

MAYIS 2019 65
Abdulkadir Karahan, Türkiye'nin
üçüncü "Edebiyat Doktoru"
unvanının sahibidir. Ayrıca
İstanbul Üniversitesi Halk
Edebiyatı Kürsüsü’nü kuran
kişidir. “Her bilim dalında
olduğu gibi edebiyatta da
metodoloji son derece önemlidir;
ancak milletlerin edebiyatına
uygulanacak metotların birçok
ortak yönleri olsa da, farklılıkların
bulunabileceğini gözden uzak
tutmamak gerekir’’ diyen, son
derece titiz ve üretken bir bilim
adamı olan Karahan, zaman
zaman öz eleştiri de yapmış hem
hocalarının hem de kendisinin
kullandığı yöntemlerin
eksikliklerini dile getirmiştir.
Karahan, edebi kullanımlarda
"Klasik Edebiyat veya Klasik Türk
Edebiyatı" isimlerini tercih etmiş,
hatta bu isimlerde ısrar etmiştir,
bazen Divan Edebiyatı dese
de hemen bir parantez açarak,
"daha uygun bir deyimle Klasik
Edebiyat", "daha doğrusu Klasik
Türk Edebiyatı" açıklamalarında
bulunmuştur. Doğduğu şehre
adeta aşk derecesinde bağlı olan
Prof. Dr. Karahan için Şair Nabi,
hemşehrisi olması sıfatıyla özel
bir önem arz eder. Diğer bir
ifadeyle Urfa denilince Nabi, Nabi
denilince Urfa mutlaka anılır.
Duygulu bir mizaca sahip olan
Karahan, aynı zamanda şairdi. İlk
şiiri, 1931 yılında Diyarbakır’da
okurken Servet-i Fünun
Mecmuasında “Dicle'de Akşam
Güneşi” ismiyle yayımlamıştır.
İlk kitabı “Güneşin Doğduğu
Yurt‘’ İzmir Öğretmen Okulu’nun
son sınıfında iken 1934 yılında
çıkmıştır. Doktora tezi olan Fuzuli-
Muhiti, Hayatı ve Şahsiyeti adlı
eseri hakkında İtalya’nın tanınmış
edebiyatçıları makaleler kaleme
almıştır. Prof. Ettora Rosi gibi
büyük şarkiyat uzmanları, İslam
Edebiyatında Kırk Hadis adlı
kitabını takdirle anmıştır. Türk Dili
ve Edebiyatı dergileri ile birlikte
daha birçok süreli yayında; İslam
Ansiklopedisi, Türk Ansiklopedisi
ve İslamAnsiklopedisi’nin
Fransızca ve İngilizce
baskılarındaki birçok makalede
imzası yer almıştır. Hakkında
Fransızca, İngilizce, Arapça ve
Farsça başta olmak üzere birçok
dilde yazı yayımlanan Karahan’ın
Kanuni Sultan Süleyman Devrinde
Türk Şiiri adlı eseri, Les Poets
Classiques A Le Poque de Soliman
Le Magnifique adıyla Kültür
Bakanlığı’nca yabancı dilde
yayımlanmıştır. Bunların dışında
birçok gazetede muhtelif konularda
4 binin üzerinde makalesi yer
almıştır. Tasvir, Sabah, Hürriyet,
Milliyet, Tercüman, Güneş
gazetelerinde yazan Karahan
Hoca, Şanlıurfa'da kitaplarını
bağışlayarak kurdurduğu
Prof. Dr. Abdülkadir Karahan
Kütüphanesi’yle doğunun ilimle
aydınlanmasına önemli ölçüde
katkıda bulunmuştur. Şanlıurfa’nın
Yenişehir semtindeki kütüphanede
7 bin kitap ile 150 çeşit süreli yayın
yer alıyor. Genellikle edebiyat,
tarih, sosyal bilimler ve dini
kitapların yer aldığı kütüphaneden
Harran Üniversitesi öğrencileri
halen yararlanıyor.
Prof. Dr. Abdülkadir Karahan,
Nabi’nin şu meşhur beyiti gibi bir
hayat yaşamıştır:
“Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem
bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın
görmüşüz”
“Sivil Toplumda, İş Dünyasında,
Siyasette Aktif İş Kadını Ödülü”
alan Doç. Dr. Zeynep Karahan
Uslu’nun babası olan Karahan,
2000 yılında İstanbul’da vefat
etmiştir.
Prof. Dr. Abdülkadir Karahan’ın
eserleri ve yayınlanış tarihleri
şöyle:
Güneşin Doğduğu
Yurt (şiirler, 1934), Fuzuli’nin
Mektupları (1948), Fuzuli, Muhiti,
Hayatı ve Şahsiyeti (1949),
Nabi (1953), Nef'i (1954), İslam
Türk Edebiyatında Kırk Hadis
(1954), Fatih- Şair Avni (1954),
Fuzuli Poete en Trois Langues
(Fuzuli’nin Üç Dilde Şiirleri, 1959),
Tercüman’ül Ümem (1962), Figani
ve Divançesi (1966), Osmanlı
Devleti Tarihi (Hammer’den
Özet, 1967), Nef’i Divanından
Seçmeler (1971), Eski Türk
Edebiyatı İncelemeleri (1980), Dr.
Muhammet İkbal ve Eserlerinden
Seçme Bilgiler (1981), Kırk Altın
Küpe (1987), Şirazlı Hafız (1988),
Türk Kültürü ve Edebiyatı (1988).
Doğduğu şehre adeta aşk derecesinde bağlı
olan Prof. Dr. Karahan için Şair Nabi,
hemşehrisi olması sıfatıyla özel bir önem arz
eder. Diğer bir ifadeyle Urfa denilince Nabi,
Nabi denilince Urfa mutlaka anılır.
“Sivil Toplumda, İş
Dünyasında, Siyasette
Aktif İş Kadını Ödülü” alan
Doç. Dr. Zeynep Karahan
Uslu’nun babası olan
Karahan, 2000 yılında
İstanbul’da vefat etmiştir.