

bin sayılık yolculuk
Kurulu Üyesi seçildim. Diğer
yönetim kurulundaki arkadaşlarla
okullara seminer vermeye
giderdik. Ben liseden izin alırdım
bunun için. Lise müdürüm “Sen
yararlı işler yapıyorsun, sana izin
var” deyip benim başka liselere
gidip oralarda Yeşilay faaliyetleri
yapmama müsaade ederdi.
Bilhassa biz Selim Sırrı Tarcan ve
bir dönem Yeşilay’ın Başkanlığını
yapmış olan ilk Türk hemşire
Safiye Hüseyin Elbi’yi evlerinden
alıp okullara seminer vermeye
götürürdük. Basından, tıptan,
üniversite hocalarından kişileri
bir araya getirir, tüm Yeşilaycılara
çay programları düzenlerdik.
“ŞİİRLER YAZAR,
İSTANBUL’A, DERGİ YAZI
İŞLERİNE POSTALARDIM”
Yeşilay Dergisi’nde de şiir
ve yazılarınıza çokça şahit
olduk…Dergi süreci nasıl
işliyordu döneminizde?
O yıllarda Yeşilay dergisinde
birçok şiirim yayınlanırdı.
Aslında Yeşilay Dergisi maceram
Muğla’dayken başladı. O
zamanlar ufak ufak şiirler yazar
ve İstanbul’a dergi yazı işlerine
postalardım. Her ay bu şiirlerim
yayınlanırdı. İstanbul’da iken bu
devam etti böyle. Şiirden sonra
yazılarım yayınlanmaya başladı.
O zamanlar derginin Yazı İşleri
Müdürü Enver Naci Gökşen’di.
Edebiyat öğretmeniydi. Servet-i
Fünun, Uyanış, Yarım Ay
dergilerinde de hikâyeleri yer
alırdı. Yeşilay Dergisi de tıpkı
bir Servet-i Fünun, Uyanış gibi
Türk edebiyat tarihinde bir ekol
olan, bir çizgisi olan, herkesin
yazısının yayınlanmasını istediği
bir dergiydi. Çok bilinir, çok
tutulurdu. Dergi; sağlık, yaşam
hakkında çok güzel bilgiler
verirdi, alkol, sigara, uyuşturucu
maddelerin zararlarını anlatırdı.
Tüm bunların yanı sıra edebiyat
dünyasının önemli isimlerinin
yazılarının, hikâyelerinin,
şiirlerinin yer aldığı bir dergiydi.
Çok iyi çizerlerimiz vardı.
Kapakları özel hazırlanırdı.
Sporla ilgileniyorsunuz. “60
Yıldır Bisiklete Binen Adam”
olarak belgeseliniz var. Ayrıca
İstanbul’dan Muğla’ya kadar
bisikletle gitmişsiniz ve
Bisikletliler Derneği’nin kurucu
üyelerindensiniz. Spora, sağlıklı
yaşama ilginiz, Yeşilay’a olan
hizmetinizde size güç vermiştir
muhakkak…
Benim hayatım spordur. Her
sabah kültürfiziği yaparım, yaz
aylarında günde 1 saat yüzerim
ve dediğiniz gibi 60 yıldan
fazladır bisiklete biniyorum.
Haftanın 3 günü 40 km bisiklet
sürerim. 86 yaşında olup,
dinçliğimi spora borçluyum
diyebilirim Allah’a şükürler
olsun. Emekli olduktan sonra da
Bisikletliler Derneği’ni kurduk.
Şu anda da Yeşilay’ın her sene
derneğimizle yapmış olduğu
Yeşilay Haftası Bisiklet Turuna
her sene katılırım. Bende hiçbir
zaman Yeşilay ülküsü bitmedi.
Her zaman ve her yerde kendimi
Yeşilay temsilcisi addedip,
üzerime düşen ne ise yaptım,
yapmaya da devam edeceğim.
lisem kapandığı için Kadıköy
Özel Anadolu Lisesi’ne gittim.
Asıl Yeşilay serüvenim bu yıllarda
başladı. 1949’dan beri üyesi
olduğum Yeşilay Gençlik Şubesi
ile birlikte daha çok etkinlik
yapma fırsatı buldum.
İstanbul’daki Yeşilay
faaliyetleriniz nasıl başladı?
Yeşilay Gençlik Şubesi, sadece
İstanbul’da olan ve Genel Merkeze
bağlı kurulmuş bir şubeydi.
Gençlere dönük faaliyetleri
olurdu. Benim zamanımda
Şube Başkanı Aytekin Ozan’dı.
Ben Gençlik Şubesi ile birlikte
çalışırdım. Gayretlerimden dolayı
21. Genel Kurul toplantısında
Gençlik Şubesi’nin Yönetim
Selim Sırrı Tarcan ve bir dönem
Yeşilay’ın başkanlığını yapmış olan
ilk Türk hemşire Safiye Hüseyin
Elbi’yi evlerinden alıp okullara seminer
vermeye götürürdük
“Bende hiçbir zaman
Yeşilay ülküsü bitmedi.
Her zaman ve her yerde
kendimi Yeşilay
temsilcisi addedip,
üzerime düşen ne ise
yaptım”
Yeşilay
70