Background Image
Previous Page  54 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 84 Next Page
Page Background

“Çocukların fotoğraflarının

herkese açık olarak paylaşılması

aynı zamanda kötü niyetli kişilerin

kullanımına açılması anlamına da

geliyor. Yaşanan bu durum trajik

aile hikayelerini duymamıza neden

oluyor. Öyle ki; fotoğrafları çalınan

çocukların ve ailelerinin yaşadıkları

sıkıntılar, bazı kötü niyetli kişilerin

bu fotoğraflardaki çocukların

kendi çocukları olduğunu iddia

etmelerine kadar varabiliyor.”

diyor. Ebeveylerin bazen sevgi ile

paylaştığı fotoğrafların istismarcılar

tarafından kullanılabildiğine

dikkat çeken Özdem, geçtiğimiz

aylarda Fransa’da yeni bir takım

hukuki düzenlemelere gidildiğini

ve ebeveynlerin çocuklarının

fotoğraflarını Facebook’ta

paylaşmamaları konusunda

bilgilendirildiğini ve paylaşımları

nedeniyle ceza alabilecekleri

konusunda uyarıldığını söylüyor.

adıyla paylaşım yapan pek çok

annenin çocuklarını adeta bir

moda ikonu haline getirdiklerini

belirten Özdem, çocukları kendi

kimliklerinin dışında farklı

bir imajın içine yerleştirmenin

onlara aynı zamanda sanal

kimlikler oluşturmak anlamına

geldiğini söylüyor. “Herkesin

yaptığı, gördüğümüz ve doğru

bildiğimiz şeyler her zaman

doğru olmayabilir.” diyen Özdem

sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Paylaşılan her fotoğraf hukuki,

ahlaki, duygusal ve sosyal bir

sorundur. Çocuklarınız ile

ilişkilerinizin bozulmasını

istemiyorsanız lütfen çocuğunuzun

bireysel gelişimine saygı duyun.

Kendi ilgi ve sevgi ihtiyacınızı

sosyal medyadan çocuklarınız

üzerinden karşılamak yerine

soluğu bir uzmanda almanızı

öneririm.”

MAHREMİYET İHLALİ

OLUŞTURABİLİYOR

Sevgi gösterisi olan fotoğrafların

aslında birer mahremiyet ihlali

olduğunu söyleyen Özdem konu

ile ilgili sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Her yaşı, her anı fotoğraflanan,

komik videoları çekilen, fenomen

haline getirilen çocuklar binlerce

insanın kendisini izlediği, tanıdığı

ve yorum yaptığı çocuklar olarak

yetişiyor. İlerleyen yaşlarda

öğrendikleri gibi bu ilgiyi almak

adına yine sosyal medyaya

sarılmaları muhtemel; zararı

ve korunma hali ise muğlak…

Ebeveynlerinden öğrenemedikleri

kendini koruma ve mahremiyet

eğitimini bilmeden yaşamaya

devam ediyor ve üzülerek

söylüyorum ki yara almaya açık

bireyler haline geliyorlar.”

Son yıllarda “Blogger Anneler”

ya da “İnstagramAnneleri”

KLİNİKPSİKOLOGGÖZDEMÖZDEMANNE-BABALARA

SOSYALMEDYAPAYLAŞIMLARIYLA İLGİLİ ÇEŞİTLİ

UYARILARDABULUNUYOR:



Çocuğun farkındalığının arttığı, sosyal ortamlara girdiği

ve bilinçlenmeye başladığı yaşlarda (ortalama 10-11 yaş civarı)

kendi çocukluğunun her dönemine ait fotoğraflarının sosyal

medya ortamlarında olması ve herkes tarafından görülmesi

onu rahatsız edebilir.



Çocuklar ergenlik dönemine kadar ailelerinin okulda

ve sosyal ortamlarda yanlarında bulunmasını isterler ve

sorun çıkarmazlar. Ancak ergenlik dönemine gelindiğinde

özerklik duygusu etkisiyle bundan rahatsız olurlar. Annesi

yanında gelen çocuğa “annesinin kuzusu, süt çocuğu” gibi

yakıştırmalar yapılır. Bu dönemde çocuklar; fiziksel, cinsel ve

sosyal farkındalıklarınında gelişmesiyle birlikte ailelerininher

an yanlarında olmalarından kaçınmaya başlarlar.



Ergen bireyselleşirken ebeveyni tarafından konulan

bebeklik ve çocukluk dönemlerine ait fotoğraflarının sanal

ortamlarda yer bulması onun psikolojik gelişimini olumsuz

yönde etkileyebilir; arkadaşlarının gözünde küçük düşmüş

hissedebilir, ailesine öfkelenebilir.



Doğdukları andan itibaren tanıdığı ya da tanımadığı pek

çok insan tarafından fotoğrafları ve videoları izlenen çocuklar

bu şekilde bu ilginindoğal olduğu algısına kapılabilir ve gerçek

hayatta da sürekli bir onaylanma ve beğenilme

beklentisine girebilir. Bu duygularla beraber

narsistik özellikler geliştirebilir. Şu an için çok

sıra dışı gibi görünse de bugünün pek çok

çocuğunu ileride bekleyen tehlikelerden

birisi de budur.

eSGYOPEVØ WSW]EP QIH]E

EĴPEVØRHER ]E HE XIORSPSNMHIR

EPØOS]QEO RIVIHI]WI Q‚QO‚R ZI

HSĴVY HIĴMPHMV

ZBĆBN

Yeşilay

54