

pek yoktu. Ancak böylesine
önemli bir kültür mirası ancak
bilgi yönelimli uğraşlarla
anlam kazanır. Şehrin
yöneticileri bu anıtları ihaleyle
yenilenecek inşaat nesnelerine
dönüştürdüler. Böylece hem
İstanbul anıtlarını imha etti,
taklitleriyle değiştirdi, hem
de nitelikli işgücü, eğitim,
bilimsel uğraşlar felç edildi.
İstanbul’da kurtarma kazısı
olmayan hiçbir arkeolojik
çalışma yok. Bu ne demek?
Yani inşaat için karar alınıyor,
yatırım projeleri hazırlanıyor,
izin alınacağı zaman eğer
orada bir şey çıkarsa,
kurtarma kazıları yapılıyor.
Bu yüzden arkeolojiye hep
bir engel gibi bakılıyor. Oysa
arkeoloji, İstanbul gibi bir
şehrin en önemli bilimsel
araştırma ve geliştirme sahası
olabilir.
Sosyal medyaya bakılırsa
İstanbul'u eskisinden çok
geziyor, fotoğraflıyor,
paylaşıyoruz. Onu gerçekten
yaşayıp anlayabildiğimizi
söyleyebilir miyiz?
Evet, ben de gözlemliyorum.
Teknolojik imkanlar sayesinde
şehirle ilişkimiz gelişiyor.
Eskiden yalnızca mimarlar,
şehircilik öğrencileri
falan dolaşır, fotoğraflar
çekerlerdi. Ancak gene de
bir eksiklik var. Bu ilgiye
karşılık kamu kurullarının
kültür merkezleri, müzeleri
etkinliklerde çok yetersiz.
Oysa kamusal alanın bu ilgiyi
teşvik edecek çalışmalar
yapması, bağımsız kurumları
desteklemesi gerekli.
Son olarak, Korhan
Gümüş'ün İstanbul'una,
vazgeçemediklerine dair
birkaç öneri istesek sizden?
Şehirde bir yerlere
yürüyerek gitmek. Mesela
Sultanahmet’ten hipodromun
kenarından Kadırga’ya
etkinlik oluyor. Bunları
da izleme fırsatı bulmak
yanında katılmak da
önemli. Pasif bir izleyici
olmak yerine tıpkı bir
öğrenci gibi, öğrenmek
için katılmaya çalışıyorum.
Başka hangi şehirde böyle
bir imkan olabilir? Şehirle
ilgili meselelerle uğraşmak,
ilişki kurmak, küçük de
olsa bir şeyleri değiştirmeye
uğraşmak birçok gerilimi,
can sıkıcı konuyu aşmayı
getiriyor. Mesela yürürken
yerlere atılmış plastikleri
topladığım zamanlar
oluyor. İstanbul insanı içine
alan, dışlamayan bir şehir.
İlginize göre hemen bir
karşılık buluyorsunuz. Tıpkı
geçmişteki zanaatkarlar gibi,
yapacak çok iş var.
yürümek. Orada, bir zamanlar
dedemin müdavimi olduğu
havuzlu kahvede biraz oturup,
Kumkapı’dan Samatya’ya
kadar uzanmak. Şehrin
nasıl olduysa, ne yapıldıysa
inatla soylulaşmamış bu
merkezi bana başka bir yerde
yürümekten daha çok keyif
veriyor. Ama zaten vapur,
tramvay dışında neredeyse
her yere yürüyerek gidiyorum.
Kışın ada vapurlarını çok
seviyorum. Özellikle bir masa
ayarlayıp, evdeymişçesine
kitap okumak, çalışmak
mümkün. Yazılarımı vapurda
hazırlıyorum. Sakin bir
düşünme ortamı sağlıyor.
Ayrıca kültürel açıdan çok
canlı bir şehirde yaşıyoruz.
Özellikle şehir, tarih, felsefe,
sanat üzerine çok sayıda
Ċ5FLOPMPKJL JNLBOMBS
TBZFTJOEF ĆFIJSMF
JMJĆLJNJ[ HFMJĆJZPS
&TLJEFO ZBMO[DB
NJNBSMBS ĆFIJSDJMJL
ÚĈSFODJMFSJ GBMBO EPMBĆS
GPUPĈSBGMBS ÎFLFSMFSEJ Ċ
ļILMVPIV JSWMPPIĽQIQMĽ EVOISPSNMO FMV
OEPØRXØ]E H}RĽQIQMĽ ]IVPIĽMQ EPERPEVØ
]EĽE]ER ZEVPØOPEVHØV HIĴMĽMVPIV (IĴMĽMQ FMV
WSVYR SPEVEO K}VPQIQIPMHMV őWXERFYP¸YR
WSVYRY ^ERRIHMPHMĴM ]E HE W}]PIRHMĴM KMFM HIĴMĽMQ HIĴMP
ĽILMVWIPPIĽXMVMPQIQMĽ ]}RIXMQ TVEXMOPIVMHMV
ŞUBAT 2019 25