Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  58 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

58

sürü taklitçim, takipçim oldu. Bu

arada yemek işine nasıl girdiğimi

sorarsanız

Atlas

dergisi için keşif

gezilerine çıktığımda gerek yurt

içi, gerek yurt dışı, gezdiğim

yerlerin mutfağını da irdeledim.

Bir ülkenin ya da bir köyün

bile tanınabilmesi için oraların

mutfağının tanınması gerektiğine

inanırım. Çünkü yemeklerin

içindeki malzemelerin birleşmesi,

pişirme teknikleri oranın kültürü

hakkında birçok ipucu verir.

Bunun için yemeğin de peşine

düştüm. Arka sokaklardaki

lokantaları keşfettim, gerçek

lezzetler hep arka sokaklardadır.

Böylelikle bu gurmelik etiketi

üstüme yapıştı kaldı, ben de

bundan mutlu oldum. Bu sıfatı

hak edebilmek için daha çok

gezmek, daha çok yemek tatmak,

daha çok okumak zorunda

kaldım. Bunları yaptıkça da

yemekten daha çok zevk alır hale

geldim.

“YEMEĞİ ÖNCE KOKLAR,

SONRA TADARIM”

Damak tadı geliştirilebilir mi?

Tadı alabilmeniz için iyi bir

hafızanızın olması gerekiyor.

Daha önce tattığınız tatları

bilmeniz, hafızanızda yer etmiş

olması lazım ki yediğinizde

hangisi iyiydi hangisi kötüydü

diye kıyaslama yapabilesiniz. O

yüzden her yemeği önce koklar,

sonra tadarım. Yemek yemek

benim için bulmaca çözmek gibi.

İçindeki malzemeleri bulmaya

çalışır, bir kenara yazarım. Sonra

tahminlerim doğru mu diye

aşçıyla konuşurum. Doğruya

çok yaklaştıysam çocuklar gibi

sevinirim.

Peki tahminleriniz ne oranda

tutturuyor?

Son zamanlarda çok iyi. Ama

çok antrenman yaptım. Nasıl ki

futbolcular düzenli antrenman

yapıyor, iyi bir damağa sahip

olmak için de çok tatmak, çeşitli

lezzetlerin tadını ve çok çeşitli

kokuları bilmek gerekiyor. Hâlâ da

işin sonuna gelmiş değilim; koku

ve lezzet hafızamı geliştirmek için

gayret sarf ediyorum.

Kilonuzu korumak adına tedbir

alıyor musunuz?

Maalesef dengeleyemiyorum,

10 kiloya yakın kilo aldım. Ama

göbek çevremde biriken yağlar

oldukça kaliteli yağlardır. Öyle

sıradan yemeklerle oluşmuş yağlar

değil. Ben o yağları yapmak için

çok lezzetli yemekler yedim.

Günün birinde birisi bunları

tadarsa bana hak verecektir.

Tabii ki sağlığımı koruma adına

spor yapmaya da çalışıyorum.

Her sabah 11-12 km kondisyon

bisikletine biniyorum. Yarım saat

kadar nefesimin yettiği tempoda

yürüme bandında yürüyorum.

İstanbul’dayken mümkün mertebe

az ve öz yemeye çalışıyorum.

“BEN ZABITA DEĞİLİM”

Televizyon için çekim yaptığınız

mekanlara önceden haber

vererek mi gidiyorsunuz?

Gideceğim mekanları ben

seçiyorum. Titiz bir araştırma

yapıyorum. Beldenin yerlisinden,

kültür müdürlüklerinden ve

muhabirlerden yardım alıyorum.

Bazı kriterlerim var. Birincisi

hijyene dikkat ediyorum, ikincisi

menüsünde yöre yemeği var

mı, yok mu ona bakıyorum.

Son olarak ise kuruluş tarihine

bakıyorum. Bir mekan ne

kadar eskiyse o kadar güven

verir. Hele ki Anadolu’da onca

yıl ayakta durmak hiç kolay

değildir. Bu kriterlerden geçen

mekanların yetkilisini arayarak

“Biz geliyoruz, sizinle röportaj

yapacağız.” diyoruz. Bir baskın

durumu yok yani. Ben zabıta

değilim. Burası kirli, kötü demek

benim işim değil. Benim işim

o yörenin en iyi lokantasını,

en lezzetli yemeğini halka

tanıtmak. Anadolu’ya gittiğinizde

nerede ne yiyeceğinizi benim

çalışmalarımdan öğreneceksiniz,

onun için de en iyisini seçmeye

çalışıyorum. Tabii ki bazı

mekanların bana sundukları

lezzetle müşteriye sundukları

arasında fark oluyor; bana biraz

daha özeniyorlar ama ben bir şey

kaybetmiyorum onlar müşteri

kaybediyorlar.

“İYİ ETYEMEK İSTEYEN

HERKESİN İYİ BİRKASABI

OLMALI”

Mehmet Yaşin iyi eti nasıl anlıyor?

Etin yağ damarlarına bakarım,

belirginse o et iyidir ki ben o konuda

biraz tembelimdir. Anlamak için

gayret sarf etmem, çünkü 35 yıldır

aynı kasaptan eti alırım. Kasaba

güvendiğim için et güzel mi, kötü

mü diye bir tasam olmaz. İyi et

yemek isteyen herkesin iyi bir kasabı

olmalı. Mahalle kasabı her zaman

senin yüzüne baktığı için kötü et

verme şansı olmaz.

“Yemek yemek benim

için bulmaca çözmek

gibi. İçindeki

malzemeleri bulmaya

çalışır, bir kenara

yazarım. Sonra

tahminlerim doğru mu

diye aşçıyla konuşurum.

Doğruya çok

yaklaştıysam çocuklar

gibi sevinirim.”