Yeşilay Dergisi-Nisan-2013-Yeme-İçme Bağımlılığı - page 45

kün mü? Hayır. Mutlaka şu şöyle, bu böy-
le diyoruz ama mecbur kalıyoruz yine sa-
tın almaya. Oysa sağlığımızla bu kadar oy-
nanırken en güzel tepkiyi bize haksız yere
sinsice tuzak kuranlara hadlerini bildir-
mekle vermeliyiz. O ürünleri almayarak,
kullanmayarak, çevremize de anlatarak
yola çıkmış olsak daha bilinçli bir toplum
olarak sağlık her şeyden önce gelir sözüne
de uymuş olmaz mıyız?
Son yıllarda artan bir yeme ve içme
kısaca beslenme hatalarından kaynaklı
hastalıklar hızla çoğalmaya başladı. Kan-
ser, diyabet, karaciğer hastalıkları, mide
ve bağırsak hastalıkları, beyin kontrolü-
nün azalmasıyla ilgili hastalıklar, psiko-
lojik hastalıklar nasıl da birden bire ço-
ğaldı. Özellikle bazı maddeler var ki bu
maddelerin girdiği yiyecekleri daha çok
tüketiyoruz ve bağımlılık oluşturacak
kadar yeme isteğimiz artıyor.
MSG lezzet artırıcı katkı maddesi:
Ha-
zır gıdaların çoğunda özellikle çorbalarda
kullanılmaktadır.
Yüksek Fruktoz (mısır şurubu):
Ketçap, kre-
ma, kola, gazoz, şekerleme, çikolata, gofret,
puding, hazır kek, özellikle çocukları sıkça
tükettikleri gıda değeri olmayan ürünlerde
kullanlan bu maddelerin iştah açıcı özellikle-
ri var. Yedikçe tekrar yeme isteği uyandırıyor.
Ve bağımlılık yapmaya sebep oluyor.
İnsanların son yıllarda bu tarz gıdaları
aşırı tüketmesi de bu tür yiyecek ve içecek-
lere olan eğilimi artırdı. Bu ürünler pasta-
necilikte de kullanılıyor. Oysa hiçbir ürün o
kadar sağlıklı ve doyurucu değil. Sadece iş-
tah açan, sağlıksız, yüksek kalorili, tehlike-
li, hatta ölümcül!
Peki, bizler tüketici olarak hangi ürünü
alırken bunlara dikkat ediyoruz? Benim
çocuğum cips istediği zaman ona önce za-
rarlarını anlatmalıyım. Bizler ne kadar ça-
balasak da bugün okullarda maalesef ki
çocuklarımız, gençlerimiz hep fast food
tarzı yiyecekler ve asitli içeceklerle doy-
maya çalışıyor.. Niçin bu gıdaları daha çok
tercih ediyor çocuklar? Çünkü içeriğin-
deki maddeler onları bu yiyecekleri daha
çok tüketmeye itiyor.
Yeme alışkanlıklarımız ne zaman değiş-
meye başladıysa, sağlığımız da o zaman bo-
zulmaya başladı. Ve sürekli ayakta bir şeyler
atıştıran, yolda otobüste, serviste yiyen içen,
internetin veya televizyonun karşısında tıkı-
nan birileri olduk çıktık bir anda.
Ye ve sakinleş, ye ve rahatla, ye vemutlu ol!
Nereye kadar? Çözüm hastanede bitiyor.
Bir yığın diyet listesi… Ve yasaklar… İşin
içinden şimdi daha da çıkılmaz oluyor.
Çünkü yasaklandıkça daha da yeme arzu-
su artıyor çoğu zaman insanın.
Çok mu yiyoruz? Eskiden insanlar daha
çok yerdi hem de bir oturuşta iki ekmek,
iki tabak pilav hatta üç kişi bir kuzuyu de-
virirdi. Ama kimse bu kadar kilolu ve has-
talıklı değildi. Öyle ya çocukluğumuza dö-
nelim üç öğün sofra kurardı annemiz ve
dolu dolu tabaklar, ekmek yemekten kaçın-
mazdık; kuru fasulye, pilav, köfte, sarma,
börek biz daha çok yerdik inanın. Peki, ne
oldu da şimdi herkes porsiyon küçültmeye,
öğün atlamaya, ekmekten kaçınmaya, üç
düşman kabul edilen şeker, tuz, un korku-
suna kapılmaya başladı?
Biz kahvaltıda tek bir besin almazdık; en
yüksek kalorili, en çok enerji veren besinleri
hiç korkmadan tüketirdik. En önemlisi anne-
miz ya da babamız hiçbir zaman bize yemek
ye, yemeğini bitir, yemezsen şöyle yaparım,
yersen bunu alırım demezdi de. Sabahları er-
ken kalkılırdı ve inanın birçok aile hep bera-
ber kahvaltı ederdi. Fırından yeni çıkmış sıca-
cık ekmek, çay ve kahvaltılıklar…
Okul çıkışı tüm çocuklar sokaklara dökü-
lürdü. Çünkü sokaklar eskiden bizimdi. Etraf
bu kadar beton yığınları ile daraltılmamıştı,
bu kadar asfalt yol yoktu, caddeler arabalar-
la dolup taşmazdı, egzoz dumanı yutmazdık,
radyasyon ağı bu kadar çok sarmazdı bizi.
Her şey doğaldı; yediklerimiz, içtiklerimiz,
soluduğumuz hava bile doğaldı.
Saklambaç, kör ebe, elim sende, yakan
top, yedi kule daha sayamadığım oyun-
lar oynardık. Terlerdik su içerdik, gizli giz-
li kar yerdik, ellerimiz kirlense de unutup
yediğimiz hiçbir şeyden mikrop kapmaz-
dık; çok sağlıklıydık, çok mutluyduk, çok
kalabalıktık, çok özgürdük ve çok çocuk-
tuk. Akşam bu yorgunluğun üstüne tıka
basa yerdik ve pijama giymeye fırsat bile
kalmadan oracıkta uyuya kalırdık, mışıl
mışıl uyurduk, sabah da erkenden kalkar-
dık. Ve bir o kadar da sağlıklıydık.
1...,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44 46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,...76
Powered by FlippingBook