Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  39 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 39 / 84 Next Page
Page Background

MART 2019 39

“Sindirim sistemi ve beyin

arasında bağlantı var”

Uz. Dr. Gülmez, son 10 yıl

içinde sindirim sistemi ve beyin

arasındaki bağlantıyı gösteren

birçok araştırma yapıldığını

vurguluyor ve ekliyor: “Beyin

ve sindirim sistemi arasındaki

bağlantı üzerinde yapılan bilimsel

araştırmaların neticesinde, insanın

duygusal davranış, öğrenme,

hafıza, sosyal etkileşimler ve

yeme davranışlarında bağırsak

mikrobiyotasının (flora/

doğal mikroorganizmasının)

etkili olduğu görülüyor. Hatta

kanser, depresyon, anksiyete

gibi psikiyatrik rahatsızlıklar,

obezite ve bağışıklık sistemi

fonksiyonu da bağırsak

florasındaki dengesizliklerle

ilişkilendiriliyor.” Anne sütünün

ve normal doğumun bağırsak

mikrobiyotasının oluşumunda

en önemli bileşenler olduğunu

vurgulayan Gülmez, ardından

ise probiyotiklerle (kefir, yoğurt,

ayran, keçi sütü, şalgam, turşu,

tarhana çorbası, boza gibi)

beslenmenin bağırsak florası için

önemli bir diğer faktör olduğunu

ifade ediyor.

Bağırsakları çalıştıran ilaçlara

dikkat!

Bağırsak sağlığı ve kilo kontrolü

ilişkisine de değinen Gülmez,

laksatif etki içeren bitki çayları ve

ürünler hakkında da aydınlatıcı

bilgiler veriyor. Gülmez, uzun

sürede oluşan kilolardan bir an

evvel kurtulma fikrinin obez

hastalara çok cazip geldiğini

bu nedenle de bu kişilerin kilo

vermek amacıyla sıklıkla alternatif

tedavi yöntemlerine başvurduğunu

belirtiyor. Ancak Gülmez, bu

yöntemlerin sakıncalarına dikkat

çekiyor: “Günümüzde doğal

zayıflama ilacı adı altında piyasada

ticari tablet formu haline getirilmiş

pek çok ürünmevcut; lakin bu

ürünlerin birçoğunda yüksek

dozda kimyasal katkı maddeleri

var. Bu da insan sağlığını ciddi

olarak tehdit ediyor.“ Gülmez,

bitkisel zayıflama ürünlerinin

doğrudan zayıflatıcı ve yağ yakıcı

etkisi olmadığını, bu ürünlerin

diüretik ve laksatif etkileri

neticesinde vücuttan su atılmasını

sağladığını ve bunun da insanlarda

geçici kilo kaybına neden

olduğunu belirtiyor.

“Kilo verdiren herhangi bir bitki

çayı yoktur”

İnsan vücudunun % 60’lık

kısmının sudan oluştuğunu ve

tüm organların işlevlerini sağlıklı

sürdürebilmeleri için suya ihtiyaç

duyduğunu vurgulayan Uz. Dr.

Gülmez, “Zayıflama çaylarında en

popüler olan bitkiler diüretik yani

idrar söktürücü grubuna dahil

olanlardır. Bu çaylar, kalsiyum ve

potasyum tuzları ihtiva ettiğinden

idrar söktürücü etki gösterirler ve

vücudumuzdan sıvı kaybettirerek

kilo kaybına neden olurlar.” diyor.

Uz. Dr. Gülmez, sıvı kaybının

başta böbrek ve kalp olmak üzere

tüm diğer organları olumsuz

etkilediğine dikkat çekiyor. İshale

sebebiyet veren laksatif etkili

bitki çaylarının metabolizmayı

hızlandırarak değil bağırsak

hareketlerini artırarak işlev

gördüğünü vurgulayan Gülmez bu

bitki çaylarıyla ilgili olarak önemli

bir tehlikeye dikkat çekiyor: “Bu

çayların tüketimi, sıvı/elektrolit

kaybına yol açar ve aldığımız

gıdaların yeterince sindirilmeden

vücudumuzdan hızlıca atılmasına

neden olur. Bu da vitamin, mineral

ve kalori kaybına yol açabildiği

gibi, zamanında önlem alınmadığı

takdirde, hayatı dahi tehdit edebilir.

Bilinmesi gerekir ki, metabolizmayı

hızlandırıp kilo verdiren herhangi

bir çay yoktur.”

Yeşil çay ve tarçın zayıflamaya

yardımcı oluyor

Halk arasındaki popüler olan

“form” çaylarının etkenmaddesinin

sinameki otunun yaprağı olduğunu

söyleyen Gülmez, “Sinameki

yaprağı güçlü bir laksatiftir.

Laksatif etki yapan sennozid A

ve B içermektedir.” diyor. Laksatif

bitkiler veya çayların zamanla

bağırsaklarda tembelliğe ve hatta

bağımlılığa yol açtığına dikkat

çeken Uz. Dr. Gülmez, “Zamanla

dışkılamanın güçleşmesi nedeniyle

alınması gerekenmiktar artar ve

bir dönem sonra etkisini kaybeder.

Sinamekiden elde edilen ilaçlar

da benzer şekilde toksik olduğu

için devamlı kullanımı kesinlikle

önerilmez.” diyor. “Yeşil çay ve

tarçın, şimdilik bilinen zayıflama

üzerine etkili olabilecek yegâne

iki çaydır.” diyen Gülmez, ancak

bunların da etkilerinin sınırlı

olduğunu ve ciddi bir zayıflama

beklenilmemesi gerektiğini

vurguluyor. Bununla birlikte fazla

miktar alımında kalp-damar sistemi

üzerine yan etkileri olabileceğine de

dikkat çekiyor. Gülmez, kilo vermek

isteyenlere piyasada satılan her

ürüne kanmamalarını, doktor veya

diyetisyen kontrolünde zayıflamaya

özen göstermeleri tavsiyesinde

bulunuyor.

“Laksatif bitkiler veya

çaylar zamanla

bağırsaklarda tembelliğe

ve hatta bağımlılığa yol

açabilir.”