

S
oluksuz kitap okumayalı
uzun zaman olmuş,
kendimi dönem kitaplarına
vermiştim. Elime ikinci defa
aldığım Tarık Buğra’nın Küçük
Ağa romanının akıcılığına bir
kez daha kendimi kaptırmaya
karar verdim. Dedemden,
anneannemden duyduğum
savaş ve sefillik anılarına kitabın
her bir sayfasında birebir şahit
olurken savaş dönemindeki bir
köyün acıklı hikâyesi kalbimi
sızlatıyordu. Çocukken her
yıl koca 3 aylık yaz tatilini
geçirdiğim köyümüzden çok
da uzakta yaşanmadığını
anladığım savaş hikâyeleri, tam
önümde satır satır dökülüyordu.
İçimde kopan umutlar, dul ve
çocuksuz kalmış bir annenin
gözlerindeki acıyla birleşiyordu.
Çolak Salih’in tek kolunu hangi
tepede bıraktığının cevabını
bulamayan dul annenin tek
tesellisi oğlunun cepheden
sağ dönmesiydi. Kitabın son
sayfasını çevirirken, Tarık
Buğra’nın gerçekçi anlatımının
ruhumda yaydığı etkiden
uzun süre kurtulamayacağımı
anlamıştım. Cumhuriyet’in
kuruluş yılları bu kadar sarsıcı
anlatılamazdı. Bu duyguların
Tarık Buğra 100. yaşında
çeşitli etkinliklerle
anılırken, onu anlamak
için yazılmış birçok kitap
da okurlarla buluşuyor.
Burçin ŞENEL
Cumhuriyet dönemi taşra edebiyatının
önemli temsilcisi Tarık Buğra’yı 100. yaşında
eserleriyle anıyoruz. Daha çokOsmancık ve
KüçükAğa romanlarıyla tanıdığımız yazar,
toplumsal fonunortasına tümgerçekliğiyle
insanı yerleştirdiği eserleriyle edebiyatımızın
unutulmaz isimlerindenbiri oldu.
TARIKBUĞRA
TAŞRA EDEBİYATININ YÜKSEK SESİ
sahibi, Cumhuriyetimizin 95.
yılını kutladığımızı görebilseydi
kuşaklardır okunan eserleriyle
gurur duyardı.
PEŞİNİ BIRAKMADIĞI BİR
SEVDA, YAZMAK
Akşehir’in kültürüyle
büyüyen Buğra, edebiyata çok
küçük yaşlarda ilgi duymaya
başlar, yazmak onun için bir
sevdaya dönüşür; hem de hiç
bırakmayacağı bir sevdaya.
Annesinin ahretlikleriyle
evlerinde verdiği sohbetlerde
Yunus’tan ve Mevlâna’dan
okunan mısralara ve yapılan
hoş sohbetlere duyduğu büyük
ilgi bu sevdanın başlangıcıdır.
Hatta bir röportajında bu
sohbetlerin yazın hayatında
ne denli etkili olduğunu, “Bu
sohbetleri dinlerken içime
bir coşku dolardı.” sözleriyle
tarif eder. Bununla birlikte
bitmeyen bir okuma arzusu
ortaya çıkar. Yoksulluk yıllarına
rağmen babasının zengin
kütüphanesi sayesinde okuma
kültür
Yeşilay
72