Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  65 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 65 / 84 Next Page
Page Background

Anne-baba sıcaklığı

alamadan büyümek,

akrabaların yanında

kendine yer

edinememek Arif Nihat’ı

içli ve hassas düşünceli

bir insan yapar; ilk

şiirini 8 yaşında yazar.

şairleri bu önemli düşünürden

etkilenerek çok sayıda şiirler yazarlar

ancak özgün olma konusunda

çok başarılı olmazlar. Cumhuriyet

döneminde ise Mevlânâ’nın adeta

temsilcisi olan Arif Nihat, çok sayıda

özgünmısralar yazar. Mevlevilik’i bir

yaşam tarzı olarak benimser; dervişlik

çilesi çeker ve şeyhliğe yükselir.

Onun bu ilgisi hiçbir zaman basit bir

Mevlânâ hayranlığı olarak kalmaz,

kendi deyimiyle “BenMevlânâ’ya

kül hâlinde teslim olmuş birisiyim.”

der. Her anında kalpten hissettiği

düşünürün adına ondan aldığı

ilhamla çok sayıda rubailer yazar.

Onu tanımamıza vesile olan asıl

şiir ise Adana’nın kurtuluş günü

ortaya çıkar. Türk bayrağına

yazdığı 6 kıtalık şiir tümülkede

büyük bir coşkuyla benimsenir. Bu

şiir sonrasında vatan, millet sevgisi

ve başarılı hitabet gücü nedeniyle

özellikle gençleri etkisi altına alır.

5 Ocak 1975 yılında Ankara’da

vefat eden Arif Nihat bundan böyle

Bayrak Şairi olarak anılmaya başlar.

Heykeltıraş (1924), Yastığımın

Rüyası (1930), Kökler ve Dallar

(1964) adında şiir türünde 20’ye

yakın eseri yayımlanır. Cumhuriyet

döneminin önemli şairlerinden

Arif Nihat Asya, ardında bıraktığı

Bayrak şiiri gibi vatan, millet

sevgisini yücelten, Kubbeler şiiri

gibi milli duyguları coşturan sayısız

şiiriyle anılmaya devam edecek.

kalemi elinden bırakmaz ve ölene

kadar en büyük tutkusu olan şiir

ve nesir türünde eserler vermeyi

sürdürür.

COŞKULUKALEMİNDEN

DÖKÜLEN ŞİİRLER

Arif Nihat şiirlerini ağırlıklı

olarak Türklük ve kahramanlık

temaları üzerine yazmıştır. Vatan,

millet sevgisi ve dini duygulara

yer verdiği şiirlerin sayıca fazla

olması şairinMilli Mücadele

döneminde ülkenin bulunduğu

durumdan ne derece etkilendiğinin

göstergesidir. Cumhuriyet dönemi

yazarı olması nedeniyle sade ve

anlaşılır bir dil kullanması, onu

daha iyi anlamamıza ve eserlerinin

günümüzde de ilgi görmesine

neden olmuştur. Şiirlerin geneline

yayılan hüznü, bebekliğinden beri

eksikliği kapanmayacak anne-baba

sevgisine bağlamak yanlış olmaz.

Yaşı ilerlese de şiir tutkusunu hiçbir

zaman gizlemez, bu tutku gittikçe

artar ve Kastamonu’da Açıksöz ile

Gençlik adlı gazetelerde ilk şiirleri

yayımlanır. Bu şiirlerde Ayın Nun

mahlasını kullanır. Nihayet 1924

yılında ilk şiir kitabı Heykeltıraş’a

kavuşur.

MEVLÂNÂÂŞIĞI BİR ŞAİR

Mevlânâ, yaşadığı dönem boyunca

birçok şaire ilham verir. Arif Nihat

Asya da bir Mevlânâ âşığıdır ve onun

düşünce tarzını benimser ve yolunda

ilerler. Özellikle Osmanlı dönemi

Kubbeler şiirinden...

Dün başlar seferber, eller seferber; 

Kurşun eritildi, mermer çekildi.

Bunlar, bu kubbeler, bu minareler

Akçayla olacak işler değildi.

Böyle bir gemide yendi suyu NUH.

Ve bu yelkenlerde kanatlandı RUH.

Bir sofradayım, azım çoğumMevl

â

n

â

,

Dursam, yürüsem batım, doğumMevl

â

n

â

.

Y

â

rin sesi, y

â

rin sözü, y

â

rin yüzüsün,

Sen yoksan eğer ben de yoğumMevl

â

n

â

!