

EYLÜL 2019 67
B
ir güvercin, bir de
zeytin dalı… Doğadan
alınan iki barış
simgesi. Eskilerin herhalde bir
bildikleri vardı diye düşünüp
biraz araştırınca Nuh’un
gemisine bir zeytin dalı ile
dönen güvercinin, o meşhur
sel felaketinin bittiğinin, Tanrı
ve insan arasında yeniden
barışın sağlandığının müjdecisi
olduğunu öğreniyoruz.
Mitolojide “ölmez ağacı”
ismiyle anılan ve neredeyse
insanlık tarihiyle aynı tarihi
paylaşan bu kutsal ağacın dalı,
kültürler arasında birleştirici
bir köprü ve barışın sembolü
olarak kullanılmaya devam
ediyor halen. Bu yüzden
zeytinle hayat bulmuş,
zeytini özümsemiş, onunla
kendisine bir yaşam kültürü
tasarlamış coğrafyaların ta
kilometrelerce öteden hissedilen
huzurlu atmosferlerine hiç
de şaşırmamak gerek. Barış,
zeytinin tabiatında var! Tıpkı
Ege’de olduğu gibi. Ülkemizde
zeytinle anılan pek çok coğrafya
olsa da hiçbiri Ege kadar zeytinle
özdeş değil. İnce yapraklar
arasındaki kara gözleri görünce
en çok Egeliler sevinir; çünkü
zeytin, Ege için bir geçim
kaynağı olmanın çok ötesinde,
bir yaşam biçimidir. Buralarda
hayat zeytin ağacının gölgesinde
filizlenir. Zaman geçmiş, sahipler
değişmiş olsa da zeytin ağacı
mucizevi ürününü sunmaya
devam eder yöre halkına.
Bilenler bilir; eylül ayıyla birlikte
ülkeden hasat haberleri de
gelmeye başlar. Haziran ayında
çiçeklenen, yaz mevsiminin son
günlerine kadar da büyümeye
duran zeytinler, güz kendini
hissettirdi mi daha bir canlanır;
yeşil gümüş yaprakların
arasından bir renk silsilesi sunar.
Artık zeytin ülkesinde ziller
hasat için çalıyordur ve başrolde
elbette Ayvalık vardır! Nasıl
olmasın ki? Topraklarında tam 2
milyon zeytin ağacı barındıran,
ilçe arazisinin yüzde 60’ını,
tarım arazisinin ise yüzde 17’sini
zeytine adayan Ayvalık, bu
alandaki rüştünü “coğrafi işaret”
unvanıyla da ispat ediyor zaten.
AĞAÇTAN SOFRAYA
UZANAN BİR ŞENLİK:
HASAT
Zeytini dalından toplamak
için kullanılan yöntemler
genel olarak ikiye ayrılır; ağaç
üzerinden tek tek elle toplama,
yerden toplama (yere düşen
meyveleri toplama) ve makine
ile toplama.
Hasat yöntemi zeytinin türü,
ağacın sayısı, harcanacak para
gibi etkenlerle elle toplamaktan
dalları sırıkla sarsmaya dek
farklılık gösterse de hepsi büyük
emek ve sabır gerektirir.
En pahalı ve en emek gerektiren
toplama şekli tabii ki elle
yapılandır. Ama bu emeğin
karşılığında en kaliteli zeytin ve
zeytinyağı elde edilir.
Toplanan zeytin ve elde edilen
zeytinyağı miktarı her yıl
farklılık gösterir. Bir sene ürün
veren ağaç takip eden yıl ürün
vermez ya da az verir. Egeliler
‘zeytinin var yılı yok yılı’ derler
buna. Bunun nedeni dallara
Topraklarında tam
2 milyon zeytin ağacı
barındıran, ilçe
arazisinin yüzde
60’ını, tarım
arazisinin ise yüzde
17’sini zeytine
adayan Ayvalık, bu
alandaki rüştünü
“coğrafi işaret”
unvanıyla da ispat
ediyor zaten.
Barış, zeytinin tabiatında var! Tıpkı Ege’de
olduğu gibi. Ülkemizde zeytinle anılan pek çok
coğrafya olsa da hiçbiri Ege kadar zeytinle
özdeş değil. İnce yapraklar arasındaki kara
gözleri görünce en çok Egeliler sevinir; çünkü zeytin, Ege için bir
geçim kaynağı olmanın çok ötesinde, bir yaşam biçimidir.
Gökçe ÇİÇEK