tekrar incelediklerinde bunun 2
değil, 5,7 olduğunu buldular. Yani bir
kişinin 1-2 kişiye değil; ortalama 5,7
kişiye bulaştırabileceğini gösterdiler.
Baştaki görünümünden daha da
fazla bulaşıcı bir virüs olduğu ortaya
çıktı.
Salgın her ülkede farklı seyrediyor.
Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ölüm oranlarında değişiklikler
oldu ama o da dediğim gibi
salgının ilk başlarında heyecanla,
panikle bazı yanlış hesaplar
yapıldı. Sonra Çinliler de
yeniden hesapladıklarında ilk
düşündüklerinden daha öldürücü
olduğunu tespit ettiler. İtalya ve
İspanya’dan da oranlar geldiğinde
şu an dünyada yüzde 5’ler civarında
seyrediyor. Bizde bu ortalama biraz
daha düşük. Bizden daha düşük
olan bazı ülkeler de var; Avusturya,
İsrail, Portekiz gibi.
Yüzdelerin farklı olmasındaki
faktörler neler?
Neden bu oranların bazı ülkelerde
düşük, bazılarında yüksek olduğu
düşünülünce, buradaki önemli
faktörün yaş olduğu tespit edildi. Bir
ülkedeki vakaların yaş grubu ne kadar
yüksekse, o ülkedeki ölümoranları
o kadar yüksek oluyor. Örneğin,
Almanların ölümoranları düşük ve
vakalarının ortalama yaşı 49; ama
Fransa ve İtalya’da yüksek, buralarda
ortalama vaka yaşları 62 veya 62,5
olmuş. Virüs daha ileri yaşlarda daha
ölümcül seyrettiği için vakaların yaş
grubu ne kadar gençse ölümoranı
da daha düşük oluyor. Türkiye’de bu
oranı tamolarak bilmiyoruz. Bakanlık
bununla ilgili bir açıklama yapmadı.
Ama bizimkendi vakalarımızdan
gördüğümüz, daha genç bir grup
hastalanıyor. Bu biraz da yaşlılarımızı
ne kadar koruduğumuzla ilgili.
Almanya’da yaş grubunun düşük
olması, kültür farklılığı nedeniyle
yaşlılarla gençlerin bir arada
olmamasından kaynaklanıyor. Bizde
de yaşlılarımızı koruyalımsöylemleri
etkili olmuş olabilir. İkincisi de
tedaviler. Virüs yeni olduğu için ilaçlar
da ilk defa kullanılıyor, bir deneyim
ya da etkinlik gösteren çalışmalar
yok. Denedikçe görüyoruz bunları.
Bizdeki tedavinin farklı olması ölüm
oranlarını düşürüyormu, bunu tespit
etmeye çalışıyoruz.
Türkiye’de uygulanan tedavideki en
önemli farklılıklar neler?
Bizdeki en temel farklılık sıtma
ilacımız. Klorokine diğer ülkelerin
birçoğu geç dönemde, yani hastalığın
ağırlaştığı dönemde başlıyorlar. Bizde
tanı konar konmaz hafif vakalara
da veriliyor. Ama etkili olan bu
mudur belli değil, bizden daha az
vakalı ülkeler de bu ilaca hemen
başlamıyor. Bu yüzden araştırmalar
ve vakaların sonuçları çıktıkça daha
rahat konuşabileceğiz. On binlerce
laboratuvarda bu virüs sürekli
üretiliyor, gen yapısı inceleniyor.
Bir de virüsü tiplere ayırdılar. Bu
ne anlam ifade ediyor?
10 Ocak’ta, Çin’de virüsün genetik
yapısı açıklandıktan sonra 3 binin
üzerinde farklı mutasyon gösterildi
virüsün üzerinde. Fakat bunlar
virüsün davranışını değiştirmiyor,
bulaşıcılığını artıran bir durumdeğil.
Sadece mutasyonlara bakarak hangi
ülkeden hangi ülkeye geçtiğinin
haritasını çiziyorlar. Sonra tarihsel
incelemelerini yapıyorlar. Bu
çalışmaları yapanlar virüs tarihçileri.
Onlar tarihe dönük birçok şeyi
hesaplamaya çalışıyorlar. A tipi,
B tipi, C tipi denilmesinin sebebi,
kendilerine takip etmek için bir yol
oluşturmaya çalışmaları. Virüs tek;
öldürücülüğü ve bulaşıcılığı salgının
başından beri değişmedi. Aynı
şekilde devam ediyor. Tümülkelerde
önleyici çalışmalar sürüyor; ama
çözümü açıklayabilecek bir ülke
henüz olmadı.
Büyük salgınlara neden olan
geçmiş virüslerle ve bakterilerle
kıyaslandığında, onlara oranla
bulaşıcılığı daha mı yüksek?
Hayır değil. İspanyol gribine göre
1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Aynı
yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
ihtisasınabaşladı ve1985yılında ihtisasını tamamladı. 1983-1985yıllarında
BeslenmeveMetabolizmaBilimUzmanlığıderecesialdı.Askerlikhizmetini
Adana Asker Hastanesinde 1985-1987 yıllarında, zorunlu hizmetini ise
1987-1989 yıllarında Ankara Etimesgut Devlet Hastanesinde yerine
getirdi. 1988 yılında çocuk sağlığı ve hastalıkları doçenti oldu. 1989
yılındaHacettepeÜniversitesi TıpFakültesi ÇocukEnfeksiyonHastalıkları
Ünitesinde öğretim üyesi olarak göreve başladı ve yan dal ihtisasını yaptı.
1995yılındaprofesörunvanınıaldı.1998yılındaABDCincinnatiChildrens
Hospital'da çocuk enfeksiyon bölümünde çalıştı. Halen Enfeksiyon
Hastalıkları ve Pediatri Uzmanlık Akademisi Derneği Başkanlığı ile Aşı
Çalışma Grubu Koordinatörlüğü görevlerini yürüten Prof. Dr. Ceyhan,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim
Dalı Başkanı olarak çalışmaya devam etmektedir.
PROF. DR. MEHMET CEYHAN KİMDİR?
“Sigara gripte de
zatürrede de risk
faktörüdür. Ama
hiçbirinde bu kadar
belirgin bir risk faktörü
olmadı. Şu çok açık bir
şekilde ortaya kondu ki,
iyileşme oranı
içmeyenlerde 14 kat
daha fazla. Bu akciğer
kanseriyle sigara
arasındaki ilişkiye çok
yakın bir oran.”
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
MAYIS 2020 9