Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  70 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 70 / 84 Next Page
Page Background

aromaya kadar varan bir tadı

oluyor. Asit derecesi de yüzde

3.3’ten az. Rafine zeytinyağı

ise yüzde 0.3’e varan asit

oranı ve aroması olmayan bir

zeytinyağıdır. Riviera tipi ise

naturel ve rafine yağların uygun

oranlarda karıştırılmasından elde

ediliyor.

EKOLOJİK SİSTEMLE DOST

Zeytin ağacı, öyle herhangi bir

ağaç değil, ne biz insanlar için ne

de doğanın kendisi için. Her iki

taraf için de yaşam kaynağı olduğu

bilimsel bir gerçek. Doğayla

ilişkisinden başlayalım.

Ekolojik dengenin devamlılığı

açısından oldukça önemli bir rol

üstlenen zeytin ağaçları kurak

arazilerde yaşayabilen, toprak

açısından çok da seçici olmayan,

hiçbir ilaca gerek duymadan

büyüyebilen bir ağaç. Aslında sulu

arazileri çok sevseler de susuzluğa

karşı dirençli bir yapıları var.

Bu nedenle Tarımsal Araştırma

Örgütü'nün İsrail'de yaptığı bir

çalışmada, çölleşen arazilerde de

kullanıma uygun bir ağaç olarak

görülmüş. Araştırmacılar, zeytin

ağaçlarının çevreye faydaları

konusunda hemfikir. Yetiştiği

bölgelerin iklim koşullarının

dengede kalmasında katkısı çok

büyük. Gerekli hava, toprak ve su

koşulları sağladığında yüzlerce yıl

yaşayabilme özelliğine de sahip.

Bu kadar uzun süre yaşayabildiği

için ölmez ağaç unvanına sahip.

ONUN DA RUHU VAR

Zeytin sofralarımızda

egemenliğini sürdürürken

zeytinyağı da hem lezzeti hem

sağlık kaynağı olması nedeniyle

her geçen gün daha da önem

kazanıyor. Kendine özgü aroması,

lezzet düşkünlerinin damaklarını

şenlendiriyor. İyi bir zeytinyağı

elde etmenin yolu, bütünüyle

olgunlaşmamış zeytinlerin hemen

toplanıp fabrikaya ulaştırılmasıyla

başlıyor. Dev silindir granit taşlar

zeytinleri iyice eziyor. Zeytinlerin

ne kadar ezileceği ustanın

maharetine, onun deneyimlerine

kalıyor. Hamur haline gelen

zeytinler yassı torbalara

doldurulup üst üste yığılıyor. Bu

şekilde en doğal haliyle kendini

bırakmaya başlayan zeytinyağına

terminolojide “sızma” deniliyor.

Sonraki işlemde zeytin hamurlu

torbalar hidrolik presle sıkılıyor.

İlk preslemede makbul zeytinyağı

elde ediliyor. Sonra iki kez daha

sıcak su verilerek preslenen

zeytin torbalarından yağ elde

edilmeye devam ediliyor. Ancak

bu son aşamadaki yağ, lezzetini

büyük ölçüde kaybediyor.

Sıkılma sonrası elde edilen

sıvı, haznelere alınıyor ve

bekletiliyor. Zeytinyağı ile kara

sular böyle ayrışıyor. Bir süre

gün ışığından uzakta bekletilerek

dinlendirilen zeytinyağı, daha

sonra filtrelerden geçirilerek

şişeleniyor. Geleneksel zeytinyağı

üretimi böyle gerçekleştiriliyor.

Ancak günümüzde teknolojinin

ilerlemesiyle üretim zahmeti

hayli azaltılmış. Ama işi bilenler

zahmetli de olsa eski teknikle

elde edilen zeytinyağının daha

lezzetli olduğunu her zaman

dile getiriyor. Zeytinyağının

iyi olmasında zeytinin niteliği

ve zeytinin karakterine göre

işlemden geçmesi belirleyici

oluyor. Asit derecelerine göre

üç tip zeytinyağı var diyebiliriz.

Naturel zeytinyağı, iyi bir

zeytinyağı için tüm koşulları

bünyesinde barındırdığı için

en iyi değere sahip. Keskin bir

Zeytin ağacı, öyle

herhangi bir ağaç

değil, ne biz insanlar

için ne de doğanın

kendisi için. Her iki

taraf için de yaşam

kaynağı olduğu

bilimsel bir gerçek.

kültür

Yeşilay

70