Babalar Günü’nde Instagram’a babamın resmini koymuş-
tumpipo içerken: “keşkepipo içmeyi bıraksa artık” diye
yazdım. Babamınbir tekbuhuyuvar. Ama biz her zaman
Yeşilay’ı bilen, daha doğrusu amaçlarına uygunyaşamaya
çalışanvebununbilincindeolanbir aileydik.
Sigara, alkol kullanıyor musunuz?
Hayır, sigara kullanmıyorum. Alkolü de şöyle; hiç sev-
miyorum tadını. Zararlı ama asitli içecekleri seviyorum.
Alkolün tadından hiç hoşlanmıyorum, tadını sevenler
de enteresan geliyor bana.
Amcanız Turhan Talu Türkiye Philip Morris’in genel
müdürlüğünü yapmış uzun yıllar. Bunu duyunca
şaşırmıştım…
Vice president, genel müdürün de üstüydü. Emekli
oldu şu anda. Dünyada maalesef sigara diye bir gerçek
var. Profesyonel hayatta da amcam bu duruma iş
olarak bakıyordu.
Amcanızı eleştirmek babında değil bu söylediğim; bü-
yük bir endüstri de var karşımızda ve haliyle amcanız
da karar vericiydi…
Evet, çok büyük bir endüstri var ve ne kadar önü-
ne geçilmeye çalışılırsa çalışılsın bir yerde yine bu
endüstri galip gelmeyi başarıyor. Başta ülkemiz olmak
üzere, birçok ülkede tütün politikalarının geliştirilmesi
sayesinde tüketim durumu azaldı, inşallah daha da
iyiye gider bu gidişat.
Amcanız sigara kullanır mıydı?
Hayır, sadece puro içiyor.
Yeşilaycı bir aile var karşımızda. Amcanızın da görevi
belli. Muhabbet konusu oluyor muydu ailede?
Tabii ki de. Bazen espriye vururduk. Ama başta dedi-
ğim gibi profesyonel hayatta insanların tercihlerini bazı
kriterler belirleyebiliyor. Amcam bu endüstri içerisinde
diye bu durum endüstriyi destekliyor demek değil…
Amcamın kimseye sigaraya başlattığını, bunu iç dedi-
ğimi hatırlamıyorum, yapmaz da. Ama iyi bir kariyer,
yüksek bir gelir, dünyanın çok önemli bölgelerinde yer
alma bu görevi seçmede bir ölçüt oldu.
Ülkemiz de çok iyi bir gelişme gösterdi, dünya ülkele-
rine örnek gösterildi. Türk gibi sigara içmekten, Türk
gibi sigarayı bırakma yönünde bir algı oluşturduk…
İnşallah daha da iyi olacak. Ben şu durumu da anlayamı-
yorum: Herkes artık sigaranın zararlarını biliyor. Sigara
paketlerinde yazıyor, uzmanlar çıkıp “içme bunu, hayatını
tehdit ediyor” diyor. Yasaklar konuluyor. Buna rağmen
insanlar hala omerete el uzatıyorsa artık biraz sorgula-
mak lazım. Onları sosyal ve psikolojik olarak sorgulamak
lazım. Çünkü normal düşünen bir insanın bu kadar zararlı
bir şeye el uzatması mantıklı değil, akıl karı değil.
12 Haziran itibariyle alkol yasası olarak adlandırılan
alkollü içkilerin tüketimi, reklamı ve pazarlamasına
yönelik yasal düzenlemeler geldi. Medya ayağını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Size bir örnek vereyim. Ben 21. yaşıma Las Vegas’ta
girdim. O gece hadi bir keyif yapayım dedim, bara
gittim. Daha saat 12 (00.00) olmamıştı. Las Vegas’ta
upuzun bardaklarda margarita çok meşhurdur. “Bana
bir margarita verir misiniz?” dedim. “Kaç yaşında-
sın” dedi. “21 yaşımdayım” dedim. “Kimliğini görebilir
miyim” dedi. Kimliğimi gösterdim. “Daha 21 değilsin,
veremem, kusura bakma” dedi. Vermedi bana. Ben
şoka girdim. Şimdi bizim ülkemizde bir takım yasakla-
malar geldiğinde hemen dini inançla bağdaştırıyorlar.
Hâlbuki yurtdışındaki örneklerde olduğu gibi çok daha
katı, çok daha sert tutumlar mevcut.
Bunların hepsi de halk sağlığı amaçlı yapılan çalışma-
lar. Bir de bunun medya ayağı var. Yeni düzenleme ile
dizi ve sinemalarda alkol sahnesi olmayacak, reklam
ve pazarlama çalışmaları yapılamayacak…
Bu bir süreç. Şöyle ki, 1960’lı, 70’li yıllarda sigara içmek
bir statü sembolüymüş. Sigarasız olan kimse yokmuş.
James Dean’ın o ağzında sigaralı fotoğrafları moday-
mış. Sonra sigaranın ne kadar zararlı olduğu anlaşılınca
bu anlayışın da modası bitmiş oldu. Şimdi gelinen
süreçte hemen hemen hiç yok. Alkolle ilgili de aynı
şekilde. Alkol de çok uzun zaman bu şekilde kullanıldı
ama yavaş yavaş bu da bitecek. Ama dizilerde şu çok
dikkatimi çekiyor; alkol sahnesinde bardağı buğulaş-
tırıyorlar ya da sigaraya çiçek koyuyorlar. Farkında
olmadan insanların dikkatini daha da celbediyorlar.
Medyada artık olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben hiç alkol kullanmadığım için, alkolle ilgili bir arzum
Normal düşünen bir insanın sigaraya el uzatması
mantıklı değil, akıl karı değil.
Anneannem97 yaşına kadar yaşadı; hayatında
hiç sebzeleri blenderden geçirip içtiğine şahit
olmadım.
KÜLTÜR
RÖPORTAJ
yesilay.org.tr
68
YEŞiLAY
•
TEMMUZ 2014
