Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  61 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 61 / 84 Next Page
Page Background

OCAK 2020 61

Yorgancılar Kapısı bugün hâlâ

yerli yerinde duruyor, ama gelin

görün ki koca çarşıda mesleği

bir tek İstanbul Yorgancı ve

Hallaç Esnafı Sanatkârları Odası

temsil ediyor. 2015 verilerine

göre odaya kayıtlı yorgancı

esnaf sayısı yaklaşık 450. Hadi

diyelim ki bir bu kadar da kayıtsız

çalışan yorgancı var. Yani nüfusu

neredeyse 20 milyona dayanan

koca şehirde bu yorgancıları

görebilmek için yürüdüğümüz ara

sokaklarda her köşeye bakmamız

gerekebilir, zira ana caddelerde

onlara rastlamak artık pek

mümkün değil. İstanbul Yorgancı

ve Hallaç Esnafı Sanatkârları

Odası Başkanı Nazmi İnce’nin,

birkaç yıl önce basına yansıyan

şu demeci, mesleğin yaşadığı

sıkıntıyı da özetliyor: “Bu sanata

yıllarını vermiş bir usta olarak

çırak bulamıyoruz. Esnafımızı

dolaşıyorum, çırakların yaş

ortalaması 50. Şu anda en büyük

sıkıntımız çırak bulamamak. Yaş

ortalaması 50’nin altında olan

sadece bir çırak gördüm koskoca

İstanbul’da…”

saklanırdı. Onların mutlaka bir

hatırası vardı. Ata yadigarıydı

belki, belki kıymetli bir çeyizin

parçaları olarak kuşaktan kuşağa

aktarılmıştı. O yüzden yılın

belli zamanları dışarı çıkarılıp

havalandırıldıktan sonra

özenle saklandıkları yerlere

özenle yerleştirilirlerdi yine.

O keskin naftalin kokusu hâlâ

hafızamdadır…

Mahalle deseniz, aşağı yukarı,

sağa sola birkaç tur yaptığınızda

en az üç yorgancı dükkanıyla

karşılaşırdık. Geleneksel mahalle

yaşantısının devam ettiği semtlerin

en güzel taraflarından biri, bu

tür geleneklerin yaşamasına izin

vermesiydi. Bugünün çok katlı,

yüksek güvenlikli, aynı tip site

muhitlerinde bu türden zenginlikle

sokakta kendine yer bulabilir mi

pek emin değilim. Zaten hayatımız

mahallelerimizden sitelerimizdeki

dairelere taşınca yorgancılar da bir

bir gözden kaybolmaya başladı.

Onlar kaybolunca da evdeki

yorganların yerini teknoloji

harikası, yeni nesil kardeşleri aldı.

Yeni evlerimiz gibi yeni yaşantımız

da bu tür aile yadigarı emanetlerin

bir köşede saklanıp sonraki

kuşaklara aktarılmasına izin

vermiyor maalesef. O yüzden eşe

dosta, ihtiyaç sahiplerine dağıtıla

dağıtıla hayatlarımızdan çıktı

geleneksel yorganlar. Çıkan sadece

fazlalık bir eşya olmadı elbette;

renkleri desenler, kumaşlar,

yükler arasında binbir zahmet ve

yaratıcılıkla hayat bulan zengin

bir kültürel mirastan da mahrum

kaldık böylelikle.

Halbuki vaktiyle bir loca altında

toplanacak kadar kalabalık bir iş

koluymuş yorgancılık. Meraklı

gezginimiz Evliya Çelebi, ünlü

Seyahatnamesi

’nde tabii ki bu

konudaki gözlemlerine de yer

vermiş. Çelebi, İstanbul esnaflarını

anlatırken sadece Kapalıçarşı’daki

yorgancı dükkanı sayısının 105,

çalışan sayısının ise 400 olduğunu

belirtir. “Esnaf-ı yorgancıyan” diye

bahsettiği yorgancıların piri ise

Kamil Hindi’dir. Kapalıçarşı’daki

RENK RENK, DESEN DESEN

BİR KÜLTÜR MİRASI

Yorganlara sadece bir eşya olarak

bakmak büyük bir haksızlık

olur, çünkü bu zanaat yüz

yıllardır Anadolu’da varlığını

sürdüren, doğadan, bulunduğu

coğrafyadan beslenen, ustasının

mahareti kadar yaratıcılığını,

hayal gücünü de yansıtan,

halk estetiğinin hayat bulduğu

bir kültür aracı. Tüm bu

sebeplerden ötürü yorgancılığı

bir sanat, yorgancı dükkanlarını

ise bir sanat galerisi olarak

değerlendirmek yanlış olmaz.

Çeyizlerin en değerli parçası,

yeni doğum yapmış annelerin

lohusalık dönemlerinin göz alıcı

süsü, sünnet merasimlerinin

vazgeçilmezidir yorganlar.

Onlar olmasaydı, bütün bu özel

ritüellerin boynu biraz bükük

kalırdı. Yorgan aynı zamanda

Türkçe’nin bütün lehçelerinde

yaşayan bir kelime olmasıyla da

dikkat çekiyor. Eski Türkçe’de

“yapurgan”, “yavurgan” şeklinde

kullanılan yorgan sözcüğü,

atasözü, deyim, masal, mani ve

Kapalıçarşı’daki Yorgancılar Kapısı bugün hâlâ

yerli yerinde duruyor, ama gelin görün ki koca

çarşıda mesleği bir tek İstanbul Yorgancı ve Hallaç

Esnafı Sanatkarları Odası temsil ediyor. 2015

verilerine göre odaya kayıtlı yorgancı esnaf sayısı yaklaşık 450.

Beyoğlu Yorgan Dikim,

İstanbul'un kalan son

yorgancı dükkanlarından

biri. Tophane

Boğazkesen

yokuşundaki dükkanda,

Bekir Usta ve Zafer Usta

mesleği devam

ettirmeye çalışıyor.