Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  72 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72 / 84 Next Page
Page Background

S

oluksuz kitap okumayalı

uzun zaman olmuş,

kendimi dönem kitaplarına

vermiştim. Elime ikinci defa

aldığım Tarık Buğra’nın Küçük

Ağa romanının akıcılığına bir

kez daha kendimi kaptırmaya

karar verdim. Dedemden,

anneannemden duyduğum

savaş ve sefillik anılarına kitabın

her bir sayfasında birebir şahit

olurken savaş dönemindeki bir

köyün acıklı hikâyesi kalbimi

sızlatıyordu. Çocukken her

yıl koca 3 aylık yaz tatilini

geçirdiğim köyümüzden çok

da uzakta yaşanmadığını

anladığım savaş hikâyeleri, tam

önümde satır satır dökülüyordu.

İçimde kopan umutlar, dul ve

çocuksuz kalmış bir annenin

gözlerindeki acıyla birleşiyordu.

Çolak Salih’in tek kolunu hangi

tepede bıraktığının cevabını

bulamayan dul annenin tek

tesellisi oğlunun cepheden

sağ dönmesiydi. Kitabın son

sayfasını çevirirken, Tarık

Buğra’nın gerçekçi anlatımının

ruhumda yaydığı etkiden

uzun süre kurtulamayacağımı

anlamıştım. Cumhuriyet’in

kuruluş yılları bu kadar sarsıcı

anlatılamazdı. Bu duyguların

Tarık Buğra 100. yaşında

çeşitli etkinliklerle

anılırken, onu anlamak

için yazılmış birçok kitap

da okurlarla buluşuyor.

Burçin ŞENEL

Cumhuriyet dönemi taşra edebiyatının

önemli temsilcisi Tarık Buğra’yı 100. yaşında

eserleriyle anıyoruz. Daha çokOsmancık ve

KüçükAğa romanlarıyla tanıdığımız yazar,

toplumsal fonunortasına tümgerçekliğiyle

insanı yerleştirdiği eserleriyle edebiyatımızın

unutulmaz isimlerindenbiri oldu.

TARIKBUĞRA

TAŞRA EDEBİYATININ YÜKSEK SESİ

sahibi, Cumhuriyetimizin 95.

yılını kutladığımızı görebilseydi

kuşaklardır okunan eserleriyle

gurur duyardı.

PEŞİNİ BIRAKMADIĞI BİR

SEVDA, YAZMAK

Akşehir’in kültürüyle

büyüyen Buğra, edebiyata çok

küçük yaşlarda ilgi duymaya

başlar, yazmak onun için bir

sevdaya dönüşür; hem de hiç

bırakmayacağı bir sevdaya.

Annesinin ahretlikleriyle

evlerinde verdiği sohbetlerde

Yunus’tan ve Mevlâna’dan

okunan mısralara ve yapılan

hoş sohbetlere duyduğu büyük

ilgi bu sevdanın başlangıcıdır.

Hatta bir röportajında bu

sohbetlerin yazın hayatında

ne denli etkili olduğunu, “Bu

sohbetleri dinlerken içime

bir coşku dolardı.” sözleriyle

tarif eder. Bununla birlikte

bitmeyen bir okuma arzusu

ortaya çıkar. Yoksulluk yıllarına

rağmen babasının zengin

kütüphanesi sayesinde okuma

kültür

Yeşilay

72