

H
enüz 1900’lü yılların
başındayken orta halli
bir ailenin kızı olarak
Kadıköy’de dünyaya gelen Afife,
küçüklüğünden beri sanata
olan merakıyla farklılık yaratır.
İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde
(Selçuk Kız Teknik Lisesi)
de tiyatroya ilgisi ve yeteneği
nedeniyle sahne arzusunu
gizlemez. Bir umut, 10 Kasım
1918 günü Darülbedayi’deki
(Şehir Tiyatroları) sınavı kazanır
ve buraya stajyer öğrenci olarak
girer. Sahne alma isteği o kadar
çoktur ki, onun gibi sanata
tutkun 4 arkadaşıyla kader
ortaklığı yapar. Bundan
sonra Afife, Beyza, Refika,
Behire ve Memduha
olarak hayallerinin
peşinde koşmaya karar
verirler. Ne yazık ki bu
mücadele çok sürmez.
O dönemin şartlarıyla
Türk sahnelerinde
sadece yabancı kadın
“Hayatımda mesut
olduğum ilk gece…
Muharrir (Hüseyin Suat
Bey) kuliste bekliyormuş;
ben çıkarken durdu,
alnımdan öptü: ‘Bizim
sahnemize bir sanat
fedaisi lazımdı; sen işte
o fedaisin.’ dedi.”
Burçin ŞENEL
Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncu Afife Jale,
yasaklarladoludönemerağmenkadınlarınsanattankopmaması içinbüyük
çabagösterdi.BinlercekadınonuncesaretiniörnekalarakTürktiyatrosunda
büyük bir gururla yerini almaya devamediyor.
AFiFE JALE
TİYATRONUN KADIN FEDAİSİ
oyuncuların yer alması 5
arkadaşı yıpratmaya başlar.
Müslüman kadınların sahneye
çıkıp seyirciyle buluşması
kesinlikle yasaktır. Halkın ve
özellikle kızların aileleri onların
bu hevesten vazgeçmeleri için
baskı yaparlar. Sonunda Beyza,
Behire ve Memduha baskılara
dayanamaz ve tiyatrodan
uzaklaşır. Artık Afife ve Refika
birbirlerinin yol arkadaşıdır.
İLK SAHNE DENEYİMİ VE
“AFİFE JALE”
Afife Darülbedayi’de 1 yıl stajyer
oyuncu, Refika ise suflörlük
yapar. 1 yıl boyunca yılmadan
çalışır, provalar yapar, ezber
çalışır ancak bir türlü sahnede
yer alamaz. O dönem, yani 1919
yılı Hüseyin Suat’ın “Yamalar”
adlı oyunu premier yapmaya
hazırlanır. Rol, Emel rolünü
üstlenen Eliza Binemeciyan’ın
Paris’e gitmesi nedeniyle ortada
kalır. Tiyatro yönetimi bu rolü
Afife’ye oynatmaya karar verir.
Bu fırsatla birlikte Afife, “Jale”
takma adıyla 22 Nisan akşamı
Emel rolünü oynayarak sahneye
çıkan ilk Müslüman Türk kadını
olur. İlk sahneyle birlikte “Afife
Jale” olarak anılmaya başlar.
Seyirciler Emel rolünden
çok etkilenir, coşkun alkışlar
Afife Jale içindir. Yıllar sonra
Jale olduğu ilk akşam için şu
ifadelere yer verir: “Hayatımda
mesut olduğum ilk gece…
Sanatın ruhuma verdiği güzel
sarhoşluk içindeyim. O piyeste
(Yamalar) güzel bir sahne
vardır; ağlama sahnesi… Orada
taşkın bir saadetle gerçekten
ağladım… Alkış, alkış, alkış…
Perde kapandı; açıldı, bana
çiçekler getirdiler. Perde tekrar
kapandı. Muharrir (Hüseyin
Suat Bey) kuliste bekliyormuş;
ben çıkarken durdu, alnımdan
öptü: ‘Bizim sahnemize bir
sanat fedaisi lazımdı; sen işte o
fedaisin.’ dedi.”
kültür
Yeşilay
72