Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  66 / 248 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66 / 248 Next Page
Page Background

bin sayılık yolculuk

Elinden geldiği kadar kendi işini

kendi yapmaya çalışır, yardım

etmek istesek de izin vermezdi.

Yardım etme isteğimizde ısrar

edersek, Üstat Necip Fazıl

merhumun manzum hâle

getirdiği “101 Hadis (Manzum-

Meal)” den (ki onların hepsini

ezbere bilirdi) :

“Sayma başka bir nefsi

kendi nefsine hamal,

Kırbacım düşse yere,

attan inip kendin al!”

beytini okur, kendisini bunun

dışına çıkmaya zorlamamızın

doğru olmadığını söylerdi ve bize

sık sık Peygamber Efendimizin

(s.a.v.): “Siz bana kimseden bir

şey istememeyi tekeffül edin, ben

de size Cenneti tekeffül edeyim”

buyurduğunu söylerdi.

Övünmekten ve övülmekten

hiç hoşlanmazdı. Ailesiyle olan

münasebetlerine gelince; her

zaman saygılı, nazik, seviyeli ve

mesafeliydi. Aile hayatındaki en

önemli özelliği ise, anneme olan

sevgisi ve bağlılığı idi.

Arkadaş çevresi geniş olmasına

rağmen, arkadaşlarıyla iş yerinde

görüşür, iş yerinden çıktıktan

sonra doğru evine gelirdi. Eğer

işinde değilse evinde, evinde

değilse işinde olurdu.

Velhâsıl-ı kelâm, güzel ve örnek bir

insandı. Ve onun evladı olmak daha

da güzeldi. Allah (c.c) ona lâyık evlât

olabilmeyi nasip etsin.

Rabbim rahmetiyle kabrini pür nur,

makamını Cennet eylesin… (Âmin)

olmuştur. Onun en önemli

özellikleri; emanete riayete

aşırı derecedeki hassasiyeti,

inançlarından asla taviz

vermemesi, gayretli, çalışkan,

disiplinli, vefalı, fedakâr, nezaket

sahibi ve ilim ehli olması…Hem

tevazu, hem de vakar sahibi

olması… Sevdiğini Allah için

sever, kızdığına da Allah için

kızardı.

Emanete olan hassasiyetini

Yeşilay'da da fazlasıyla gösterir,

Yeşilay'ın eskiyen eşyalarını

yenileriyle değiştirmeye razı

olmaz; "Efendim, burası bize

emanet, biz buraya saltanat

sürmeye değil, hizmet etmeye

geldik arkadaş!" derdi. Hatta

hiç unutmuyorum bir gün

Yönetim Kurulu'ndaki yakın

arkadaşlarından biri kendisine,

“Başkanım sizde emanet hastalığı

var” deyince bozulmuş ve

“Efendim Allah'ın emrine uymak

ne zamandan beri hastalık kabul

edilir oldu” demişti.

“ASALET FAZİLETTE,

FAZİLET HİZMETTEDİR”

Normalin üzerinde bir çalışma

azmi ve gayreti vardı ve biz her

sabah kalktığımızda onu hep

masasının başında çalışırken

bulurduk. Bazen “Babacığım,

kendinizi çok yoruyorsunuz, biraz

dinlenseniz!” dediğimizde; “Bize

dinlenmek mezarda…Dünyada

dinlenmek yok! Çalışacaksın!

Ömür kısa, vakit az, yapacak iş

çok, onun için çok çalışacaksın.

Biz bu dünyaya eğlenmeye

gelmedik. Asalet fazilette, fazilet

hizmettedir” diye cevap verirdi.

Tembelliği ve tembel insanları hiç

sevmezdi.

Borçlu olmaktan ve borçlu

ölmekten çok korkardı. Çünkü

Efendimiz’in (s.a.v) borcu olanın

cenaze namazını kılmadığını

söylerdi. O yüzden de hayatı

boyunca borçla, taksitle hiçbir şey

almadı ve hiç borcu da olmadı.

İnsanlara yük olmayı, kendisine

hizmet ettirmeyi hiç istemezdi.

Gazete kupürlerini keser, mizanını dahi

kendisi yapardı. Kapakları da kendisi

seçerdi. Derginin her bir sayfası için

büyük emek harcardı

Yeşilay

66