

Mis kokulu bahar; başında serseri yağmurlar,
ayağında telaşlı yeşillikler, dallarında eriklerle çıkıp
geldi. Saçlarında sarı mimozalar, göğsünde mor
çiçekli erguvanlar, eteğinde rengarenk lalelerle
yine başımızı döndürmeye hazırlanıyor. İstanbul’un
bu pek güzel, pek alımlı, pek mis kokulu çiçekleri,
bahar mevsiminin biz İstanbullulara en güzel
hediyesi. Bu kez dümeni onlara emanet ediyor,
rotamızı çiçeklerin izinde sürüyoruz.
kültür
MİMOZA
ERGUVAN
LALE
göğsünde
Başında
eteği̇
nde
Yeşilay
72
Nisan ayı, baharda
İstanbul’u yaşamanın en
güzel ayı. Çünkü Mart’ın
şaşkınlığı, yerini güneşle
barışık günlerin
kararlılığına bırakır
Nisan’da.
kahramanımız Marcovaldo gibi
doğayı hassasiyetle izlemesek de
kuşkusuz hepimiz mevsimlerden
bahar olduğunu biliyoruz. Ama
hangimiz, gündelik hayatın
koşuşturması içinde telaşlı
kuş seslerinin, çiçeklenen erik
ağaçlarının, sokakları dolduran
renk ve koku cümbüşünün bir
parçasıyız ki?
Dünyamız hızla ısınıyor ve
doğa her geçen gün biraz daha
zedeleniyor. Artık mevsim
dönümleri bile eskisi kadar belirgin
değil. Kışın içinde yaz, yazın
içinde kış yaşanıyor. O nedenle,
söz konusu bahar gibi çığırtkan
bir mevsim bile olsa, özellikle kent
yaşamı içinde doğayı aramak,
merakla doğanın peşine düşmek
gerekiyor. Hele ki yaşadığınız kent
İstanbul gibi dev bir metropolse…
Nisan ayı, baharda İstanbul’u
yaşamanın en güzel ayı. Çünkü
Mart’ın şaşkınlığı, yerini güneşle
barışık günlerin kararlılığına bırakır
Nisan’da. Meteorolojiden gelecek
haberler artık o kadar da önemli
değildir, “soğuk hava dalgaları”
çoktan geride kalmıştır. Bahar tüm
coşkusuyla gelip üstümüze sinen
yorgunlukları, içimize yerleşen
sıkıntıları alıp götürmüştür zaten. O
halde bize düşen sadece sokaklarda
olmaktır. İstanbul’da baharın tadını
doyasıya çıkarmak için öyle özel
planlar yapmanıza gerek yok; nasılsa
sizin itinayla uygulamaya çalıştığınız
tüm planları suya düşürecektir bahar.
Yani o kendi rotasını belirleyecektir.
Ama yine de birkaç ipucu isterseniz
o zaman İstanbul’un çiçeklerinin
izini sürün deriz. Evet, yanlış
duymadınız, İstanbul’un çiçekleri.
Çünkü biz öyle yaptık!
MİMOZALARIN SARI
SENFONİSİ…
Bahar, İstanbul’a ilk Adalar’dan göz
kırpar. Mart ayıyla birlikte Adalar’da
mimozalar haberini verir yaklaşan
baharın. Tabii biz çoğunlukla
bu haberi, şehrin bir köşesinde
cilveli seslenişiyle sarışın bir demet
mimozayı burnumuza sokan
çiçekçilerden anlarız ya da ellerinde
mimoza demetleriyle koşuşturan
insanlardan…Çiçekçilerin
"
M
arcovaldo’nun
gözleri kent
yaşamına az
yatkındı; ilanlar, trafik ışıkları,
vitrinler, ışıklı tabelalar, yazılar,
dikkat çekmek için tasarlanmış
olsalar da sanki bir çölün
kumlarını tarayan gözlerine hiç
takılmazlardı. Buna karşılık,
bir dalda sararan yaprak, bir
kiremitten sarkan kuş tüyü
gözünden hiç kaçmazdı;
bir atın sırtındaki sineği, bir
masada böceklerin açtığı
deliği, bir kaldırımda ezilmiş
incir kabuğunu görmediği;
mevsim değişikliklerini,
içindeki özlemleri, yaşamındaki
yoksunlukları duyumsadığında
kafa yormadığı olmazdı hiç.”
Bu alıntı, Italo Calvino’nun
“Kentte Mevsimler” adlı
kitabından. İstanbul’da bahar
konulu bir yazıya neden bu
alıntıyla girdiğime gelince;
Gökçe ÇİÇEK