Background Image
Previous Page  75 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 75 / 84 Next Page
Page Background

KASIM 2019 75

1SPG %S "ZIBO 4POHBS WF FĔJ

Op. Dr. Reyhan Songar

Hayatı boyunca sigara ve

uyuşturucu ile mücadele eden

Prof. Dr. Ayhan Songar, bu

mücadelesini eşi Kadın Doğum

Uzmanı Op. Dr. Reyhan Songar

ile birlikte yürüttü. 1964-

1968 yılları arasında Yeşilay

Cemiyeti'nin başkanlığını

yaptı. Prof. Dr. Ayhan Songar

İngilizce, Fransızca ve Almanca

biliyordu. Bir çocuğu, iki torunu

bulunmaktadır. İ.Ü. Cerrahpaşa

Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim

Başkanı iken, 43 sene 7 aylık

devlet hizmetinden 1994'de

yaş haddi sebebiyle emekliye

ayrılmıştır. 2 Temmuz 1997'yi 3

Temmuz'a bağlayan gece ahirete

intikal etmiştir.

Ayhan Songar fikir ve düşünce

adamıydı. "Beynimiz ve

Sinirlerimiz", "Enerji ve Hayat",

"Sibernetik", "Haşhaş Meselesi

ve Türkiye", "Çeşitleme" gibi

döneminin ötesinde kitaplar

kaleme almıştı. Sayısız doktor,

psikiyatrist, psikolog ve öğretim

üyesi yetiştirmişti. Pek çok

doçent ve profesör, onun

yetiştirdiği talebeler olarak

ülkenin her yanında vazife

yapmaktadır. Ayhan Hoca,

son günlere kadar Türkiye

Gazetesi'ndeki yazılarına

aydının fotoğrafını çekmiştir.

Sanata ve özellikle de Türk

Sanat Müziği’ne olan ilgisiyle

tanınmıştır. Edebiyata özel

ilgi duymuş ve Türk Edebiyatı

Vakfı'nın kurucuları arasında

yer almıştır. Fuzuli’den Necip

Fazıl'a kadar birçok şair ve şiir

hakkında geniş bilgiye sahip

olmuştur. Yerli ve yabancı

dergilerde yüzlerce makalesi

yayınlanan Ayhan Songar'ın "Die

Menschen und die Psychologie"

(İnsanlar ve Psikoloji ) adlı

uzun bir bildirisi Almanya'daki

psikiyatri dergilerinde birçok kez

ana kaynak olarak gösterilmiştir.

Toplam 26 kitabı ve yerli ve

yabancı dergilerde yayınlanan

yüzlerce ilmi makalesi

bulunmaktadır. Türkçe'nin

korunması ve dilimize sahip

çıkılması konusunda yoğun

çaba sarf eden Prof. Dr. Ayhan

Songar, yabancı dil öğrenmeye

karşı çıkmamış, ancak Türkçe'nin

bilim dili olmayacağı tezini

savunanlara karşı çıkmıştır.

Sokaklardaki yabancı mağaza

isimlerine ve uydurma

kelimelere çok üzüldüğünü her

konuşmasında belirtmiştir.

Ayhan Songar çok yoğun

çalışmasına rağmen ailesini ihmal

etmeyen bir insandı. Kendisiyle

yapılan bir röportajda günlük

çalışma hayatını şu şekilde dile

getirmiştir: “Ben günde 20 saat

çalışıyorum. Her gün sabah

08.30’da evden çıkarım. Bir gün

hastaneye gelirim, bir gün de Adli

Tıp’a giderim. Öğleden sonra da

muayenehanem var. Gece saat

1’de filan işim biter. Eve gelirim,

gazete için yazımı yazarım. Saat

2 veya 4 olur; yatarım. Pazartesi,

salı, perşembe, cuma böyle,

vakti iyi değerlendirmek lâzım.

Bu dört gün devamlı çalışırım.

Görüyorsunuz, bir saniye boş

değilim burada. Gece yarısına

kadar böyle geçer. Ama çarşamba

günleri öğleden sonra ve

cumartesi -pazar günleri boşum.

Mutlaka kendi aileme vakit

ayırırım."

devam etti. Ülke gündemini

vatan sevgisi ile dopdolu bir

fert olarak yakından takip etti.

Yatağında kımıldayamıyordu;

ama elleri ve gözleriyle yazılarını

aksatmıyordu. Ondaki bu

enerjiye şaşmamak mümkün

değildi. Sonunda ölümünden

bir gün önce şu cümlelerle

hayata veda etti: "Emrihak

vaki olursa sizlerden helallik

dilerim. Benden Fatihalarınızı

esirgemeyiniz. Hastalık da, şifa

da Allah'tan..."

Uzun tedavilere rağmen

düzelmeyen hastalar Prof. Dr.

Ayhan Songar ile iyileşeceğine

inanır ve gerçekten de onun

şifalı reçetesinden fayda

görürdü. Geç saatlere kadar

şifa bekleyen hastalarıyla

ilgilenir, birçoğundan para

almazdı. Ayhan Hoca neşeli ve

nüktedendi. Yaşadığı her olayda

gülünecek bir taraf bulur, bir

espri çıkarırdı. Hocanın çok hoş

sohbeti vardı. Tatlı mübalağalarla

hadiselerin komik yönlerini

vurgulayarak anlatırdı, çok

enerjik ve çalışkan bir insandı.

24 saat adeta ona yetmezdi. Gece

birkaç saat uyurdu. Özellikle

öğlenleri, genellikle oturduğu

yerde 5 -10 dakikalık şekerleme

uykularına dalardı. Bu kısa

şekerlemeler, onu enerjik ve

zinde hale getirirdi. Kolay

kolay kızmazdı. Bu rahatlığını

şöyle izah etmişti: "Vicdanım

rahat. Allah'tan başka kimseye

veremeyecek hesabım yok.

İçim rahat. Yaptığım işlerin

hiçbirisinde arka plân, ön hesap

yoktur. Hayatımda kimseye

kötülük etmedim." Vefat ettikten

sonra her ay düzenli olarak

hocanın 20 öğrenciye karşılıksız

burs verdiği anlaşılmıştı.

,E]EXØ FS]YRGE WMKEVE ZI Y]YĽXYVYGY MPI

Q‚GEHIPI IHIR 4VSJ (V %]LER 7SRKEV FY

Q‚GEHIPIWMRM IĽM /EHØR (SĴYQ 9^QERØ 3T

(V 6I]LER 7SRKEV MPI FMVPMOXI ]‚V‚XX‚

]ØPPEVØ EVEWØRHE =IĽMPE] 'IQM]IXM RMR FEĽOERPØĴØRØ ]ETXØ