

NİSAN 2018 41
var. Bunun birtakım sebepleri
olmalı, neticede dünya üzerinde
en sık uygulanan cerrahi işlem
sünnettir. Bunun önemli birkaç
gerekçesi var. Bizim ürologlar
olarak en sık karşımıza çıkan
şeyler bunlar. İdrar yolu
enfeksiyonu sünnetli çocuklarda
1/10 oranında az görülüyor. Bu
tıbbî literatüre geçmiş bir şey.
Beraberinde birtakım ürolojik
sorunları olan çocukların bu
enfeksiyonlarını gidermede çok
yardımcı oluyor.
Ayrıca şunu biliyoruz ki, sünnetli
erkeklerin penis kanserine
yakalanma ihtimalleri yok
denecek kadar az. Bu erkeklerin
eşlerinde de rahim ağzı kanseri
dediğimiz hastalığa yakalanma
ihtimali oldukça az. Ayrıca
Afrika’daki sünnetli erkeklerde
AIDS gibi bulaşıcı hastalıklara
yakalanma ihtimalinin çok
düşük olduğunu biliyoruz.
Bunlar önemli faydaları. Sünnet
derisine dair ortaya çıkabilecek
olan ya da var olan şikâyetleri
ortadan kaldırması da sağladığı
yararlardan.
DSÖ SÜNNETİ TAVSİYE
EDİYOR
Batılı toplumlar bu gibi
gerekçeleri önemseyerek dinî ve
sosyokültürel olarak gerekmediği
halde son zamanlarda sünnete
iyice ağırlık vermeye başladılar.
Belki Avrupa’da az ama Kuzey
Amerika’da oldukça fazla. Dünya
Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle
Afrika ülkelerini hedef alarak
ciddi bir deklarasyon yayınladı.
AIDS hastalığına karşı bulunan
en etkili korunma tedbiri, aşıdan
da fazla sünnet olarak saptanmış.
Bu nedenle Afrika’da kitleler
halinde sünnet önerildiğini
biliyoruz. Özellikle Afrika’ya
tıbbî yardım götüren kuruluşlar
tarafından Müslüman olmayan
ülkelerde bile sünnetin yaygın
halde uygulandığını biliyoruz.
Önümüzdeki on yıl içinde AIDS’e
yakalanma oranında çok ciddi
düşüşler olacağı bildirisi var.
Çocuklar
gerçekanlamda
bilgilendirilirse,
hekimveyasağlık
kuruluşuyla
tanıştırılırsave
kandırılmazlarsa
sünnetpsikolojik
travmaolmaktan
çıkacaktır.
Peki, bu kadar faydaları olan
sünnetin sakıncaları da var mı?
Özellikle çocuklar açısından
psikolojik travmalara yol açtığı
iddialar arasında…
Çocuklar gerçek anlamda
bilgilendirilirse, hekime veya
sağlık kuruluşuna tanıştırılırsa
ve kandırılmazlarsa ki, bizim
toplumumuzda çocuklar bu
konuda kötü yönlendiriliyorlar-
bu psikolojik travmanın çok
azalacağını düşünüyorum. Genel
anesteziyle yapılan sünnetlerde
bu travma daha az. Bu, yaş
aralıklarıyla da alakalı. Sünnet
sonrası idrar yapmada geçici
bir süreliğine değişiklik olabilir.
Ama bunlar kontrendikasyon
içerecek ciddiyette değil. İşin
ehli tarafından düzgün tıbbî
şartlarda yapılan sünnetin
komplikasyonları göz ardı
edilebilecek kadar az. Bu
gerekçelerin aslında sünneti
mutlak surette reddettirecek
boyuta çıkmadığını
söyleyebiliriz. Bunu dinî
gerekçelere dayanmadan
sağlık açısından söylüyoruz.
Objektif olarak bakıldığında,
aslında o tartışmanın yapıldığı
ülkede sünnetin yüzde 80’lere
vardığını biliyoruz. Tercih
sünnet taraftarlarının lehinde
kullanılmıştır.
Sünnetin tıbbî açıdan
yapılmamasını gerektiren,
kontrendikasyon dediğimiz
durumlar nelerdir?
Sünnetin yapılmamasını
gerektiren durumların en
başında penise ait anomaliler
geliyor. Doğumla birlikte bizim
farkına vardığımız anomaliler
geliyor. Bunlar da idrar yolunun
penisin uç kısmına açılması
gerekirken alt yüzeyine veya
üst yüzeyine açılmasıdır. Ya da
uç kısmının farklı anomalilerle
Anestezinin riski yok. Dolayısıyla doğumdan
sonraki ilk 2 yıl için genel anestezinin, 6-7
yaş sonrası için de lokal anestezinin ideal
olduğunu söyleyebiliriz.