Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  45 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 45 / 84 Next Page
Page Background

MART 2018 45

MUTLAKA BİR UZMANA

BAŞVURULMALI

30-60 yaş arasında ve ağırlıklı

olarak kadınlarda görülen

rozasea, dünyada ortalama yüz

kişiden üçünün şikayet ettiği

bir sorun olarak dikkat çekiyor.

Bu oran bazı coğrafi bölgelerde

yüzde 20’ye kadar yükselebiliyor.

Dr. Sağlam, hastalığın açık

tenli kişilerde, ailesel geçiş

gösterenlerde, çiftçi ve inşaat

işçisi gibi sıcakta ve soğukta ya

da güneş altında çalışanlarda

daha fazla ortaya çıktığını

söylüyor. “Bununla birlikte

fazla miktarda acı, baharatlı

yiyecekler, çikolata ve aşırı sıcak

çay ve kahve tüketimi de hastalığı

tetikleyici faktörler arasında yer

alıyor” diyen Dr. Sağlam, rozasea

nedeniyle yüzde meydana gelen

küçük, kırmızı, bazıları da

iltihaplı kabarcıkların başlangıç

aşamasında kendiliğinden

geçtiğini ancak sonrasında tekrar

edebildiğini de sözlerine ekliyor.

Dr. Sağlam ayrıca herhangi bir

gerileme yaşamayan hatta kılcal

damar genişlemeleri ortaya çıkan

kişilerin mutlaka bir uzmana

başvurması gerektiğine dikkat

çekiyor.

KIZARIKLIK VE

SİVİLCELENMELER

ZAMANLA ARTABİLİYOR

Rozasea, tetikleyici etkenlere

maruz kalınmasıyla birlikte bir

anda ortaya çıkabiliyor ya da

kızarıklık ve sivilcelenmeler

zamanla artabiliyor. Yüzün

belirli bölgelerinde kızarıkla

başlayıp evreler halinde ilerleyen

hastalıkla ilgili Dr. Sağlam

şunları anlatıyor: “Hastalık,

ikinci evreye ulaştığında,

damarda genişlemeler sonrasında

sivilcemsi kızarıklıklar olarak

görülüyor. Yanma ve kaşıntı

gibi şikayetlerin de eşlik ettiği

kızarıklıklar, ağırlıklı olarak

elmacık kemiklerinin üstünde

ve burnun alt yarısında

artıyor. Üçüncü evre olarak

tanımladığımız aşamada

30-60 yaş arasında

ve ağırlıklı olarak

kadınlarda görülen

rozasea, dünyada

ortalama yüz kişiden

üçünün şikayet ettiği

bir sorun olarak

dikkat çekiyor. Bu

oran bazı coğrafi

bölgelerde yüzde

20’ye kadar

yükselebiliyor.

“Güneş ışınlarının

zararlı etkileri,

stres, çevresel

kirlilikvesoğuk

hava, hastalığın

görülme

sıklığındave

şiddetindeartışa

nedenoluyor.”

ise hastanın yüzündeki

kızarıklıkların arttığını

görüyoruz. Bazen burunda yağ

kanallarını genişleterek, burnun

büyüyüp şekil değiştirmesine

(rinofima) neden olabiliyor.”

ROZASEAYA BAŞKA

HASTALIKLAR EŞLİK

EDEBİLİYOR

Sadece yüz bölgesinde görülen

rozaseaya, seboreik dermatit

ve perioralegzema gibi cilt

hastalıkları da eşlik edebiliyor.

Bu durum, hastalığın şiddetinin

artmasına neden oluyor. Dr.

Sağlam, ayrıca gözde blefarit

nedeniyle kaşıntı, yanma ve

batma yaşanmasının yanında

rozaseası olan kişilerde

hipertansiyon ve migren görülme

oranın da arttığını söylüyor.

ÖMÜR BOYU KORUMA

ÖNEM TAŞIYOR

Dr. Sağlam, hastalığın genellikle

ataklar halinde seyrettiğini

belirtiyor. Tetikleyicilere maruz

kalmanın alevlenmeyi artırdığını

ve akut döneme geçişe neden

olduğunu hatırlatan Dr. Sağlam,

rozaseada hiçbir zaman tam

olarak düzelme sağlanamadığı

için sorunu yaşayan kişilerde

ömür boyu korunmanın son

derece önemli olduğunu sözlerine

ekliyor. Atak dönemlerinde

hastalığın şiddetine göre tedavi

uygulanıyor. Dr. Sağlam, hastalığın

tedavisi hakkında ise şunları

anlatıyor: “Rozasea, medikal

ve lazer teknoloji kullanılarak

tedavi edilmesi gereken bir

hastalık. Sorunun şiddetine göre,

antibiyotikler ve uygun krem

jellerden yararlanıyoruz. Ancak

hastaların tahriş edici ürünlerle

alkol içeren toniklerden uzak

durması ve topikal kortizonlu

krem kullanmaktan kaçınmaları

önem taşıyor.”

»

Sıcak içecek ve yiyeceklerden kaçının.

»

Alkol ve kafeinden uzak durun.

»

UVA ve UVB’ye etkili en az 30 faktörlü

kremlerle güneşten korunun. Yaz ayları ve

güneş altında ise daha yüksek koruma

faktörlü kremleri tercih edin.

»

Düzenli olarak cildinizi nemlendirin.

BUNLARI UNUTMAYIN!