

Anne-baba sıcaklığı
alamadan büyümek,
akrabaların yanında
kendine yer
edinememek Arif Nihat’ı
içli ve hassas düşünceli
bir insan yapar; ilk
şiirini 8 yaşında yazar.
şairleri bu önemli düşünürden
etkilenerek çok sayıda şiirler yazarlar
ancak özgün olma konusunda
çok başarılı olmazlar. Cumhuriyet
döneminde ise Mevlânâ’nın adeta
temsilcisi olan Arif Nihat, çok sayıda
özgünmısralar yazar. Mevlevilik’i bir
yaşam tarzı olarak benimser; dervişlik
çilesi çeker ve şeyhliğe yükselir.
Onun bu ilgisi hiçbir zaman basit bir
Mevlânâ hayranlığı olarak kalmaz,
kendi deyimiyle “BenMevlânâ’ya
kül hâlinde teslim olmuş birisiyim.”
der. Her anında kalpten hissettiği
düşünürün adına ondan aldığı
ilhamla çok sayıda rubailer yazar.
Onu tanımamıza vesile olan asıl
şiir ise Adana’nın kurtuluş günü
ortaya çıkar. Türk bayrağına
yazdığı 6 kıtalık şiir tümülkede
büyük bir coşkuyla benimsenir. Bu
şiir sonrasında vatan, millet sevgisi
ve başarılı hitabet gücü nedeniyle
özellikle gençleri etkisi altına alır.
5 Ocak 1975 yılında Ankara’da
vefat eden Arif Nihat bundan böyle
Bayrak Şairi olarak anılmaya başlar.
Heykeltıraş (1924), Yastığımın
Rüyası (1930), Kökler ve Dallar
(1964) adında şiir türünde 20’ye
yakın eseri yayımlanır. Cumhuriyet
döneminin önemli şairlerinden
Arif Nihat Asya, ardında bıraktığı
Bayrak şiiri gibi vatan, millet
sevgisini yücelten, Kubbeler şiiri
gibi milli duyguları coşturan sayısız
şiiriyle anılmaya devam edecek.
kalemi elinden bırakmaz ve ölene
kadar en büyük tutkusu olan şiir
ve nesir türünde eserler vermeyi
sürdürür.
COŞKULUKALEMİNDEN
DÖKÜLEN ŞİİRLER
Arif Nihat şiirlerini ağırlıklı
olarak Türklük ve kahramanlık
temaları üzerine yazmıştır. Vatan,
millet sevgisi ve dini duygulara
yer verdiği şiirlerin sayıca fazla
olması şairinMilli Mücadele
döneminde ülkenin bulunduğu
durumdan ne derece etkilendiğinin
göstergesidir. Cumhuriyet dönemi
yazarı olması nedeniyle sade ve
anlaşılır bir dil kullanması, onu
daha iyi anlamamıza ve eserlerinin
günümüzde de ilgi görmesine
neden olmuştur. Şiirlerin geneline
yayılan hüznü, bebekliğinden beri
eksikliği kapanmayacak anne-baba
sevgisine bağlamak yanlış olmaz.
Yaşı ilerlese de şiir tutkusunu hiçbir
zaman gizlemez, bu tutku gittikçe
artar ve Kastamonu’da Açıksöz ile
Gençlik adlı gazetelerde ilk şiirleri
yayımlanır. Bu şiirlerde Ayın Nun
mahlasını kullanır. Nihayet 1924
yılında ilk şiir kitabı Heykeltıraş’a
kavuşur.
MEVLÂNÂÂŞIĞI BİR ŞAİR
Mevlânâ, yaşadığı dönem boyunca
birçok şaire ilham verir. Arif Nihat
Asya da bir Mevlânâ âşığıdır ve onun
düşünce tarzını benimser ve yolunda
ilerler. Özellikle Osmanlı dönemi
Kubbeler şiirinden...
Dün başlar seferber, eller seferber;
Kurşun eritildi, mermer çekildi.
Bunlar, bu kubbeler, bu minareler
Akçayla olacak işler değildi.
Böyle bir gemide yendi suyu NUH.
Ve bu yelkenlerde kanatlandı RUH.
Bir sofradayım, azım çoğumMevl
â
n
â
,
Dursam, yürüsem batım, doğumMevl
â
n
â
.
Y
â
rin sesi, y
â
rin sözü, y
â
rin yüzüsün,
Sen yoksan eğer ben de yoğumMevl
â
n
â
!