Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  127 / 248 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 127 / 248 Next Page
Page Background

B

irinci DönemBüyükMillet

Meclisi’nin açılışının daha

altıncı gününde, 29 Nisan

1920’deMen-i Müskirat (alkollü

içkiler yasağı) kanunu kabul ediliyor.

Ülke işgale karşı mücadele verirken

bu kanununmeclise getirilmesinin

sebebi neydi, nasıl bir ortamvardı?

TBMM ilk açıldığında isminin başında

Türkiye yoktu. O aslında Osmanlı

BüyükMillet Meclisi idi. Osmanlı

Meclis-i Mebusan’da son verilen kanun

teklifi ağnam vergisidir. Koyun, keçi

gibi küçükbaş hayvanlardan alınan

vergidir bu. Bu kadar iş dururken

meclisin ilk çıkarttığı kanunun koyun,

keçiden alınan vergiyi artırmak

olmasınınmutlaka bir nedeni vardı. Bu

aslında bir devamlılık içindi. İkincisi;

buMeclis’in başkanlık kürsüsünün

arkasına “Hâkimiyet kayıtsız, şartsız

milletindir” levhasının asılmasından

sonra bir levha daha asıldı, bu levha

1924’e kadar kaldı. O da Şura Suresi

38. ayetidir; “Onların işleri şura

iledir”. Dolayısıyla 1921’de Meclis’in

birinci kutlama yılı yapılıyor, duvarda

Sancak’-ı Şerif var. Bir de Sakalı Şerif

önde, hocanın elinde meclisimiz

açılıyor. Bütün bu üç olguyu bir araya

getirdiğimizde şunu görüyoruz; burası

bir Osmanlı meclisiydi ve aslında

İslami bir cihat veren bir ülkenin

meclisiydi. Dolayısıyla Men-i Müskirat

Kanunu’nun çıkması fevkalade bir

hadise değildi. Zaten bu, meclisin

atması gereken bir adımdı.

Gazi Meclisi dediğimiz birinci meclisin,

açılış gününü hatırlayalım; Sakal-ı Şerif

gidiyor önde, ondan sonra Sancak’ı Şerif

arkada bir hocanın elinde. Bir başka

hocanın elinde Kuran-ı Kerim, ilahiler

okunarak, Mevleviler hu çekerek,

tekbirle Meclis’in önüne geliyorlar.

Orada kurbanlar kesiliyor, dualar

Yazı: Sümeyya OLCAY

Fotoğraf: Şeref YILMAZ

ediliyor. Hacı BayramCamii’nde

Cuma namazına rastlıyor o gün.

Ondan önce bir tebliğ var. Gazi

Mustafa Kemal Paşa’nın Kuran-ı

Kerim’in hatmedilmesini söylemesi

ve o gün hatimduasının yapılması,

Buhar-i Şerif’in okunması…Bakın

burası çok önemli. Bütün bunları bir

araya getirdiğimizde aslındaMeclisin

bir cihat meclisi olduğunu görüyoruz

ve cihat meclisi İslam’a, ahlakına,

adabına aykırı her şeyi yasaklamayı

kendine vazife sayıyor. Çünkü ehl-i

hal ve’l-akd olarak görüyor kendisini.

Hem yasama meclisi hem icra onda.

Bizim tarihçilerimizin çözmesi

gereken bir mesele var burada. O da

şu; 1920’de bu ruhla kurulan, 1921’de

İstiklal Marşını kabul edenMeclis

nasıl oldu da 1923’ten sonra Men-i

Müskirat Kanunu’nu kaldırmayı

düşünecek hale gelebildi?

O tarihlere baktığımızda

İstanbul’daki alkollümekânların

yüzde 80’ni Rumlara, yüzde 15’i

Ermenilere, yüzde 5’i de Türklere

ait. Ve şöyle bir söylenti çıkıyor;

“Türk halkı içkiyi sevdi!” Nasıl

bir ortamvardı ki halk alkole bu

şekilde yöneldi?

İçenler büyük ölçüde yine

gayrimüslimlerdi. Ama Müslüman

olup da içki içen her zaman

oldu. Asrı Saadet’te de, Osmanlı

zamanında da vardı kıyıda köşede

gizli gizli içen. Yakalandığı zaman

ceza veriliyordu ama neticede

olabiliyordu. Aslında burada bir

meşrulaştırma ve meşrulaştırma

işinde her türlü yalanı mubah görme

anlayışı var. Mesela; Arap alfabesi

zordu, deniyor. Bir medeniyet zor

alfabeyi seçmiştir, bir başkası kolay

olanı seçmiştir. Geçmişinde neyse

onunla devam etmek istemiştir.

Romanya Latin alfabesi kullandı

diye başı göğe ermedi. Çinliler Latin

alfabesi kullanmıyor diye yerin

dibine girmedi. Bu işte mutlak bir

kıstas olmaz. EfendimLatin alfabesi

kolay olduğu için benimsendi. Yalan!

Bunun yalan olduğunu İsmet İnönü

de söylüyor. Ama baktığınız zaman

1928 yılında yüzde 12 olan okuma

yazma oranı zannediyorsunuz ki

1930’lu yıllarda birçok

vakıf kapatıldı, bazı

kuruluşlar da kontrol

altına alındı ve Gazi

Mustafa Kemal Paşa

imzasıyla kamu yararına

çalışan dernek

statüsüne getirildi.

1920 VE SONRAKİ DÖNEMLERDE

HALKA ÇOK TEMAS İMKÂNI

OLMADIĞI İÇİN BATI ETKİSİ BÜYÜK ÖLÇÜDE SINIRLI KALDI.

HALK İRFANINI, İZANINI, AHLAKINI

KORUMAYA DEVAM ETTİ.

MAYIS 2017 127