seviyesine kadar yükselebiliyorlar.
Bu yapıdaki amaç kişilerin
sorumluluk almayı ve yaşam
becerisi kazanmayı öğrenmelidir.
Bumodeli kendimize uyarladık ve
bizim kültürümüzde de önemli yeri
olan Ahilik sistemini merkeze alıp
bir gelişimprogramı oluşturduk.
Bu örneklerden de yola çıkarak
rehabilitasyonmodeli çalışmasını
yapmak çok önemli bir fırsat oldu
Türkiye için. Gittiğimiz ülkelerde
yola çıkmadan önce böyle bir
çalışma yapmamızı takdir ediyor,
“Keşke biz de ilk başladığımızda
bunu düşünebilseydik, böylece son
20-30 yılda geldiğimiz noktadaki
olumsuz deneyimlerimizi
yaşamamış olurduk.” diyorlar.
“YEŞİLAYDERGİSİ, AYAKTA
KALANBİR STK’NINARŞİVİ”
Son olarak, emeklerinizin çok
olduğu Yeşilay Dergisi 1000.
sayısına ulaştı. Bu sizin için ne
ifade ediyor?
1000 sayı demek büyük bir birikim
demek. Yeşilay’ın bir dinamiği
var ve 1920’den beri çok savaşlar,
ekonomik krizler görmüş bir ülkede
ayakta kalabilmiş bir STK. Bu çok
önemli bir şey. Dergi bu süreçlerin
tamamını arşivleyen bir kaynak.
Biz bu anlamda çok şanslıyız.
Dergi, raflarda bulabileceğimiz,
doğru, güvenilir bilgileri içeren,
popüler bir sağlıklı yaşamdergisi
haline geldi. Geçmişte de toplumun
gerçeklerini dile getiren bir dergi
olması açısından da çok önemli
bir kurumsal hafıza. İnşallah bu
birikimini ve gücünü yeni yapılan
yatırımlarla daha ileri bir noktaya
taşır. Bu anlamda 1000. sayıyı
bulması çok önemlidir. İnşallah
daha çok binler ve
on binleri görür.
işletiliyor. Devlet sadece finansman
sağlayan ve denetim yapan, verileri
toplayan bir rol almış durumda.
Bu da onların rehabilitasyon
süreçlerindeki başarılarının önemli
kriterlerinden biri. Yani sivil
toplumun çok aktif rol aldığını
görüyoruz dünyada. Bu çok kritik
bir şey. Türkiye’de de özellikle sivil
toplumun hem önünün açılması
hemde cesaretlendirilmesi
gerekiyor ki bu sorunla ilgili bir
başarı elde edelim.
Ziyaret ettikleriniz arasında
en ilginç ve sonuca odaklı olan
merkez/ülke hangisiydi?
Biz belli bir modelin uygulandığı
ülkelere gitmek istedik. İngiltere
çok ciddi anlamda dikkatimi çekti.
Çünkü İngiltere’de hemmerkezi
devletin, hem yerel yönetimin
hemde sivil toplumun bu süreçte
çok önemli rol aldığını görüyoruz.
Merkezi yönetimhem akreditasyon
süreçlerinde hemde finans
kaynağını oluşturmada rol alıyor.
Bu kaynaklar belediyeler üzerinden
bunu yapan STK’lara aktarılıyor.
Tüm ilgili kesimlerin tedavi
sürecine dahil edilmesi bakımından
çok başarılı bir uygulama. Ama
sürekli de performans izleniyor.
Tabi dünyada kendi profillerine
göre her ülke çözüm getirmiş
durumda konuya.
“AHİLİK SİSTEMİNİ
MERKEZEALIP PROGRAM
GELİŞTİRDİK”
ABD ziyaretimizde bağımlıların
topluma en iyi şekilde
kazandırılması amacıyla geliştirilen
ve 50’den fazla ülkede model
olarak uygulanan terapötik
topluluk kurucuları ile bir araya
gelipmodeli daha derin bir
inceleme fırsatı bulduk. Geniş bir
coğrafyada yaygın olarak kullanılan
terapötik topluluk modelinin
merkezinde kişi zamanının
önemli bir kısmını meslek ifa
ederek geçiriyor. Bu topluluğa
katılanlar çırak seviyesinde dahil
olup ve gelişimlerine göre kalfalık
Rehabilitasyon modeli mevzuat,
ruhsatlandırma koşulları, akreditasyon,
finansman ve geri ödemesinin nasıl
olacağı ve sürdürülebilir bir ekonomik
modele nasıl kavuşturulacağını da
içeren bir model.
Bir bağımlı eğer
iyileşme sürecine
girmek istiyorsa
sadece AMATEM’le
bunu elde etmesi
mümkün değil. O çok
dar anlamda tıbbi
tedavi yapıyor ve
sonrasında kişi aynı
ortama gittiği zaman
bağımlılık tekrar
başlıyor. Bu da bir
rehabilitasyon merkezi
ihtiyacını gösteriyor.
ABD
Afrika
İngiltere
özel röportaj
Yeşilay
132