

çizgi değişmese de daimi olarak
evriliyor. Kendini devamlı
tekrarlayan biri olmak istemem.
İlhamınızı nelerden alıyorsunuz?
Etrafımı saran, süsleyen, anlamlı
kılan her şeyden ilham alıyorum.
Yani kah coğrafyamızın kültürel
mirası, kah doğal zenginliği ilham
verici olabiliyor.
Tüm tasarımlarınızı siz mi
gerçeğe dönüştürüyorsunuz?
Bizimki ekip işidir. Her bir
tasarım bazısı ressam, bazısı
heykeltıraş, bazısı sadekar
veya taş mıhlayıcı, ortalama
sekiz ayrı ustanın ve sanatçının
tezgahından geçer. Benim işim
tezgahlar arasında dolaşarak
üretimin gidişatına hakim olmak
ve sorun çıkması durumunda
alternatif yol önermektir. Başta
esin gelir, bir hikayeye odaklanır
ve o hikayenin içinden nasıl
bir süs çıkarabileceğimizi
eskizlerle düşünürüz. Netleştikçe
de eskizler detaylı resimlere
dönüşür. Doyuruculuğuna
inandığımız noktada üretim
için atölyeye aktarılır. Çizime
sadık kalabilmek cambazlık
safhasıdır ki teknik engeller çıkar.
Doğaçlamaya mecbur kalırsınız.
Bizim atölyeden bir işin çıkması
ortalama üç ayı buluyor.
Ekibinizde kimler yer alıyor?
Kuyumculuk disiplinlerinden
sadekarlık, cilacılık, taş kesimi,
taş mıhlayıcılığı, kakmacılık
ve minecilik; güzel sanatlar
ve el sanatları dallarından
resim, heykeltıraşlık, hat
ve mikro-mozaik ustalığı
ekibim içinde temsil ediliyor.
Nuruosmaniye’deki binada 50
kişiyiz. Dışarıda ise üç atölye
bizim işlerimizi takip ediyor.
Yüz kişiye yakın bir ekip var geri
planda.
Takı ve mücevher tasarımı
eğitimine olan ilgi konusunda
ne düşünüyorsunuz?
Kapalıçarşı ustaları birer
efsanedir. Üretimimizin gücüne
karşın, tasarım konusunda hep
bir aksama, kimlik kargaşası söz
konusuydu. Geçmişi berraklığıyla
görebildiğimizde tasarım
bunun doğal bir meyvesi olarak
evrilecek.
Siz mücevher takmayı seviyor
musunuz?
Seviyorum. Üstüm başım hep
doludur. Yüzüksüz parmağım
kalmadı.
Kendiniz için mücevher
tasarladınız mı?
Sık sık… Taşıdığım parçalarda
eşim ve çocuklarımın isimlerinin
baş harfleri, onlar için yazılmış
dualar gibi unsurlar genellikle
bulunur.
Erkeklerin mücevher
kullanması konusunda ne
düşünüyorsunuz?
Doğallık dışına çıkmadan
herkes nasıl iyi hissediyorsa öyle
giyinmeli ve takıp takıştırmalı.
Erkekler tarih boyunca mücevher
kullanmış. Süslendikleri için
çeşitli benzetmelere maruz
kalmaları bana göre çok saçma,
hatta sıklıkla kıskançlık yüzünden
yerildiklerini düşünürüm. Her
erkek ve kadın iç dünyası ve
dış endamıyla eşsizdir, eşsiz
görünmekten utanmamalıdır.
temel almaya karar verdiğimde
renkli doğal taşları cami ve kilise
kubbelerini andıran tombul
formlu yüzüklerim birer birer
ortaya çıkmaya başladı. Sonraları
bu taşların boş görüntüsü
beni rahatsız etmeye başladı
ve içlerine bir şeyler oymaya
çalıştım.
Tasarım çizginiz zaman içinde
değişti mi?
Çizgim değişmemiştir, ama
bazı cesur deneme-yanılmalar
sayesinde yeni birtakım üretim
teknikleri geliştirmeyi başardık.
Bulunduğumuz noktada bunların
bir kısmının dünya çapında
patent sahibiyim. Bir yandan da,
zamanla gelen ticari başarı ve
ekonomik rahatlama çok daha
değerli malzemeler, elmaslar,
zümrütler vs. kullanmama
imkân tanır oldu. Sözün kısası
“Doğallık dışına
çıkmadan herkes nasıl iyi
hissediyorsa öyle
giyinmeli ve takıp
takıştırmalı.”
OCAK 2018 63