tabii ki o da bir

statü sembolü olur.

Muhtemelen yakın yıllarda

modanın beşiği Fransa'da da

topuklar yükseliyordu. 14.

Louis'ninmeşhur Versailles

Sarayı’nda görülen kırmızı

5FLOPMPKJ NPEB

UBTBS‘N MàLT EFSLFO

BZBLLBC‘

Zà[Z‘MB

TBEFDF POMBSDB ÎFĆJU

NPEFMMF HJSNFLMF

LBMNBE‘ BZO‘ [BNBOEB

CJS BS[V OFTOFTJ PMNB

Ú[FMMJĈJOJ EF LPSVEV

"SU‘L NPEBO‘O

UBNBNMBZ‘D‘ CJS

BLTFTVBS‘ EFĈJM CBĆM‘

CBƑOB CJS NPEB JLPOV

BZBLLBC‘

(‚R]EGE ‚RP‚ QEVOEPEVØR OSPIOWM]SRPEVØRHE ]IV

EPER HYHEO YpYOPEXER VEOEQPEVPE EPØGØ FYPER

XEWEVØQ QSHE ZI XIORSPSNM ‚pP‚W‚]PI H}R‚ĽX‚OpI

H}R‚ĽIR E]EOOEFØ FYK‚R WEHIGI EPØGØPEVØ MpMR

HIĴMP SRPEVØ XEWEVPE]ERPEV MpMR HI FMV EV^Y RIWRIWM

KASIM 2019 51