Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  73 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 73 / 84 Next Page
Page Background

Birçok dönem kitabı

yazarlarından

ayrışmasının en önemli

unsurlardan biri, sanatın

tek çıkış noktasını insan

kabul etmesi ve

eserlerinde bu insanın

toplumda diğer

insanlarla ve doğayla

çatışmasını ele

almasıdır.

kültürü edinir ve edebiyata

yakınlık duymaya başlar. Hatta

okuma yazma bilmediği yaşlarda

akrabalarına belirli ücret

karşılığında kendisine kitap

okumalarını ister. Aileden aldığı

kültürün yanında Akşehir’in

de yazar olmasında büyük

etkisi vardır. “Beni besleyen

Akşehir’dir.” demesinin temel

sebebi, Akşehir’in kültüründen

kopmamış bir Anadolu

ilçesi olmasıdır. Eserlerinin

büyük bölümünün taşrada

geçtiğine bakınca bu etki

göz ardı edilemez. Edebiyata

yönelişinde ise en büyük

destekçi öğretmenleri olur.

Özellikle çok sevdiği öğretmeni

Rıfkı Meriç onu şiirlere bağlar,

“Beni erik hırsızlığından,

futboldan koparan bu öğretmen

oldu.” diyerek öğretmenine

minnetini belli eder. Lise

yıllarında hikâye yazarak

başladığı yazarlığa ise askerlik

döneminde yazdığı tiyatro

eserleri ve sonrasında kaleme

aldığı romanlarıyla devam eder.

Eserlerinde ağırlıklı olarak taşra

yaşamından, siyasi ve sosyal

değişimlerin köy insanındaki

etkilerini işler. Küçük Ağa,

Osmancık, Gençliğim Eyvah

eserleri şairane dili nedeniyle

günümüz insanlarının rahatlıkla

okuyabileceği eserlerin arasında

yerini alır.

TAŞRA İNSANININ AYNASI

Tarık Buğra’nın ülkedeki

siyasi ve sosyal gelişimlerin

yansımalarını eserlerindeki taşra

insanında derinden hissetmek

mümkün. Bu nedenle roman

yazarken amacı bir tarihçi gibi

tarihi anlatmak değil, taşra

insanının dönemden nasıl

etkilendiğini psikolojik ve

sosyolojik açıdan incelemektir.

Eserlerini ele alış biçimini M.

Nuri Bingöl “Edebiyatın Yolları

Taştan-Tarık Buğra ile Sanatı ve

Sanat Dünyası Üzerine Sohbet”

eserinde, “Romanda önemli

saydığım husus, toplumsal

olayların, insanlarda sebep

oldukları değişmeleri ve tepkileri

belirlemektir. Politik ve siyasi

hareketler şehirden ziyade

kasabayı etkisi altına almaktadır.

Bu değişme, sanat eserlerinin

dayandığı trajediyi ortaya

çıkarır.” cümleleriyle açıklar.

Kendisinin de bir taşra çocuğu

olması bütün eserlerinde taşra

insanının ihtiyaç ve sıkıntılarını

kolay analiz edebilmesini ve

onların psikolojik tahlillerini

doğru yapabilmesini

sağlar. Birçok dönem kitabı

yazarlarından ayrışmasının en

önemli unsurlardan biri, sanatın

tek çıkış noktasını insan kabul

etmesi ve eserlerinde bu insanın

toplumda diğer insanlarla ve

doğayla çatışmasını ele almasıdır.

Aynı dönemde köy romanları

fırtına gibi eserken, onun birey

kavramını ön planda tutması

ölümsüz bir edebiyatçı olmasını

sağlar. Osmancık, Bu Çağın Adı,

Dönemeçte, Gençliğim Eyvah,

Firavun İmanı, İbiş’in Rüyası ve

niceleri büyük üne kavuşmuş,

sinemaya, diziye ya da tiyatroya

uyarlanmış eserlerinden

bazılarıdır.

TARIK BUĞRA’NIN 100

YILLIK ANISINA

Buğra’nın 100. yaşına

istinaden birçok anma günü

düzenleniyor. Türkiye Yazarlar

Birliği 2 Eylül’de Tarık Buğra

anısına İstanbul’da bir söyleşi

gerçekleştirdi. 12-14 Ekim’de

yine Türkiye Yazarlar Birliği

tarafından Ankara Yıldırım

Beyazıt Üniversitesi ve Anadolu

Mektebi işbirliğiyle “Tarık Buğra

ile 100 Yıl” başlığı altında bilgi

şöleni düzenlenecek. Ayrıca

Ötüken Yayınları 2 kitapla Tarık

Buğra’nın 100. yaşını kutladı.

Mehmet Tekin’in “İtaatsiz Bir

Taşralının Entelektüel Portresi”

ile tekrar baskı “Edebiyatın

Yolları Taştan Tarık Buğra ile

Söyleşiler” kitapları Tarık Buğra

hayranları için raflarda yerini

aldı.

EKİM 2018 73

Akşehir’ in kültürüyle

büyüyen Buğra,

edebiyata çok küçük

yaşlarda ilgi duymaya başlar, yazmak

onun için bir sevdaya dönüşür; hem de

hiç bırakmayacağı bir sevdaya.