Riskli İnternet ve Teknoloji Kullanımı - page 65

etkili oldu: Birincisi oyun hakkında yapılan birbirinden iddialı
beğeni yorumları: “Hayatın ritmini bulmaya hazır mısınız?”,
“Terapiye gitmiş gibi olacaksınız.”, “Mutlaka izleyin!” vb. ikin-
cisiyse Hasibe Eren’in oyunun başrol oyuncusu olması.
Öncelikle oyunun oynandığı ikinci kat sahnesi hakkında
birkaç kelam edeyim. Sahne, karşılıklı iki tarafına yaklaşık
otuzar koltuk konulmuş, kalan kenarlara da oyunla ilgili ma-
teryaller yerleştirilmiş ufak bir salon. Dolayısıyla oyuncuların
seyirciyle görsel bağlantı kurup, oyuna dâhil edebilmeleri
açısından son derece elverişli bir sahne ki oyunda direkt
seyirciyle diyaloğa girilerek başlıyor. Bu da seyircinin oyuna
sadece seyirci kalmasını önleyip bizzat oyuna dahil olmasını
sağlayan güzel bir durum. Sahnenin bu avantajının yanı sıra,
mekanın küçük olmasının da etkisiyle karşılıklı oturduğunuz
seyircilerin oyun sırasında yaptıkları hareketlerin ciddi ma-
nada dikkat dağıtması gibi bir dezavantajı da bulunmakta.
Gelelim oyunumuza... Oyun sahneye başrol oyuncusu
olarak Hasibe Eren yerine Banu Çiçek Barutçugil’in girmesi
nedeniyle tam bir hayal kırıklığı olarak başladı benim için.
Diğer oyuncularda sahnedeki yerlerini aldıklarında oyunun
afişinde bulunan her iki oyuncunun da sahnede olmadığını
görünce “Yanlış oyuna mı geldim acaba?” gibi bir düşün-
ce aklımdan geçmedi değil. Meğer oyunun başrolü bu iki
isim arasında devamlı bir değişim halindeymiş, dolayısıyla
şansınıza hangisi çıkarsa... Neyse, her ne kadar Hasibe Eren’i
izleyememiş olmuş ve bu durum hayal kırıklığı yaşattıysa
da Banu Çiçek Barutçugil’in de hakkını yemeyelim, rolünü
layıkıyla yerine getirmiş doğrusu.
Oyun başladığında, yalnızca “yalnız”ların girebildiği bir terapi
grubunda olduğunuzu anlıyorsunuz. Modern dünyanın
girdabı içerisindeki savrulmalarla yalnızlaşmış birbirinden
farklı altı karakter bu terapi grubunda buluşup, grubun vaat
ettiği “Hayatın Ritmini Bul!” sloganını hayata geçirmeyi ve
normalleşmeyi istiyorlar. Oyunun devamında da haftada iki
dersten on haftada bunun ne şekilde gerçekleştirilmeye ça-
lışıldığını ve sonucunun ne olduğunu görüyorsunuz. Oyunun
gerçek manada bir anlam ifade ettiği seyirci kitlesi de tam
olarak bu “yalnız” karakter tiplerinden olan veya olma adayı
olanlar olsa gerek. Bu yüzden analiz edebildiğim kadarıy-
la bu altı karakter tipini genel özellikleriyle yazayım; eğer
kendinize uygun bir karakter bulursanız sanıyorum oyuna
gitmeniz sizin için anlamlı olacaktır:
Birinci karakterimiz, çocukluğundan itibaren ötekileşti-
rilmiş ve büyüdüğünde de iş hayatının stresi ile ev hayatı
arasında sıkışmış bir karakter. Karaktere can veren Pınar
Çağlar Gençtürk bana kalırsa oyunun en iyi oyuncusu.
İkinci karakterimiz, çocukluğunda babasını kaybetmiş ve
bu kaybı sonrasında bir daha kendisine gelememiş; ancak
bu durumun üstüne gitmek yerine derinlerine bastırdığı için
de görece “olması gereken” yaşamı hiçbir zaman yolunda
gitmemiş bir karakter. Karaktere Bedir Bedir can vermiş
olup, oyunun iyilerinden.
Üçüncü karakterimiz, sert ve asabi mizaca sahip olan,
çocukluğunda sebep olduğu kötü bir olay neticesinde
herkesten bir şekilde uzaklaşan, hiçbir birlikteliğini uzun
soluklu yürütemeyen kızların “hasta” olduğu bir karakter.
Karaktere Tolga İskit can vermekte ve fikrimce oyunun en
sönük oyuncusu.
Dördüncü karakterimiz, evleneneceği kızla tanışana kadar
“hızlı” bir yaşam süren; ancak evleneceği kızla tanıştıktan
sonra durulup hayatının bütün akışını bu kız için düzenleyen
ve bu şekilde bir iki yıl oldukça mutlu bir yaşam süren; ancak
karısının bu süre zarfında değişmesi ve kendisini aldat-
masıyla ne yapacağını bilemeyen bir karakter. Karaktere
Güçlü Yalçıner can vermekte ve oldukça iyi bir performans
sergilemekte.
Beşinci karakterimiz, dördüncü karakterimizin karısı.
“Gözünün açılması” ve kocasının artık kendisinde tatmin
duyguları oluşturmamaya başlamasıyla, yeni heyecanlara
yelken açmaya çalışan ama bu süreçte kocasını da kaybet-
mek istemeyen bir karakter. Karaktere Heves Duygu Tüzün
can vermekte ve rolünün hakkını gerçekten vermekte.
Altıncı ve son karakterimiz ise sonu kendisi için travmatik
bir biçimde biten evliliği sonucu Türkiye’ye dönen ve burada
yaşamına bir anlam kazandırmaya çabalayan; ancak her
defasında çuvallayan bir karakter. Aynı zamanda grubun
terapisti de diyebiliriz. Karaktere Banu Çiçek Barutçugil can
vermekte ve oyunun iyilerinden.
Oyun içerisindeki karakterler bu şekilde. Bahsi geçen ka-
rakterlerin sizinle çok da alakalı olmadığını düşünüyorsanız
oyunun size hitap etmeyeceğini rahatlıkla belirtebilirim. Git-
meyi düşünenler için “Yer yer galiz küfürler içerir!” uyarımı
da yaptıktan sonra yazımı bitireyim. Seyriniz anlamlı olsun...
yesilay.org.tr
63
YESiLAY
TEMMUZ 2014
1...,55,56,57,58,59,60,61,62,63,64 66,67,68,69,70,71,72,73,74,75,...92
Powered by FlippingBook