

“Çalışmamız, çocukların ve
gençlerin arkadaşlarının bu tür
kötü alışkanlıklar içeren online
fotoğraflarından çok daha kolay
etkilendiklerini ortaya koyuyor.”
dediğini belirtiyor. Özdem, konu
ile ilgili yapılan araştırmalar
hakkında bilgi verirken Avustralya
Psikoloji Derneği tarafından
yapılan bir başka araştırmaya da
dikkat çekiyor. Bu araştırmaya
göre ise, FOMO ya da “önemli
bir şeyleri kaçırma korkusu”
(arkadaşlarının esprileri, partileri,
etkinlikleri gibi) genç sosyal medya
kullanıcılarında depresyona ve
endişeye yol açabiliyor.
SOSYAL MEDYA KULLANIMI
NASIL OLMALI?
“Çocukları sosyal
medya ağlarından ya da
teknolojiden alıkoymak
neredeyse mümkün ve doğru
değildir.” diyen Klinik Psikolog
Gözdem Özdem, yasak olan
her şeyin daha da çekici hale
geleceğini söylüyor. Özdem,
“Yasak koymak aslında çocuğun
sürekli o durumu düşünmesine
neden olur; özetle caydırıcılıktan
tamamen uzaktır, farkındalık
oluşturmaz.” diyor. Sosyal medya
ve çocuk arasında dengenin iyi
kurulması gerektiğini ifade eden
Özdem, ebeveynlerin çocukları
için internet ortamında neyin
yararlı neyin zararlı olduğunu iyi
tahlil etmesi gerektiğini söylüyor.
Böylelikle dezavantajların
avantaja dönüştürülebileceğini
belirten Özdem, bu kapsamda
en önemli unsurun çocuğun
ulaşabildiği internet ortamlarını
ve sosyal medyayı güvenli hale
getirmek olduğunu söylüyor.
SOSYAL MEDYADA
ÇOCUĞUN FOTOĞRAFINI
PAYLAŞMAK DOĞRU MU?
Anne-babaların kendi sosyal
medyalarında çocuklarını
paylaşmasına da değinen Klinik
Psikolog Gözdem Özdem,
gereğinden fazla bilgi paylaşımında
bulunarak güvenliklerini tehlikeye
sokabileceklerini de vurguluyor.
“İnternet ve sosyal medya kullanımı
sebebiyle fiziksel aktivitelere daha
az zaman ayrıldığı için obezite gibi
sağlık problemleri yaşanabilir.”
diyen Özdem, bir diğer sakıncanın
ise sosyal medya hesaplarının kötü
niyetli kişilerin eline geçme ihtimali
olduğunu söylüyor. Özdem ayrıca,
fazla sosyal medya kullanıma bağlı
olarak çocuğun kendisini yetersiz ve
önemsiz hissedebileceğini de ifade
ediyor.
Konu ile ilgili çeşitli araştırmalar
yapıldığını söyleyen Özdem,
California Üniversitesi tarafından
yapılan bir araştırmaya dikkat
çekiyor. Araştırmanın sosyal
medya kullanımının çocuklar
ve gençler üzerindeki olası
negatif etkilerine odaklandığını
belirten Özdem sözlerini şöyle
sürdürüyor: “California Üniversitesi
tarafından yapılan araştırmaya
göre; arkadaşlarının veya
akrabalarının alkol ya da sigara
içerken fotoğraflarını Facebook
üzerinden gören çocuklar, bu tür
bağımlılıklar geliştirmeye daha
meyilli oluyor.” Özdem ayrıca,
Keck School of Medicine Direktörü
Thomas Valente’in konu ile ilgili
4E]PEĽØPER LIV JSXSĴVEJ LYOYOM ELPEOM HY]KYWEP ZI
WSW]EP FMV WSVYRHYV eSGYOPEVØRØ^ MPI MPMĽOMPIVMRM^MR
FS^YPQEWØRØ MWXIQM]SVWERØ^ PXJIR pSGYĴYRY^YR
FMVI]WIP KIPMĽMQMRI WE]KØ HY]YR
ANNE-BABALARÇOCUĞUNSOSYALMEDYA
KULLANIMI KONUSUNDANELEREDİKKATETMELİDİR?
Çocuk takip edilmelidir. Çocuğun sosyal paylaşım
sitelerinde geçirdiği süreler ebeveynler tarafından çok
hissettirilmeden denetlenmeli ve uygun bir kısıtlama
getirilmelidir.
Sınırlar belirlenmelidir.
Paylaşılan fotoğraflar, içerikler
ve ifadelerle ilgili çocuğa sınırlar belirtilerek güvenliği
sağlanmalıdır. Tabii ki bu sınırların neden belirlendiği
de uygun bir dille anlatılmalıdır. Çocuk hangi sebeple
ve nelerden uzak durması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde
bildiğinde hataya düşme ihtimali de azalacaktır.
İletişimkurduğukişilertespitedilmelidir.Çocuğundijital
platformlarda iletişim kurduğu insanların kimler olduğu
sorgulanmalı ve bir kontrol mekanizması
uygulanmalıdır.
Üsluba dikkat edilmelidir. Kontrol
mekanizmaları ve tedbirler oluşturulurken
çocuklaraaslasorgulayıcıvebaskılayıcıbir
tutum gözetilmemelidir.
ARALIK 2019 53