Background Image
Previous Page  53 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 53 / 84 Next Page
Page Background

“Çalışmamız, çocukların ve

gençlerin arkadaşlarının bu tür

kötü alışkanlıklar içeren online

fotoğraflarından çok daha kolay

etkilendiklerini ortaya koyuyor.”

dediğini belirtiyor. Özdem, konu

ile ilgili yapılan araştırmalar

hakkında bilgi verirken Avustralya

Psikoloji Derneği tarafından

yapılan bir başka araştırmaya da

dikkat çekiyor. Bu araştırmaya

göre ise, FOMO ya da “önemli

bir şeyleri kaçırma korkusu”

(arkadaşlarının esprileri, partileri,

etkinlikleri gibi) genç sosyal medya

kullanıcılarında depresyona ve

endişeye yol açabiliyor.

SOSYAL MEDYA KULLANIMI

NASIL OLMALI?

“Çocukları sosyal

medya ağlarından ya da

teknolojiden alıkoymak

neredeyse mümkün ve doğru

değildir.” diyen Klinik Psikolog

Gözdem Özdem, yasak olan

her şeyin daha da çekici hale

geleceğini söylüyor. Özdem,

“Yasak koymak aslında çocuğun

sürekli o durumu düşünmesine

neden olur; özetle caydırıcılıktan

tamamen uzaktır, farkındalık

oluşturmaz.” diyor. Sosyal medya

ve çocuk arasında dengenin iyi

kurulması gerektiğini ifade eden

Özdem, ebeveynlerin çocukları

için internet ortamında neyin

yararlı neyin zararlı olduğunu iyi

tahlil etmesi gerektiğini söylüyor.

Böylelikle dezavantajların

avantaja dönüştürülebileceğini

belirten Özdem, bu kapsamda

en önemli unsurun çocuğun

ulaşabildiği internet ortamlarını

ve sosyal medyayı güvenli hale

getirmek olduğunu söylüyor.

SOSYAL MEDYADA

ÇOCUĞUN FOTOĞRAFINI

PAYLAŞMAK DOĞRU MU?

Anne-babaların kendi sosyal

medyalarında çocuklarını

paylaşmasına da değinen Klinik

Psikolog Gözdem Özdem,

gereğinden fazla bilgi paylaşımında

bulunarak güvenliklerini tehlikeye

sokabileceklerini de vurguluyor.

“İnternet ve sosyal medya kullanımı

sebebiyle fiziksel aktivitelere daha

az zaman ayrıldığı için obezite gibi

sağlık problemleri yaşanabilir.”

diyen Özdem, bir diğer sakıncanın

ise sosyal medya hesaplarının kötü

niyetli kişilerin eline geçme ihtimali

olduğunu söylüyor. Özdem ayrıca,

fazla sosyal medya kullanıma bağlı

olarak çocuğun kendisini yetersiz ve

önemsiz hissedebileceğini de ifade

ediyor.

Konu ile ilgili çeşitli araştırmalar

yapıldığını söyleyen Özdem,

California Üniversitesi tarafından

yapılan bir araştırmaya dikkat

çekiyor. Araştırmanın sosyal

medya kullanımının çocuklar

ve gençler üzerindeki olası

negatif etkilerine odaklandığını

belirten Özdem sözlerini şöyle

sürdürüyor: “California Üniversitesi

tarafından yapılan araştırmaya

göre; arkadaşlarının veya

akrabalarının alkol ya da sigara

içerken fotoğraflarını Facebook

üzerinden gören çocuklar, bu tür

bağımlılıklar geliştirmeye daha

meyilli oluyor.” Özdem ayrıca,

Keck School of Medicine Direktörü

Thomas Valente’in konu ile ilgili

4E]PEĽØPER LIV JSXSĴVEJ LYOYOM ELPEOM HY]KYWEP ZI

WSW]EP FMV WSVYRHYV eSGYOPEVØRØ^ MPI MPMĽOMPIVMRM^MR

FS^YPQEWØRØ MWXIQM]SVWERØ^ P‚XJIR pSGYĴYRY^YR

FMVI]WIP KIPMĽMQMRI WE]KØ HY]YR

ANNE-BABALARÇOCUĞUNSOSYALMEDYA

KULLANIMI KONUSUNDANELEREDİKKATETMELİDİR?



Çocuk takip edilmelidir. Çocuğun sosyal paylaşım

sitelerinde geçirdiği süreler ebeveynler tarafından çok

hissettirilmeden denetlenmeli ve uygun bir kısıtlama

getirilmelidir.



Sınırlar belirlenmelidir.

Paylaşılan fotoğraflar, içerikler

ve ifadelerle ilgili çocuğa sınırlar belirtilerek güvenliği

sağlanmalıdır. Tabii ki bu sınırların neden belirlendiği

de uygun bir dille anlatılmalıdır. Çocuk hangi sebeple

ve nelerden uzak durması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde

bildiğinde hataya düşme ihtimali de azalacaktır.



İletişimkurduğukişilertespitedilmelidir.Çocuğundijital

platformlarda iletişim kurduğu insanların kimler olduğu

sorgulanmalı ve bir kontrol mekanizması

uygulanmalıdır.



Üsluba dikkat edilmelidir. Kontrol

mekanizmaları ve tedbirler oluşturulurken

çocuklaraaslasorgulayıcıvebaskılayıcıbir

tutum gözetilmemelidir.

ARALIK 2019 53