Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 33

mı gerekiyor? Ya da bir dizi ajitasyona bol yer ver-
mesi mi lazım? Bir program reytingleri yükselt-
mek için bol tartışmalı mı olması gerekir?
Tabi ki tüm bu sayılanlar şart değil, kural de-
ğil ama yasak da değil. Şu anda en tartışma
uyandıran konu erotizm. Erotizm eğer se-
yirciyi tavlamak için kullanıldıysa dürüst ve
doğru bir kullanma biçimi değildir. Ama fil-
min hikâyesi, konusu gereği kullanılmış-
sa örneğin nemfomanyak bir kadının öykü-
sünü anlatıyorsanız veya düşmüş bir kadının
hikâyesini anlatıyorsanız belli ölçüde erotiz-
mi kullanmak zorundasınızdır. Bunun dışın-
da önemli olan birkaç nokta da var. Bir kere
hikâyeyi iyi inşa etmek gerekir. Hikâyeye da-
yanmayan filmler de vardır. Genelde sinema
bir hikâye anlatma sanatıdır. Hikâyeyi görsel
anlatma sanatıdır ve ben hikâyenin iyi bir se-
naryoya dayanmasını çok önemserim.
Onun dışında her film kendi anlattığı
hikâyeye göre kendi üslubunu, anlatma biçi-
mini bulmalıdır diye düşünüyorum. Bir ge-
rilim filminin, bir aşk filminin veya sosyal
içerikli bir filmin anlatım tarzları aynı olma-
yabilir, olmamalıdır da zaten. Gerilim filmi-
nin amacı sizi germek, onu sürpriz bir final-
le bitirmektir. Bir aşk filmi ki en kullanılmış,
en eskimiş, en kalıplaşmış bir konudur ama
her filmde aşkı yeni baştan bize duyurma-
lıdır, izleyenleri o aşka inandırmalıdır. Top-
lumsal içerikli bir film ise ele aldığı toplum-
sal sorunu, içeriği sonuna kadar cesaret-
le savunmalıdır. Çünkü Türk sineması yıl-
larca sansürle boğuştu. Bugün böyle bir şey
kalmadı ama şimdi televizyon içeriklerin-
de bu durum söz konusu. İcabında sansürü
de karşısına alıp o gerçeği sapına kadar dü-
rüst, namuslu bir şekilde duyurmak gerekir.
Bir söyleşinizde yerli dizilerin halinden dem
vurmuşsunuz. Yabancı dizilerin çoğu da haliyle
kültürümüzden uzak. Yerli dizilerle yabancı di-
zileri kıyasladığımızda yabancı diziler daha mı
masum duruyor?
Ben iyi bir TV seyircisi değilim, beni örnek al-
masınlar. Haberleri izlerim, önemli bulduğum
bir konuda tartışma programı varsa onu iz-
lerim. Bunun dışında yerli dizi izlediğim dö-
nemler oldu. Ben vaktiyle TRT’nin ilk dizi-
lerinin tiryakisi olmuştum. O dönemler, bi-
zim televizyona ve dizilere açılan dönemle-
rimiz oldu. Daha sonra İkinci Bahar, Perihan
Abla gibi unutamadığım diziler yapıldı. Dizi-
ler o zaman çok daha azdı ve çok daha özen
verilerek hazırlanıyordu. Her biri bir olay-
dı. Bugün baktığımızda her akşam 10-15 tane
dizi yayınlanıyor ve süreleri de aşırı derecede
uzun. Dünyanın hiçbir yerinde böyle değildir.
Sahte ve gereksiz bir biçimde uzatılmış, hep-
si belli bir yapaylığın üzerine oturmuş, oyun-
cuların fiziklerinden başka pek bir özellikleri-
nin olmadığı diziler ortaya çıktı. Kimse kusu-
ra bakmasın ama bunlar benim için artık gör-
sellik açısından eriştiğim düzeye hitap etmi-
yor. Yerli dizi izlemiyorum; o an hangi şart-
lar içinde onu söyledim bilmiyorum ama şunu
her zaman söylemişimdir; diziler televizyon-
da yayınlanır, televizyonlar evimizin içerisin-
dedir. Evdeyken bir kısıtlama getiremiyorsu-
Toplumlar eğitimli olduk-
ça film ve dizilerde genel
olarak sanatın seviyesi de
yükseliyor. Biz bu açıdan
çok eğitilmiş, çok kültürlü
toplum değiliz.
1...,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32 34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,...68
Powered by FlippingBook