

yaş arasındaki bebek ve çocuklarla
ailelerine kimin eğitim desteği
sağlayacağı açık değil. Kısacası
erken müdahale çalışmaları
konusunda ülkemizin alması
gereken çok yol var. Mutlaka bir
sistem kurulmalı ve bu sistem
hem ev hem de kurum merkezli
uygulamaları içermeli.
Engelli bireyleri topluma dahil
etme çalışmalarında toplumun
rolü nedir? Başarılı olabilmek
için toplumdan beklentileriniz
nelerdir?
Okuduğum bir yazıda görme
engelli bir hanıma bir gazetecinin
sorduğu, “Engelli bir birey olarak
toplumdan beklentiniz nedir?”
sorusuna, hanım şöyle bir yanıt
vermişti. “Eşit olma hakkı ve farklı
olma şansı”. Bu yanıt sanırım
oldukça açıklayıcı. Tüm bireyler
toplumun bir parçasıdır ve sebebi
ne olursa olsun ayrıştırıcı bir
muameleye tabi tutulamazlar. Bu
inanç bizim kültürümüze çok da
yabancı değil üstelik. Mevlana
Celaleddini Rumi’nin ‘Kim
olursan ol, gel’ anlayışı, bunun
yüzyıllar önce ortaya konduğunun
bir göstergesi. Eğer daha çok
bilirsek, bizi bu bireylerden uzak
durmaya ya da onlarla ilgili düşük
beklentiler içerisine girmemize
iten sebeplerden de daha çabuk
kurtuluruz. Aileleri mümkün olan
en erken zamanda desteklersek,
hem özel gereksinimli çocuğun
gelişimini, hem de ailenin
bir arada güçlü durmasını
desteklemiş oluruz.
Özel gereksinimli bireylerin
ailelerinin eğitimi ne derece
önemlidir? Bu bireylerin
eğitimine katkı sağlar mı?
Aile bir çocuğun yaşamında
ilk durağı, onu birey yapan, her
anlamda destekleyen, ileride
yaşadığı her türlü zorlukta dönüp
kayıtsız şartsız yardım alacağı,
koşulsuzca sevildiği tek yerdir.
Bu anlamda ailelerin bilinçli
olmasının çocukları üzerindeki
olumlu etkilerini sanırım kimse
inkâr edemez. Özel gereksinimli
bireylerin aileleri biz eğitimcilerin
en önemli çalışma ve yol
arkadaşları aslında. Onlarla olması
gereken anlayışı geliştirebildiğimiz
ve işbirliği yapabildiğimiz anda
bunun çocuk üzerindeki etkisi
inanılmaz oluyor. Ancak elbette
özel gereksinimli bir çocuğa
sahip olmak ve onun yaşadığı
zorlukların birinci muhatabı
olmak aileler açısından çok
yıpratıcı. Bu da zaman zaman
aileleri sürece katmakta ve onları
harekete geçirmekte bize zorluk
çıkarıyor. Kabullenme sürecini
yaşamak çok doğal olsa da, ailenin
yaşadıklarını dışarıdan bakarak
anlamak mümkün değil. Böylece
ailelerle eğitimciler ve uzmanlar
arasında çatışmalar olabiliyor. Özel
gereksinimli çocuk sahibi ailelerin
mümkün olan en erken zamanda
erken müdahale çalışmalarına
katılmaları sağlandığında ise,
bu durum tersine kolaylıkla
çevrilebiliyor. Zaman geçtikçe
ve çocuğun gereksinimleri
farklılaştıkça, gerekli eğitsel
ve belki de psikolojik desteğin
sağlanması da önemli. Aile güçlü
ve bilinçli olunca işler inanılmaz
değişiyor ve yolunda gidiyor.
Dünyada özel eğitimin kaderini
değiştiren de ailelerin talepleri
olmuş. Bu nedenle eğitimci ile aile,
çocuğun iyiliği için etkin ve verimli
bir çalışma birlikteliği oluşturmalı
ve karşılıklı anlayış ve paylaşımla
süreci yönetmelidir.
Okuduğum bir yazıda
görme engelli bir
hanıma bir gazetecinin
sorduğu, “Engelli bir
birey olarak toplumdan
beklentiniz nedir?”
sorusuna, hanım şöyle
bir yanıt vermişti. “Eşit
olma hakkı ve farklı
olma şansı”.
kesinleşir kesinleşmez ve hatta
risk olduğu düşünülen (erken
doğum, gelişimsel gecikmeler
gibi) durumlarda hiç vakit
kaybetmeden çocuk ve ailesi için
planlanan tüm çalışmaları içerir
erken müdahale çalışmaları.
Özellikle 0-6 yaşın insan
gelişimindeki dramatik önemi
nedeniyle bu dönemde yapılacak
müdahalelerin çocuğun ilerideki
gelişimine etkisi tartışılmazdır.
Bazı ülkelerde bu çalışmalara
sayesinde daha önce tanı
almış bazı çocukların tanı
dışına çıkması bile söz konusu
olmuştur. Okullarımız, özellikle
devlete bağlı okullar en erken
dört yaşından itibaren hizmet
vermeye başladıklarından, 0-3
yaş arasındaki bebek, çocuk ve
aileleri birkaç yıldır uygulamaya
konmuş olan Erken Çocukluk
EğitimMerkezleri’nden destek
alabilirler. Bu merkezler münferit
şekilde açılabileceği gibi, özel
eğitim okullarının bünyesinde
de açılabilir. Ancak sayıları şu
an için büyük şehirlerimizde
bile yeterli değildir. Ayrıca
dünyadaki birçok ülkede yetişen
‘erken müdahale uzmanları’
ülkemizde yetişmediğinden 0-3
Toplumu özel
gereksinimli bireylerle
ilgili yanlış inanç
ve önyargılarından
kurtarmamız
gerekiyor.
MART 2018 31