

ise Marmara Bölgesi gelmektedir.
Akdeniz ve Ege bölgelerinde
yaşayan kişilerde ise daha seyrek
görülmektedir.” diyor.
KONTROLALTINA
ALINMASI GEREKİYOR
“Hipertansiyonda, teşhis
konulduktan sonra hastalığın
evrelemesi yapılarak tedavi
stratejisini belirlemek için
hastanın kardiyovasküler risk
skalası belirlenmektedir.” diyen
Prof. Dr. Uyarel, bu durumun
tedavi yönteminin seçilmesinde
anahtar rol oynadığını
vurguluyor. Hastada kalp damar
hastalığı, diyabet, kronik böbrek
hastalığının varlığı gibi birçok
risk faktörüne bakıldığını,
ayrıca hipertansiyona neden
olan sebeplerin de araştırıldığını
sözlerine ekliyor. Tüm bunların
tespit edilmesinin ardından
hastaya uygulanacak tedavi
yönteminin belirlendiğini
belirten Prof. Dr. Uyarel, “Tüm
hipertansiyon hastaları için birinci
ve olmazsa olmaz şart, yaşam tarzı
değişikliğidir. İkincisi ise tekli
veya kombine ilaç tedavisidir.”
diyor. “Sistolik kan basıncı hedefi
özellikle 65 yaş altı hastalarda
120-129 mmHg, 65 yaş ve üstü
hastalarda ise 130-139 mmHg
olarak belirlenmiştir.” diyen Prof.
Dr. Uyarel, tüm yaş gruplarında
ise diyastolik kan basıncı
hedefinin 80 mmHg olduğunu
ifade ediyor. “Özellikle diyabet,
kronik böbrek, inme ve kalp-
damar hastalığı olanlarda sistolik
kan basıncı 120 mmHg altına
düşürülmemelidir.” diyen Prof. Dr.
Uyarel sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Tansiyonu düşürmenin önemini
şöyle açıklayabiliriz: Sistolik kan
basıncını 10 mmHg düşürmek
veya diyastolik kan basıncını
5 mmHg düşürmek tüm
kardiyovasküler olaylarda %20,
inmede %25, kalp krizinde %20 ve
kalp yetmezliğinde %40 azalmaya
yol açmaktadır. Bu nedenle,
hipertansiyon erken teşhis edilerek
normal düzeylere çekilmelidir.”
düzenli olarak fiziksel aktivite
yapması olduğunu belirten Prof.
Dr. Uyarel, “Fiziksel aktivite
kan basıncını düzenlemektedir.
Bu nedenle, sağlıklı kişilerin
de tansiyon hastalarının da
günde en az yarım saat orta
düzey dinamik aerobik, egzersiz
(yürüyüş, bisiklet, yüzme)
yapması gerekmektedir.” diyor.
Son olarak, ilaçların doktor
kontrolünde kullanılmasının
önemine dikkat çeken Prof.
Dr. Uyarel sözlerini şöyle
sürdürüyor: “İlaç tedaviniz
riskinize ve tansiyonun evresine
göre doktorunuz tarafından
belirlenecektir. Genel kılavuz
yaklaşımı; tüm evrelerde yaşam
tarzı değişikliği ile birlikte ilaç
kullanımıdır. Yüksek-normal
aralıkta ise kardiyak riski çok
yüksek olanlarda ilaç tedavisi
önerilmektedir.”
HİPERTANSİYONHASTALARI
NELERDENKAÇINMALI?
Hipertansiyon hastalarının
yaşam tarzında yapacakları ilk
değişikliğin sodyum yani tuz
alımını kısıtlamaları olduğunu
ifade eden Prof. Dr. Uyarel,
“Tuz alımındaki azalma kan
basınçlarında önemli bir
azalmaya yol açmaktadır.” diyor.
Beslenme alışkanlıklarının da
değiştirilmesi gerektiğinin altını
çizen Prof. Dr. Uyarel, yapılan
araştırmaların Akdeniz tipi
diyet uygulayan hipertansiyon
hastalarının uygulamayanlara
göre kardiyovasküler ölümde
%29, inmede ise %39 daha az
risk altında olduğunu ortaya
koyduğunu vurguluyor. Prof.
Dr. Uyarel konu ile ilgili sözlerini
şöyle sürdürüyor: “Bu nedenle
hipertansiyon hastalarının
Akdeniz tipi beslenmeleri, yani
sebze, meyve, düşük yağlı süt
ürünleri, tahıl, balık, doymamış
yağ asitleri ve özellikle de
zeytinyağı tüketimini artırmaları
gerekmektedir.”
“Obezite birçok hastalık gibi
yüksek tansiyona da neden
olmaktadır. Fazla kilolu olan
kişilerin yaklaşık %40'ında yüksek
tansiyon görülmektedir.” diyen
Prof. Dr. Uyarel, ideal kiloda
olmanın tansiyonu dengeleyen
önemli bir faktör olduğunun altını
çiziyor. Dikkat edilmesi gereken
bir diğer noktanın ise hastaların
“Tansiyonu düşürmenin
önemini şöyle
açıklayabiliriz: Sistolik kan
basıncını 10 mmHg
düşürmek veya diyastolik
kan basıncını 5 mmHg
düşürmek tüm
kardiyovasküler olaylarda
%20, inmede %25, kalp
krizinde %20 ve kalp
yetmezliğinde %40
azalmaya yol açmaktadır. Bu
nedenle, hipertansiyon
erken teşhis edilerek normal
düzeylere çekilmelidir.”
TEMMUZ 2019 35
Kardiyoloji Uzmanı
Prof. Dr. Hüseyin Uyarel